Biz Cimcirik & Ben

Anne hayır diyorsa, sessizlik…

sus

Bu bir rutine bağladı sanırım. 3-4 ayda bir dış yorumlara karşı sinirimi tutamıyorum ve karalıyorum bir şeyler. Ne yedirdiğin, ne giydirdiğin, ne kadar yürüttüğün… Konu bitmez. Ama bende de sinir bitmiyor işte.

Bugün, kuaförde Irmak da benimleydi. Aslında pek gitmem onunla ama zamanım yoktu. Toplasam 5 kere gelmemiştir kuaföre ki ben çok sık saç rengi ve modeli değiştiririm… Neyse. Birlikte gittik. Amaç saçımı patlıcan morundan bildiğimiz mora çevirmekti. Tabii önce saçımın rengi açıldı. Garip bir renk çıkınca ortaya şaşırdı Irmak. Güzel güzel sohbet ediyorduk. Beni 4 yaşımdan beri tanıyan Irmak’ın “Ahmet Abisindeydik.” (Yalnız şaka maka ben Irmak kadardım annem oraya gitmeye başladığında…)

Saçımın rengi açılınca, mor boya sürüldü. Irmak cimciriği öyle beğenmiş ki, geldi “ben de istiyorum” dedi bana. Ben de büyüyünce yaptırabileceğini, istediği rengi seçebileceğini ancak şimdi çok küçük olduğunu anlattım. Derken bir süre sonra bir başka müşteri  “Aman annesi, ne var canım ucuna sürdür azıcık” demez mi? Irmak da bana bakıyor hani “hadi anne onayla” der gibi. Tam ağzımı açacağım “Ucuna sürdürseniz bir şey olmaz” diye devamı gelmesin mi? Dedim “Hayır. Asla. Ne münasebet??? Ufacık çocuğun saçına boya mı sürülürmüş? Büyüsün, yaptırsın.” Irmak bozuldu tabii. Ben de nasıl sinirlendim anlatamam. Tuttum kendimi. Başka kuaförde olsam tutmazdım da hatır için sustum işte.

İşte buna tahammül edemiyorum. Hem beni tanımıyorsun, hem çocuğumu tanımıyorsun, hem kötü bir şeye teşvik ediyorsun hem ben hayır dedikçe uzatıyorsun. Ne gerek var ki?

Geçenlerde aynısı oje konusunda da yaşandı. Bir teyze, “aman sür canım çocuğa” dedi. Sürmem. Süremem. Ojeli çocuk ellerine bakamıyorum ben. Her annenin bir “asla”sı varsa, bu da benim için o. Başta istiyordu Irmak, artık bıraktı. Gerçekten ojeli ele tahammülüm yok çocuklarda. Hani büyük konuşmayayım diyorum ama bir yandan da tutamıyorum kendimi. Sürmedim. Sürmeyeceğim. Bir ara kendi boya kalemleriyle yapıyordu, vazgeçti. Boyasın kalemlerle. Ona itirazım yok. Fakat diğerine sinir oluyorum. Özellikle bu yaşlarda sürülmesine… Teyze tutturmuş “sür” diyordu. Irmak yine bana bakıyordu. Tabii ne oldu? Sürülmedi, çocuk üzüldü.

En kızdıklarımdan biri de “Ay baksana, burnu tıkalı, üşütmüşsün çocuğu”. Tabii ben sadistim zaten, çocuğa mont falan giydirmiyorum, terli terli cereyanda tutuyorum, üşüyor. Bir anne çocuğunu üşütür mü hiç? Bu nasıl bir cümle. “Üşütmüşsün.” Öyle kızmıştım ki kısa süre önce bunu duyunca… Irmak da bana dönüp “Anne, anneler çocuklarını üşütür mü? Benim burnum ondan mı tıkalı?” diye sormuştu. Anlatamadım tabii insanların bazen sırf konuşmak için konuştuklarını, “teyzenin kafası karışmış ” dedim kısaca.

Girilmesin anne çocuk arasına. Her annenin kuralı var. Baktınız ki anne yanlış yapıyor, buna eminsiniz, o zaman çocuğun yanında yine bir şey demeyin. Sarsmayın işte çocuğun anneye güvenini.

Ay hele “boyat saçının ucunu”, “sür ojeyi”, “ver canım şu tatlıyı alt tarafı bir tane”  hiç demeyin.

Lütfen. Anne “hayır” diyorsa, siz de tam tersini yapmayın.

Hele ki saç ve oje konusunda…

Çocuk o. Çocuk. Ne işi varmış boyayla, ojeyle? Süren annelere bir şey deme hakkım yok. Herkesin kendi kararı. Belki benim yaptığım bir şey, izin verdiğim bir durum da bir başkasına ters geliyordur. Fakat… Yukarıda yazdığım gibi… Ben “hayır” diyorsam, bu konuda başkasının benim çocuğuma “evet” demesine tahammül edemiyorum. Hadi oje de bir derece diyelim. Belki bendeki tepki aşırıdır. Bazen uzmanlar da “bir kere izin verin, hevesini alsın” diyor. Ojeyi falan sormadım tabii, bir önceki cümle oje için geçerli mi değil mi bilemem. Bir sormak gerek. Unutmazsam, soracağım çocuk gelişimi uzmanı arkadaşıma.

Ancak… Saç boyatmak da nedir? Velev ki şaka, çocuğun yanında yapılır mı hiç? Anne hayır diyor. Bir yabancı yaptırmasını, azıcık ucuna sürülürse bir şey olmayacağını söylüyor. Çocuk hevesleniyor. Anneye ümit dolu bakışlar atıyor. Kesin hayır cevabını görünce üzülüyor.

Yani siz annelere karışıyorsunuz da… Farkındasınız değil mi? İşin sonucunda üzülen yine çocuklar oluyor… Oje, saç, çikolata, şeker, uyku saati, yemek saati… Bırakın, anne karar versin.

8 Yorum
  1. derya 10 yıl ago
    Reply

    Herkes herseyin en iyisini biliyo. Bi karismayin ya.dogrumuzla yanlisimizla buyutuyoruz iste. Bak bende sinirlendim simdi. Cok haklisiniz cok !

  2. sevgi 10 yıl ago
    Reply

    ah evet bende tatlı ve uyku saati konusunda çok kasılıyorum bu diyaloglardan 2 senedir kendi keyfimden bile ödün vererek 20:oo de yatırdığım kızımı aman boşver bugünde uyumasın ne olacak 1.5 yşına kadar şeker ile tanışmamış çocuğa amann hangimiz yemeden büyüdük sanki bişey olmaz ciğerlerine dişlerine gibi gibi gibi daha bir sürü 🙂

  3. hilobur 10 yıl ago
    Reply

    Agziniza saglik! ben erken dogum yapan bir anneyim. Millet miadinda dogan bir bebekle zor basa cikarken 1500 grlik parmak kadar bebebege bakip yasitlarinin da ustunde gelisime sahip hale getirdim. Ama her agladiginda “ac bu cocuk”, “aaa emzir miyor musun?”( sanki keyfimden emziremiyorum. Cocugun emme refleksi yoktu biberona alisti sutumu sagip da verdim 5 ay. ) “giydir giydir usur”( lahana mi bu canim!) cumlelerinden bikkinlikla sutum kesildi sinirimden. Hala da emziremedigim icin bebegimle aramdaki bagin kuvvetli olmadigini dusunurum zaman zaman. Insanlar dusunmeden konusmaya cok merakli. Biraz gamsiz olmak lazim belki ama soz konusu evlat olunca olamiyor iste insan. yanlisa yonelmedikce karismamak lazim annelere. Onlardan baska kimse evlatlari icin daha iyisini istemez ki.

  4. Anonim 10 yıl ago
    Reply

    Ağzına sağlık arkadaşım duygularıma çok güzel tercüman oldun ben erkek çocuk annesi olmama rağmen bir sürü konuda müzdaribim yok uykusu,yemeği,ara öğünleri,hastalığı,tuvalet eğitimi dahada saymakla bitiremiyceğim birsürü şey ya arkadaşlar bu çocukları biz doğurduk birbaşkalarının müdahale etmesine izin veremeyiz tabiki lütfen kimse kimsenin işine karışmasın hiçbir anne çocuğu için kötü bir şey istemez lütfen çocuk yetiştiren annelere saygı duyalım

  5. Selin 10 yıl ago
    Reply

    Benim de bir oğlum var ve bu tarz durumlar için ciddi savaş verdim. “sütün yetiyor mu?” sorusuna “sen mi emzircen yetmiyosa” delirmişliğim bile var. Kanguruyla gezerken “aaa asmış çocuğu”, “rahat mı o öyle.günah günah” ve hatta “boğacaksın çocuğu” diye bana koşarak kanguruyu çekiştirenler… Annenin kim olduğunu hatırlatmak elzem bence, henüz oğlum ufak ama büyüdüğünde kafasını karıştıran olursa bu kadar sakin de kalmam… Annelerden daha çok mu düşünüyorlar gerçekten evladını? Peh.

  6. Anonim 10 yıl ago
    Reply

    Çok bilirler herzaman zaten bende oje konusunda aynı tepkiyi verdim fakat kız çocuğu çokta net olmak istemedim açıkçası gizli yapmasindan tedirgindim armağan oyuncakta çocuk için şu bazlı soyulan ojeler var biraz hevesini alıyo onlarla aklınızda olsun en azından evde hevesini aliyo

  7. love and smile 10 yıl ago
    Reply

    Annelikte ne emzirme ne uyku ne 2 yaş krizi ne o ne bu..en zorlandığım konu bu.. saygısızlık… fikir tecrübe sormadığım sürece susulsa ya yok… bloğunuzu sevdim geziniyorum..
    mutlu haftalar diliyorum..

  8. dilek 10 yıl ago
    Reply

    benim de en çok sinirlendiğim konulardandır bu. uzun süre çikolata ve benzerlerini yedirmediğim, kola-gazoz içirmediğim oğlumu çok sevgili akrabalarım, dostlarım “aman canım ne olacak, çocuk o, birşey olmaz annesi..” diyerek alıştırdılar. en kötüsü de bunları bir iki kere tattıklarında artık istemeye başlıyorlar, damak tadı oluşuyor ve o geveze hadsizler yüzünden ömür boyu tartışılacak bir konu, bir bağımlılık oluyor. o an tartışsan, hayır desen utanmadan kırılıyorlar, sen cadı oluyorsun, çocuk da sana kızıyor, üzülüyor. ve onların düşünme özürleri nedeni ile çocukla aranı açacak uçurumlara emin adımlarla ilerliyorsun. ama bu sadece küçükken olmuyor, benim ki artık 10 yaşında ve hala her şeye burnunu sokan insanlar yüzünden sorun yaşıyoruz. hatta eskisinden de fazla. çünkü artık onların söylediklerini bana karşı kullanıyor da.. annenin söylediğinden daha çok kalıyor akıllarında bir yabancının söylediği.. malesef öğretmenlerin, pedagogların bile böyle saçmalamalarına şahit oldum. oğlumun 21:30 da yatmasına “tavuk mu bu çocuk” diyen pedagog yüzünden artık her gece daha geç ve tartışmayla yatıyoruz, her sabah tartışmayla kalkıyoruz. hepsinin çenesi tutulsa da kurtulsak.. off ben 10 yıldır çok dolmuşum çoook 🙁

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı