Biz Cimcirik & Ben

Tütü etek alasım var…

,

Çizme ve ceketle uyum yakalamaya çalıştım. Cimcirik mutlu olsun, tabii bir de çizmelerini giysin diye.

Hep yazıp duruyorum Irmak’ın kıyafet seçmesini… Pek karışmıyorum artık. Mevsime uygun olduğu sürece, OK’liyorum. Saçına da öyle. Pes ettim. Zaten takacak bir şey de ok ortada aslında. Klasik işte. Anne kızın şık olmasını istiyor, kız en eski ve küçülenleri seçiyor, anne “dolaptaki onca kıyafet ne olacak hepsini sen beğenerek aldın” diyor. Evde ergen var sanki… ben ortaokula giderken annemle böyle kavgalar ederdik. Devir değişti tabii..

Pazar günü yeğenim Ayşe’nin 5 yaş partisi vardı. Tütü giyeceğini biliyordum. Irmak da ister diye sabah evdeki tütüleri çıkardım. Hatta denettim. Surat hep asık. Kıvır kıvır saçlarını açık bıraktım. Yok, mümkün değil ikna olmuyor. Bir de ağlıyor. “Peki” dedim, “Ne istersen seç. Ama bana sakın gelip de Ayşe’nin kıyafeti ne güzel deme. Çünkü giymeyen sensin.” Tabii ki arkasından “Sen her halinle güzelsin. Yalnızca özel günlerde insan daha çok özeniyor” açıklamasını da yaptım. Bu açıklama olmasa “ben çirkin miyim” diye soracaktı, eminim. 🙂 Bilse ki bana göre dünyanın en güzeli ta kendisi…

Değer mi kıyafet için ağlatmaya? Hatta şöyle sorayım. Değer mi kıyafet için kendimi sinir etmeye. Giyindi, saçlarını nasıl istediğini tarif etti. (İnce bir tutam sağdan, ince bir tutam soldan
örecekmişim. Geri kalan saçı önce atkuyruğu yapıp sonra örecekmişim. Ardından öndekileri arkadaki örgü ile birleştirip topuz yapacakmışım. Yandan bakılınca görünecekmiş örgüler. Topuz çok havada ya da enseye çok yakın olmayacakmış…) Onu da yaptım.

pp
Daha güzel yapabilirdim., bu kadar olabildi. Giderek uzmanlaşırım herhalde…

Ama dayanamadım ve sordum yolda.

– Canım benim. Neden sen artık hiç etek giymiyorsun? Ne güzel eteklerin var, elbiselerin var…

– Annecim eğer tütü, etek güzel bir şey olsaydı, sen de giyerdin… Bak sen pantolon giymişsin hem de kot ve bana tütü giy diyorsun.

Haklı. Kırk yılın başı etek giyerim. Sadece jean pantolon ve taytla yaşayabilirim. Sustum tabii. Verecek cevap bulamadım. Daha önce o kadar çok “ben Şebnem’im sen Irmak’sın” dedim, “giymezsen bunca eşyayı ihtiyacı olanlara vereceğim” dedim de ne fayda gördüm. Ayrıca “vereceğim” demek yanlışmış. Biraz sona “Tamam kızım. Saç senin saçın, vücut senin vücudun. Şimdi toplamak istiyorsun ama elbet açık gezmek istersin. Eteklerini de sana küçülene kadar vermeyeceğim, belki bir gün giymek istersin…”

Sevindi. O sevinince ben mutlu oldum. Bu sorunu böyle ortadan kaldırmayı düşünüyorum. Jean ceketine taktı, hep onunla geziyor. Evde de. Dün bütün gün üzerindeydi. “Çıkart” demedim. Jean ceket üzerine mont ya da yelek giyiyor. Susuyorum. Cumartesi günü anne kız dolaşmaya giderken benzer giyinmeye çalıştım. O zaman çok sevindi. Kararlıyım. Bu davranışımı değiştirmeyeceğim. Zorlamayacağım.

Yalnız ne yalan söyleyeyim şeytan diyor ki “git tütü al kendine giy de görsün”…

Bir not: Rica ederim, “çok alıyorsun da şımarmış” , “başka derdin mi yok” gibi yorumları kendinize saklayın. Başka dertlerim var, ancak paylaşasım yok! 

7 Yorum
  1. Fatoş 9 sene ago
    Reply

    Çok şık olmuşsunuz ana-kız 🙂

    • ManyakAnne 9 sene ago
      Reply

      teşekkür ederim:)

  2. mutlulukhalleri 9 sene ago
    Reply

    Not kısmı coook hoşuma gitti☺

    • ManyakAnne 9 sene ago
      Reply

      teşekkür ederim:)

    • ManyakAnne 9 sene ago
      Reply

      o kadar ilginç yorumlar geliyor ki eklemeden duramadım

  3. burcu (çokoprensin annesi) 9 sene ago
    Reply

    İşte budur! ben bile 2 yaşındaki oğlumla zaman zaman kıyafet sorunu yaşıyorum ki cimcirik gibi akıllı bi kızın annesi olarak yaşadığın zorlukları tahmin edebiliyorum.. tutumunu aldığın kararı da en çok da notu nu alkışlıyorum 🙂

    • ManyakAnne 9 sene ago
      Reply

      o notu yazmak zorundayım öyle yorumlar geliyor kiiiii 🙂

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı