Yine iki yıl öncesinden bir haberim… Her daim geçerli olan haberlerden
Ah şu 2 yaş sendromu!
Çocuğunuz 2 yaşına hızla yaklaşıyor ve hareketlerinde değişiklikler görüyorsunuz. Kimi zaman çok sinirli oluyor kimi zaman da her şeye ağlıyor. Bazen onu tanıyamadığınız bile oluyor mu? O halde iki yaş sendromu yaşıyor demektir. Uzman Pedagog Elif Koca bu sendromu anlatıyor.
NEDİR?
-
Çocuklar anne karnından itibaren çok hızlı bir gelişim gösterirler. Yasamın özellikle ilk 6 yılı ve bu altı yıl içinde de ilk 3 yılı çocuk gelişimi acısından tüm gelişim alanlarında en hızlı gelişim ivmesine sahip olunan dönemdir.
-
Henüz anne karnında soluk almayı, yemek yemeyi yani dünyadaki en önemli ve basit yaşamsal işlevleri bile bilmeden dünyaya gelen çocuk normal şartlar altında yaşamın ilk 2 yılının sonunda yürüyebilen, koşabilen, konuşabilen, imkan verildiğinde kendi basına yemeğine yiyip içebilen, kendini ifade edebilen, sevdiğini sevmediğini gösterebilen, beklenen davranışları gösterebilen, kurallar uyabilen, konuşulanı anlayabilen, sevebilen, özleyebilen… Kompleks bir canlıya dönüşür.
-
Çocuk bu süreçte fiziksel, psiko-motor, dil, zihin, duygusal, sosyal gelişim yönünden hızla yol alır. 2 Yasin sonlarına doğru özellikle fiziksel olarak anneye ya da bakımıyla ilgilenen kişiye daha az gereksinim duyar. Bu da çocuğun kendi içinde yetişkin yardımı (çok büyük oranda bu annedir) olmadan yaşayabileceği kanısını doğurur.
-
Çocuk ilk defa 9-12 ayda yaşamayı denediği ve başaramayıp anneye daha şiddetle dönüşle sonuçlanan yalnız yaşama arzusunu 2 yaş sonlarına doğru daha çok güçlenmiş olarak tekrar dener. Bu ikinci deneme de eskisine nazaran çok daha güçlüdür. Çocuğun yaşamsal becerileri oldukça gelişmiştir. Sıra kendini kendine ve çevresine ispat etmeye gelmiştir. Bu yüzden girişim ve istekleri konusunda oldukça ısrarcı olacaktır ve asla engellenmek istemeyecektir. Engelle, dirençle karşılaştığında ise daha şiddetli karşılık verecektir. Bu da çocuğu ısrarcı, inatçı hatta saldırgan, tepingen görmemizin mümkün olması demek.
-
NASIL DAVRANMALI?
Rol model ebeveyn:
Çocuklar ebeveynlerinin yaptıklarını taklit ederek büyürler. Çünkü en kolay taklit ederek öğrenirler. Burada öğretici bir parantez acarsak, sunu demiş oluruz. Çocuğa bir şey öğretmek istiyorsanız önce kendiniz yapın. Onun yanında, gözünün önünde ve bir çok kez tutarlı bir şekilde… Bir müddet sonra çocuğunuz sizin gibi yemeğini yiyecek, konuşacak, inatçı, heyecanlı ya da sakin yapılı olacaktır. Özellikle bu dönemde çocukla inatlaşırsanız artık inatçı bir çocuğa sahipsiniz demektir.
Tutarlı ebeveyn davranışları:
-
Bebeklik döneminden çıkmakta olan çocuk artık ev kurallarını öğrenebilir demektir. Bu kuralları uygulamayı başarabilmesi için başta anne baba sonrasında evde yaşayan diğer tüm bireylerin aynı görüşte yaklaşmaları gerekir. Annesi zorla yemek yedirirken ağlayan çocuğa babasının boşver bugünde bu kadar yesin diye arka çıkmaması gerekir.
-
Ebeveynlerden biri yanlış bile davranıyorsa (zorla yemek yedirmek mesela) diğer ebeveynin duruma tam tersi davranış doğru bile olsa girip müdahale etmemesi gerekir. Zaten çocuk annesiyle ya da babasıyla bir sorun yasıyorsa bu sorunu onunla halletmelidir, diğer ebeveynin can kurtaranlığa soyunduğu durum her halükarda ilişkileri olumsuz etkileyecektir.
-
Çocukla ilişkide 3. şahıs olarak müdahale etmeyi gerektiren nadir durumlar, ebeveynin desteğe gereksinim duyduğu, çocuğun istismar edildiği, ihmal edildiği durumlardır. Yani çocuğun haksız yere ebeveynine bağlı sebeplerle hırpalandığı durumlardır.
Sürekli engeller pozisyonda olma:
-
Çocuk bu dönemde yeteneklerini geliştirmeye, merakını gidermeye, büyüklerini taklit etmeye ihtiyaç duyar. Şayet her hamlesinde bir engelle karşılaşırsa istediğini alabilmek için ısrarcı olacak, sonra daha ısrarcı ve sonunda inatçı olacaktır. Genelde ev eşyalarını oyun malzemesi olarak kullanmaları evde kriz yaratır. Bunu çözmek için biraz hoşgörülü olun.
-
Tencerelerinize, tabaklara ellemesine izin verin, kapaklarını kapatıp takmak onlara eğlenceli geldiği gibi eğiticide olacaktır. Onunla birlikte açıp kapatın ki merakı geçsin, tencerenin kapağını kapatabildiğini görünce bir süre sonra bu davranışı unutacaktır.
-
Diğer yandan çocuğunuza oyun alanı belirleyebilirsiniz. Bir oda, bir oyun halısı, bir oyun sepeti… Oyuncaklarını bu alanda tutmasına yardım edin, birlikte toplayın. Zamanla ev düzeninizi öğrenecektir. Her aksam yatmadan mutlaka oyuncaklarını birlikte toplayın. Usanmadan, söylenmeden, 9 ay karnınızda taşıdığınız sabırla, bir gün başaracağını bilerek toplayın.
-
Aşırı hoşgörülü olma:
-
Bazen de ebeveynler çocukların girişimlerini engellememek adına bütün evi çocuğun oyun evi haline dönüştürüyorlar. Bu evlerde çocuğun tüm oyuncaklarını ve giysilerini muhtelif yerlerde görmek mümkün. Hatta sırf yemeğini yesin aç kalmasın diye elinde tabakla peşinde gezen ebeveynlerin sayısı hiç de az değil. Çocuğun sesi çıkmasın diye onun isteklerinin esiri olmak hiç zor değil. Bunu elinde ebeveynlerinin telefonlarıyla gezen çocukları görünce hemen anlayabiliyoruz mesela.
-
Çözümü ne zor ne de uzun sürüyor aslında. Sadece sınırlarını belirlemek gerekiyor. Her çocuğun sevgiye ihtiyacı vardır. Ve her çocuğun sınırlara ihtiyacı vardır. Kendinden büyük, ihtiyacı olduğundan çok sınırlar içinde yasamaya maruz kalan çocuklar mutsuz olurlar. Nerede nasıl davranacaklarını öğrenemezler, kişilik, sosyal ve duygusal problemlere açık olurlar.
Deneyim şansı verme:
-
Sizin hızınızda yemek yemesini oyuncak toplamasını beklemeyin, ama mutlaka ona deneyim şansı tanıyın. Unutmayın çocuğun bu donemde girişimlere ihtiyacı var. Siz yardımcı olmazsanız o kendi kendine girişecektir. Belki de sizin hiç istemediğiniz şekilde…NE KADAR SÜRER
-
2 yaş sendromu denildiğinde bir çok ebeveynin ürktüğüne şahit oldum. Bazı ebeveynler çocuklarının 2 yaşında kontrolden çıkıp başka bir birey olacağı düşüncesine kapılıyorlar. Evet çocuklarda bazı davranış ve duygusal değişmeler olabilse de (2-4) yaş arası gerçekleşen bu durum tam olarak başka bir birey olmayla ya da kontrolden çıkmayla sonuçlanmıyor.
-
Çocuğun gelişim sürecini etkileyen iki önemli unsur kalıtım ve çevredir. Her ikisi de aileden karşılandığı için çocuğun ebeveynlerinin genlerinin ve yetiştirme yöntemlerinin ötesinde olması imkan dahilinde değildir.
-
Esas olan (2-4) yaş arasında çocuklar kimliklerini geliştirme çabasındadırlar. Hem kişilikleri hem de cinsel kimlikleri gelişecektir. Bu dönem girişim ve istekleri konusunda ısrarcılıkla başlayıp, kızlarda annelerine benzemek için rujlarını, topuklu ayakkabılarını, çantalarını ele geçirmeyle, erkeklerde baba gibi giyinip, davranmayla devam edecek olan; aksilik, inatçılık, ısrarcılık konusunda ergenliğe benzeyen en önemlisi ebeveyn davranışlarına göre süresi belirlenen bir süreçtir.
-
Dönemin en önemli özelliği çocuğun istekleri ve girişimleri karşısındaki ısrarıdır. Eğer anneyle ilişkisi sağlıklı değilse tuvalet alışkanlığı da bu döneme denk gelen çocuk inatçı bir kişilik geliştirecektir. Çocuk anneyle inatlaşacak ondan isteneni, kakasını vermek istemeyecek kabız olacaktır. Ya da yine istendik davranışı karşılamayacak evin olmadık yerlerine tuvaletini yapacaktır. Bu dönemde tuvalet düzeni ile ilgili sorun yaşayan çocukların annesiyle ilişkisinin ideal seyretmediği düşünülür. İnatçılık dönemin özelliğinden çok, ilişkinin aldığı seklin bir sonucu olarak yorumlanmalıdır.
UZMAN YARDIMI ALMALI MI ?
Aileler ilişkilerini yönetmekte zorlandıklarını düşünürlerse uzman yardımı alabilirler. Ama unutmayın ki müdahale çocuğa olduğundan daha çok sizin davranışlarınıza olacaktır. Uzman yardımına sorun çıktığı zaman müdahalede başvurulursa pek çok sorun içinde şansımıza hangilerinin çıkacağını beklemek zorunda kalırız. Esas olan cocuk dünyaya getirme düşüncesine sahip olurken yardıma başlamaktır. En basit bir aleti alırken bile yanında kaç dilde birden kullanma kılavuzu verilmesine rağmen çocuklarımızı kendi bilgi, beceri, ic güdülerimizle, o anki psikolojik durumumuzun elverdiği şekilde yetiştirmek zorunda kalıyoruz.