Biz Cimcirik & Ben

Bahçeli evde yaşamak

Okulda sürekli bahçeye çıkıyorlar. Hava nasıl olursa olsun her gün dışarıdalar. Ben de her fırsatta sahile, parka, pikniğe götürüyorum…
Ama… 

Nihayetinde apartman insanlarıyız. Hatta evde balkon dahi yok. “Hop” dediğinde gideceğimiz yer minik bahçe. Onda da böyle olmuyor. O yüzden ne zaman Ankara’ya anneannemlere gelsem, içimdeki “İstanbul’dan gidelim” hissi kabarıyor. İstanbul’da yok mu bahçeli ev, var da biz alışmışız doğduğumuz yerde oturmaya. Zaten “hadi” deyince alacağız sanki. 🙂 Mümkün değil… Hayal kurmak mümkün ama… Sanki İstanbul’dan taşınmak bahçeli ev demek. Dedim ya hayal diye, öyle kurmuşum bir kere, bozmaya, “önce ev al bahçeyi sonra düşünürsün” diye hatırlatmaya gerek yok. 🙂 

Bu nedenle her fırsatta kaçmalı, gitmeli parklara bahçelere. Ankara’nın gecesi fena soğuk ama gündüz bahçede geçiyor. Ben de girmiyorum ki hiç içeri… 

Bahara bağlangıcı burada yapmış olduk. Eve dönünce hava güzel olsa da başlasa piknikler. Çim lekesi olan kıyafetleri çok seviyorum. Çamurlu ayakkabıları da… Simit, termosta çay ve eşofmanlar…  Yanıma bilgisayar almadım. Telefondan yazıyorum bunu. Şu an Irmak dışarıda, çorabı leke içinde. Üstü başını anlatmayayım bile. 🙂 Karışmıyorum. 

Bahçesi olanlar, tadını çıkarın, keyfine bakın. Bizim için de bol bol açık havada oturun. 

Pardon uzattım ama bir ekleme yapmak istiyorum: Bugün bana mesaj atıp “para içinde yüzüyorsunuz” diyen hanıma da diyorum ki, zenginlik kime göre, neye göre? Dışarıdan nasıl görünüyor bilmiyorum ama yüzebildiğim tek yer deniz. Kendimi bildim bileli de çalışıyorum. Arkın da öyle. Ve para içinde yüzmeye de öyle uzağız ki. Gelecekle ilgili planlarımız arasında para içinde yüzmek de gelmiyor zaten. Çalışıyoruz, kazandığımız kadarıyla yaşıyoruz. Yatırım konusuna gelince. Yatırım yapmayı düşündüğümüz tek şey, kızımızın eğitimi. Yemem, içmem, tatile gitmem, eğitime harcarım kazandığımı. Tıpkı annemle babamın bize yaptığı gibi… Ve ayrıca, “zengin olduğunu düşündüğüm” kimsenin de parasını sorgulamam, kimseye de tuzun kuru demem.

Hayattaki en büyük zenginlik sağlık ve mutluluk. Paranın alamadığı iki şey de aynen bu ikisi işte. Hep yazdığım gibi, önce sağlık ve mutluluk olsun, gerisi zaten geliyor. Ne yapayım ben sağlık olmadıktan sonra paranın fazlasını? 

3 Yorum
  1. Selin 9 yıl ago
    Reply

    “Para içinde yüzüyorsunuz” diyenlere “yaşamayı biliyoruz” diyesim geliyor ama çizgimi bozmuyorum:)

    Biz bir sitede zemin katta oturuyoruz(evet, İstanbul’da). Bu sayede hem manzaraya yakınız, hem oğlumun güvenliği açısından rahatız, hem de bizim çocukluğumuzdaki gibi dışarıya bol bol çıkıp sokakta oynayabiliyor.

    Böyle bir hayat ulaşılmaz değil, sadece bir tercih meselesi.

  2. Dilek 9 yıl ago
    Reply

    Herkesin öncelikleri farklı diyorum ve hep bunu tekrar ediyorum.Herkes çalışıyor ama bunlar lüks değil tam da dediğiniz gibi neye göre, ben de kızım bebekken bahçe katı aldım, krediyle hala ödüyorum. Zor değil mi hem de nasıl düşüncesiz ,beraber yaşamayı bilmeyen insanlarla aynı çatı altında ve en alt katta oturuyorum gerisini siz düşünün artık.Ankara da çokta merkezde olmayan bir yerde oturuyorum ,işe gidip gelirken eşimle o kadar yol katediyoruz ki imkanlar ve şartlar neler getirir. Öyle bahçede büyüsün ,çocuklarım sosyal olsun diye imkanlar ne ise zorluyoruz. Başka semtte başka bahçe şartlarında yaşamak var ama….Eğitim ve mutlulukları benim için en önemlisi.Sizi galiba bu yüzden seviyorum .Hayata dair tercih ve fikirleriniz net ,açık …

    • ManyakAnne 9 yıl ago
      Reply

      :)))))))))

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı