Yaşlanmaya başladığımı, daha doğrusu büyüdüğümü şöyle anlar oldum: Sürekli “her şeyin başı sağlık” derken buluyorum kendimi.
Eskiden beri hep sağlığa önem verirdim ama özellikle anne olduktan sonra çok üzüldüğüm anlarda bile, “aman canım sağlık olsun da gerisi gelir” diyorum. İleri yaşta birinin vefat ettiğini duyduğumda önce üzülüyor, sonra “Allah sıralı ölüm versin” diyorum.
İşimle ilgili sorun yaşadığımda kahrolurdum. Şimdi “hayırlısı” diyorum.
Ya bana bir şey oluyor ya da dediğim gibi büyüyorum.

Odasını da gayet keyifli bir hale getirdim. Bu ev yapılırken beklediğimiz ev tam iki katıydı. Oyun odası vardı. Evde bisiklete binebiliyordu. Şimdi tabii öyle bir alan yok. Benim için evin büyüklüğü, küçüklüğü hiç önemli değil. Hiçbir zaman da olmadı zaten. Ve anladım ki, artık Irmak için önemli değil.
Dün, kendi kendine oynadığı nadir anlardan birinde yanıma koştu. “Anne sana çok önemi bir şey söyleyeceğim” dedi ve başladı:
“Bak anne, önemli olan sağlıklı ve iyi olmamız. Sağlıklı olursak mutlu oluruz.”
Anneliğimi çok eleştiriyordum. Hatta Irmak’a kızdığımda “ben iyi bir anne değilim” deyip ağlıyordum. Annem de benim bu durumumdan ve sürekli kendimi şikayet etmemden öyle etkilendi ki bana sarılıp “Sen gayet iyi bir annesin kızım, anne olmak böyle bir şey işte. Bırak kendinle uğraşmayı artık” dedi. Bir de oturduk beraber ağlaştık zaten. Irmak’ın bu cümlesiyle gördüm ki, öğretmişim. Hatta hayatta en önemli şeylerden birini öğretebilmişim.
Öyle hoşuma gitti ki anlatamam J