Biz Cimcirik & Ben

En mükemmel kim

Irmak minicikti. Geceleri hiç uyanmaz, sabaha kadar deliksiz uyurdu. Biberon da aldığı için sık sık dışarı çıkardık Arkın’la. Sinemaya giderdik.

Annem “aman siz yeter ki birbirinize zaman ayırın” der, kalırdı bizde. Kilo sorunum olmadığı için eski şık geceliklerimi de giyiyordum. Makyajsız dolaşmadığımdan gece silmek bazen yorucu oluyordu, onda da Arkın imdadıma yetişiyordu. Biliyordu çünkü bakımsız hissettiğimde ne kadar bozuk olduğumu…

Eve de sık sık misafir çağırıyorduk. Irmak rahat bir bebek olduğu için ağırlamak kolaydı. Gazı yoktu, kolik değildi, çok acıkmadan ağlamazdı… Katı gıdaya geçiş de çok kolaydı. Hiçbir şeyi reddetmedi. Bir tek diş çıkarırken salyaları akardı, ama o kadar da olsun artık değil mi?

İki yaş sendromundan da neden şikayet ediyorlar anlamam. Çocuk büyüyor işte. İki-üç kere “hayır” dese ne olacak sanki… Bezi bırakmayı kendi istedi. Bir baktım, iki yaşında “anne ııh” diyor bez takarken… Götürdüm hemen lazımlığa yaptı. İnanamadım. Okula alışırken de bir sorunumuz olmadı çok şükür. Bir kez bile ağlamadı ben bırakırken…  Altı yaşına geldi, daha hiç antibiyotik kullanmadık. Bir de merak ediyorum, ilk ne zaman yükselecek sesim. Hiç bağırmadım henüz…

Diye yazsam… İnanır mısınız? İnanmayın canım. İnanmayın güzelim.

Ben yazarken kendimden soğudum, sol elimle sağ elime vurdum, gerçek olsa ne yaparım bilmem.

Ama geçen gün Facebook’ta da yazdığım gibi filmler hep böyle. Hatta filmleri geçtim, gerek sosyal medya gerekse de yanı başımızda yansıtılmak istenen hayatlar da. Herkes aşık, herkes mutlu, kimse yorgun değil… Bütün kavgalar gizlenmiş, saklanmış… Kimsenin gözünün altında bir milim morluk yok…

Aşık mı? Aşık olmayı geçtim, kavga etmeden bir gün geçse oh diyordum ilk başlarda. İşte bu yüzden inanmıyorum ben o hayatlara. İnanmayın. Kusursuz olunca hayat çekilmez. Böylesi hem daha güzel, hem daha keyifli. Uykusuz kalmadan, o makyaj akmadan, o tişörtteki kusmuk lekesi olmadan, elinde tabak çocuk peşinde koşmadan, kocayla ara sıra kapışmadan, o kapıyı bir iki kez çarpmadan, arada bir çocuğa da kocaya da kendine de sesini yükseltmeden olmaz. Valla olmaz, billa olmaz… Dünyanın en güzel duygusu annelik, bunları olmadan tamamlanmaz. Benden söylemesi. 🙂

13 Yorum
  1. Songül 8 sene ago
    Reply

    Hahaha:) çok alemsiniz. En son film sahnesinde durağandan bol aksiyonlu olanına geçiş yapmış gibi oldum. Allah iyiliğinizi versin:) ilk sahne gerçek olsa çok sıkıcı olurdu.

    • ManyakAnne 8 sene ago
      Reply

      ❤️❤️❤️

      • merve 8 sene ago
        Reply

        offff cok güldüm :))) ilk iki paragraftan sonra bir gariplik var dedim oraya kadar yedim yani :DD

  2. Neslihan 8 sene ago
    Reply

    Önce bir acaba mı?gerçek olabilir mi dedim ama sonra yok Şebnem hanım bu oku Nesli dedim…Çok eğlendim okurken o kadar haklısınız ki bir o kadar da İçten bayıldım yazdıklarınıza…İyi ki varsınız Şebnem hanım kimse siz kadar içten olamazdı ❤❤❤

    • ManyakAnne 8 sene ago
      Reply

      Siz de iyi ki varsınız ❤️

  3. Özge 8 sene ago
    Reply

    Bir an sadece ben miyim bu kadar sıkıntılı bebek büyüten derken içimi rahatlattınız şebnem hanım dediğiniz gibi herkes mükemmel gözükme çabasında hayaller hayatlar gibi.. Sizin doğallığınızı ve bizden olmanızı seviyorum herşey gönlünüzce olsun iyi ki varsınız

    • ManyakAnne 8 sene ago
      Reply

      Siz de iyi ki varsınız 🙂

  4. Anonim 8 sene ago
    Reply

    Doğru söze nedir Gözlerinin altı en morlardan biri de benim

  5. Anonim 8 sene ago
    Reply

    bende ilk başları okurken diyorum bu kadın hiç çocuk büyütmemiş ki 🙂

  6. safiye 8 sene ago
    Reply

    Allah Allah dedim bi an. Benim kızda mesela çok rahat bi bebekti kolik değildi tüm gece uyurdu ama ne gezmesi zırt pırt emmek isterdi uyanık olduğu tüm vakitler. Bu sayede duyurdu delikdizce. Ama ben yine de nefes almayı unuturdum. Var mı bu kadar rahat annelik derkeenn döküldü etekteki taşlar yok dedim yalnız değilim. Varmış ben gibi sabredemeyip patlayan akan makyajıyla gezen. Teşekkürler Şebnem abla iyi ki varsın realist ebeveynliğinle. iyi ki bu blogu da keşfetmişim. Polyannaları okumaktan iyi geliyor senin yazdıkların.

    • ManyakAnne 8 sene ago
      Reply

      ❤️❤️

  7. Çiğdem 8 sene ago
    Reply

    Yazının sonunu okuyana kadar Allah Allah acaba ben mi yanlış hatırlıyorum dedim kendi kendime. Ama yok doğru hatırlıyormuşum, yazının başı hayaller, sonu da hayatlar olmuş resmen. Öpüyorum sizi,sevgiler

  8. Şebnem 8 sene ago
    Reply

    Gerçekten inandım.Sanırım uykusuzluk başıma vurdu.Yoksa bu kadar kolay kanmam imkansıza yakın şeylere. O bahsedilen yalan olduğunu düşündüğüm hayatlar sinirimi bozuyor. Yalan biliyorum,mümkün değil eminim ama yok yine de sinir oluyorum. Doğal olmak bu kadar mı zor. Evler hep tertemiz ve derli toplu. Neymiş o evde de çocuk varmış. O evde olsa olsa Saksı yada tuzluk vardır bence.
    Doğallık için teşekkürler

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı