Biraz da sağlık...

Aslında tedavisi mümkün!

İşte yine önemli ve bir o kadar da konuşulmayan konulardan biri. Nedense söz konusu cinsellik olunca, herkes sessizliğe bürünüyor. Geçen hafta, Instagram hesabımda da yazdığım gibi önemli bir toplantıdaydım. İbrahim Etem – Menarini’nin başlattığı Cinsel Farkındalık Kampanyası Sen Bitti Demeden Bitmez’i dinlemeye gitmiştim. Kampanya Türkiye’de her 5 erkekten birinin yaşadığı sorun olan “prematür ejakülasyon”, yani erken boşalmaya değiniyor. Konuyu Türkiye’deki beş kadın ürologdan biri olan Aslı Öcal’dan dinledik. Bu arada her beş erkekten birine bu tanı konarken her 100 hastadan sadece 9’u doktora başvuruyormuş. Erken boşalma, birleşmenin ardından erkeğin ilk 1 dakika içinde tatmin olması demek. 3 dakikadan az sürdüğünde bu tanı konabiliyormuş. Bu arada ortalama süre 2-7 dakika arasındaymış. Türkiye ortalaması 4.5, dünya ortalaması 5,5 dakika imiş.

Kampanyanın amacı aslında bu sorunun bir tedavisi olduğunu vurgulamak. Bu durum kadınları da etkilediğinden onlara da ulaşmak, konuşmak gerekiyor. Şimdi ben sözü uzatmadan Aslı Hanım’dan dinlediklerimizi aktarmak istiyorum. Doktor Aslı Öcal:

“KADININ YAŞAM KALİTESİNİ DE ETKİLİYOR”

Dünyada ürolojik ve androlojik problemler yaşayan 11 milyon erkeğin yalnızca yüzde 10’u hekime başvuruyor, Türkiye’de ise her 5 erkekten 1’inin erken boşalma sorunu yaşıyor.

Erken boşalma, hayatı tehdit eden bir durum değil elbet ancak özgüven kaybına, partner ve erkekte cinsel tatminde azalmaya ve hayat kalitesinde anlamlı bozulmaya yol açması nedeniyle önemli bir durum. Stres, moral bozukluğu sıkıntı ve/veya cinsel ilişkiden kaçınma gibi negatif kişisel sonuçları var. Bu sonuçlar kişinin günlük hayatını da etkileyerek aile içi huzursuzluğa, evliliklerin ya da birlikteliklerin sonlandırılmasına, toplumdan kendini soyutlamaya, yeni ilişkiye başlamada zorlanmaya sebep olabilir.

Diğer yandan,  her ne kadar erkek cinsel fonksiyon bozukluğu olsa da, kadının yaşam kalitesini de çok yakından etkileyen hatta kadın cinsel disfonksiyonlarının ortaya çıkmasına neden olabilen bir durumdur. Buna rağmen partner üzerine etkisinin değerlendirilmesi genellikle atlanır. Oysa erken boşalmaya, bir “çift problemi” gibi yaklaşılmalıdır.

“GERİ DÖNÜLMEZ BİR PROBLEME DÖNÜŞMESİN”

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) “tatmin edici, güvenli ve zevkli bir cinsel hayatın” insan varlığının merkezi unsuru olduğunu belirtiyor. Bir kadının cinsel ihtiyaçlarını ve duygularını ifade etme becerisi bir çiftin rahatı ve uyumu açısından esastır. Cinsel işlev, hem erkek hem kadın için isteği, uyarılmayı, orgazmı ve tatmini bir araya getiren “verimli bir döngü” olarak düşünülebilir. Araştırmalar birçok kadının cinsel birleşme sırasında doruğa ulaşsalar dahi cinsel hayatlarının tatmin edici olduğunu düşünmediklerini gösteriyor. Sürekli tatminsizlik; istekte düşüşe, yetersiz uyarılmaya ve orgazm olmada başarısızlığa neden olarak cinsel işlevin verimli döngüsünü bir “kısır” döngüye çevirebilir. Dolayısıyla aslında çözülmesi çok kolay olan bir problem büyük bir sıkıntıya dönüşmüş oluyor. O yüzden, biz hekim olarak diyoruz ki bu probleminizi gelip bizimle paylaşın, çözümü çok kolay olan bu durum geri dönülmez sonuçların yaşanacağı büyük bir problem haline gelmesin.”

“TEDAVİ SÜRECİNDE KADINLARIN ROLÜ KRİTİK”

Boşalma refleksi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) tarafından yönetiliyor ve bireylerin bu sorunu kendi kendilerine çözmeleri mümkün değil. Bu durumu yaşayan kişilerin Sağlık Bakanlığı’ndan onaylı tedaviler için mutlaka hekime veya eczacıya gitmeleri ve doğru yöntemlerle tedavi olmaları gerekiyor. Diğer yandan tedavi sürecinde kadınların rolü de son derece önemli. Bazı erkekler durumlarını gizlemek isterken, çalışmalar açıkça ve dürüstçe iletişim kuran çiftlerin konuyla etkili bir şekilde mücadele etme şanslarının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Partnerlerini çözüme dahil eden erkekler genellikle onların da cinsel yakınlığa aynı derecede istekli olduklarını ve destek vermeye hazır olduklarını anlar. Bir kadın partneriyle nazikçe konuşarak farkına varmasına yardımcı olabilir. Birlikte bir doktora giderek çözülebileceğini fark etmeye ihtiyacı olan partnerini destekleyerek önemli bir rol oynar.

 “ERKEN BOŞALMA ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL”

Ailenin sağlıklı fertlerden oluşması, toplumun sağlıklı bir devamlılık göstermesi için çekirdek ailedeki anne ve babanın gerçekten huzurlu ve mutlu olması lazım. Bunun yolu da cinsel hayattaki tatmin ve mutluluktan geçiyor. Mutlu bireyler eşlerine de ailelerine de daha iyi bakarlar; iş ve sosyal yaşamlarında daha verimli olurlar. Bu yüzden çiftlerin mutlaka birlikte hekime görünmelerini öneriyorum. Erken boşalma tanısı konulmasının ardından reçeteyle uygulanan oral tedavilerle başarılı sonuçlar alınmıştır. Bu problemin çözümsüz olmadığı, tedavisinin olduğu ve hekime başvurulması gerektiğini daha fazla kişiye doğru şekilde aktarırsak daha sağlıklı ve mutlu bir toplum oluşturacağız.”

AMAN RİSKE GİRMEYİN

İbrahim Etem – Menarini Grup Ürün Müdürü Ecz. Göksu Güngör ise kampanya hakkında şunları söyledi:  “Kampanya kapsamında çektiğimiz videoyu Kasım 2016’dan bu yana, farklı kanallar üzerinden 3 milyonun üzerinde kişi izledi. Bu da bize doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Kampanyamız kapsamında erken boşalma, tedavi yöntemleri, kadınlar ve çiftler açısından tedavinin önemi gibi konularda bilgiler de paylaşıyoruz. Kampanyamız, en güvenli ilacın doktorun reçete ettiği ve yetkili bir eczaneden satın alınan ilaç olduğunu iletmesi ve internet üzerinden yetkisiz firmalardan alınan ilaç veya takviye kullanımlarının ileride büyük riskler oluşturabileceğini hatırlatması açısından da son derece önemli bilgiler veriyor.” Kampanya ile ilgili ayrıntılı bilgiye Senbittidemedenbitmez sitesinden ulaşabilirsiniz.

 

İşte benim aktaracaklarım bu kadar. Umarım çok kişiye ulaşılır, çok kişiye ışık tutulur. Madem tedavisi var, o halde neden zorluk yaşasın ki çiftler? Ve evet, burada her konuya değinmeye devam edeceğim…

 

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı