Burası, bu site yaklaşık 5.5 yıldır var. Alışkanlıktan olsa gerek sanki gazetede, dergideymişim gibi düzenli yazıyorum. Yazmaktan keyif alıyorum. Ama hep de kendi yaşadıklarımızı yazıyorum. Çok da rahatlıyorum. Yalnız olmadığımı görüyorum. E madem burası var. Siz de yazın istedim. Yaşadıklarınızı, düşündüklerinizi. İsimle de yayınlayabiliriz, isimsiz de…

Ancak benim bir ricam var. Amacım kimseyi kimseye düşman etmek değil. Kimsenin eşiyle arası açılsın istemem. Ve inanın bundan çok korkuyorum. Sadece anneler, kadınlar içlerini döksünler istedim. Ben nasıl döküyorsam… Bunu göz önünde bulundurarak, ilişkilere zarar gelmeyecek şekilde ve suçlamadan yorum yaparsanız çok sevinirim. Kimsenin kalbi kırılmasın.

İşte ilk mektup…

 

 

Küçük yaştan beri çalışıyorum, manikürcüyüm. Kendi alanımda kendimi yetiştirdiğime inanıyorum. Yurt dışında eğitimler aldım. Sonra evlendim.

Her şey süperdi, hamilelik de iyi geçti. Ta ki çocuk doğana kadar.

Herhalde lohusa depresyonuna girdim, yalnız kalmak istiyordum sürekli. İste o zaman annem ilk defa “sen anne oldun yalnız kalmak da neymiş” dedi ve bunu eşim duydu. ☹

Ve olanlar oldu. Bir gün eşimin izinli gününde oğlumu yedirdim, yatırdım, dışarı çıkmam gerekiyordu. Eşime “bakar mısın” dedim; “tamam” dedi, dışarı çıktım, sokağın başına geldim. Telefon çaldı, eşim “uyandı” dedi. Ben de “yatağı salla, uyur” dedim.

10 dakika geçmedi tekrar telefon. Arayan eşimdi ve duyduğum ses “hemen eve gel” idi. Eve gittiğimde “Ne alacaksan bana söyle ben hallederim. Sen evde çocuğa bak” dedi. Ben de “hava alacaktım, biraz sıkıldım” dedim ve eşimden beklenen cevap gecikmedi. “Annesin sen, çocuğun var ne sıkılması.”  İşte o an “şimdi ne olacak” dedim ve sorgulamalar başladı…

Oğlum biraz büyüdü ve ben işe başlamak istedim. Bu arada annemlere yakın bir eve taşındık. Annem önce “ben bakarım” dedi, işe başladım. Bir ay sonra “Bu çocuk çok zor ben bakamıyorum” dedi. O sırada ailemden birkaç kişi “çocuğun daha önemli” dediler. İşten çıkmak zorunda kaldım. O günden sonra iş hayatım bitti.

Tekrar hamile kaldım. İkinci hamileliğim çok kötü geçti. Bebeği benim haricimde hiç kimse istemiyordu. Eşim dahil… O hamilelik de psikolojik baskıyla bitti. Doğum yaptım ve her şey iste o zaman sarpa sardı. Esim özellikle eve geç geliyordu çünkü ondan bir şey istememi istemiyordu. Gerekçesi “Ben akşama kadar çalışıyorum, sen evdesin” idi.

İnanmazsınız Allah bana öyle bir güç verdi ki her şeyin üstesinden geldim. Mükemmel anne değilim, eksiklerim var. Bana göre çok fazla ama ben bir anneyim ve bunun tadını çıkarmayı öğrendim.

Bir gün bir kaza geçirdim ve çocuklara eşim bakmak zorunda kaldı. Bir saatin sonunda annemi aradı “Anne lütfen gel, ben bakamıyorum” dedi.

Sonra bana dedi ki: “İşin çok zormuş.” Ama değişen bir şey olmadı. Yine dışarıda bir işim olduğunda çocuklarla beraber yapıyorum. Buna pazar, kişisel doktor ve market alışverişi dahil. Bir saat vakit istediğimde “Senin iki 2 çocuğun var, sen annesin. Herkes çocuğuna bakıyor, sen gezme peşindesin” deniyor. Evet var ne kadar şükretsem az. Sağlıklılar ve mutlular. Ama gösterilen tepki ve davranış beni epey yaraladı.

Anne olmak bireysel hayatin bitmesi midir?

 

 

Siz de isterseniz manyakanne@gmail.com adresine mail atabilirsiniz. Maksat, iç dökmek…

 

Görsel www.askideas.com adresinden alınmıştır. 

4 Yorum
  1. Elif 7 yıl ago
    Reply

    Selam sebo🤗20 yasinda severek evlendim hersey guzeldi ne zaman coxuk istedik o zaman basladi sorunlar 5 yil denemeler basarisizliklar tedaviye alistirmalar derken kuzumuz dogdu dogmadan once uzun olmasada 3 4 yil calismistim dogumdan sonra ciktim ve evde sikici hayat basladi bazen o kadar tahammulsuz oluyorumki kendimi taniyamiyorum hersey ustume geliyor esim dogumdan sonra cok yardimci oldu bana hic sorum yasamadim ama su son bi senedir baya yorgunum kizim 4 yasinda insallah tekrar ise basliycam umarim hersey daha guzel olur sevgiler ismimi yayinlamazsan sevinirim

  2. Seda 7 yıl ago
    Reply

    Üç çocuklu bir anneden merhaba..
    Evet üç tane (çok şükür) evladım var.. üstelik biri daha 9 aylık.. dışarıda bir işte çalışmıyorum, bu demek değil ki evden çalışıyorum. Hayır ! Aslında ben en zor görevlerden birini yapıyorum ve ev hanımıyım..
    ev hanımı olup 3 çocuğa bakmak İnan’ın ki çok zor. Çünkü ev hanımı olanlar bilir herşeyden önce siz tam zamanlı bir annesinizdir. Bunun yanında bir eş, bir bireysiniz. Bence içlerinde en zor birey olabilmek. Çünkü kendinize ayıracağınız vakit kısıtlı. Yalnız herşeyi planlamak işi gerçekten kolaylaştırıyor. Örneğin ben yemeklerimi gece yaparım ki ertesi gün çocuklarımla zaman geçirmeliyim. Ses çıkarmayacak, komşularımı rahatsız etmeyecek işleri de gece yaparım,toz almak, etrafı toplamak gibi.. bu şekilde gündüzleri daha kısıtlı vakitleri iş yaparak geçiriyorum.çocuklar ile daha uzun vakit geçirebiliyorum. Tabi ki sürekli oyun, sürekli ilgi gösteremem. Biraz evvel dediğim gibi ben bir bireyim aynı zamanda.. benim de arkadaşlarımla sohbete, kahve içmeye, dışarıda dolaşmaya ihtiyacım var.. bir de kendime hobiler buluyorum. Örneğin filografi yapıyorum. Bu da benim terapi yöntemim. İnan’ın ki hiçbirşey zor değil. Hayatı kendimize zorlaştıran bizleriz. Biz olaylara, hayata basıl bakarsak hayat bize öyle gözükür. Üç çocuğu alıp markete gitmeye zor derseniz o iş gerçekten zor gelir size.. ven herşeyi basitleştiririm kendi içimde. Belki de benim kişisel özelliğimdir 🤔 Bir aydınlanma yaşadım şu anda 😂
    Siz hayata basıl bakarsanız hayat gerçekten onu sünüyor size..

    Hayat kendinize zorlaştıracağınız kadar zor değil İnan’ın.. tabi ki herkesin bazı zamanları olur, moralinin bozuk olduğu, kendiyle baş başa kalmak istediği zamanlar, ama İnan’ın herşey geçiyor. Büyük oğlum 9 yaşına girdi, 7 yaşına kadar kızım, oğlum, ben ve eşim aynı yatakta yattık. Herkes çocukların sizin yanınızda be işi var diyordu. Ben de büyüyünce gelmezler diyordum. Bunalmıyor muydum? Tabi ki 4 kişi 1 yatakta yatmak İnan’ın ki zor, üstelik 2 kişi düz yatıp ters kalkarsa.. oğlum şu anda ısrar etsem de yanımıza gelmiyor.. hayatınızın, çocuklarınızın, eşinizin keyfini çıkarın..

  3. Feyza 7 yıl ago
    Reply

    Ay sinirlerim bozuldu ya neyseki artık büyütmüşsün çocuklarını çalışmaktan vazgeçme bir yolunu bul bence çünkü artık baba işe gider anne çocuk bakar yemek temizlik yapar olayları yok. nedeni ya da hangisi daha iyi’si de yok bence. Baba işe gider para kazanır eee anne kalan her işin sorumlusu bedenen ve ruhen yıpranma, bir senede üç yaş yaşlanma… Benim şahsi fikrim çocuğu belli bir yaşa gelene kadar (3) annenin bakması yönünde sonra da iş hayatına dönmesi. Kadınlar okuyor kadınlar çalışıyor ve hayat müşterek herkes kabullensin artik!

  4. Elif 7 yıl ago
    Reply

    Bende bir anneyim.30 yaşında.kendim de okuloncesı öğretmeniyim. 4 sene ortak noktası çocuklar olan bir dolu ders aldım. Ama çocuklar söz konusu olduğunda esim aldigim bu dersleri hiç onemsemedi.işin sonunda dönüp dolaşıp hep onun istediği oldu kendi çocuklarımızı yetistirirken.bende buna nedense dur diyemedim.şimdi ise ilk oğlum 5 yaşına gelirken bebeğim 5 aylık olmak üzere ve ben çocuklarım hakkında bir karar verirken kendi başıma davranamaz oldum.sürekli doğrulanmak yada fikir sormak ihtiyaci hissediyorum.iki çocuğum için de birer sene ücretsiz izin aldım çalışmadım.başkalarına bakıyorum kendilerini bu kadar eve kapatıp dış dünya ile aralarına perde koyan pek fazla kişi yok.herkez kendi hayatını da önemsiyor.anne olmak sadece ailesi için yasamakmidir???

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı