kedi ordek

Evde neler oynadığımızı yazıyorum zaman zaman. Elimden geldiği kadar neler yaptığımızı anlatmaya çalışıyorum belki sizlere de bir fikir verir diye.

İlk yazı burada. 🙂

Diğeri ise tam burada. 🙂

Dün akşam Instagram’a koyduğum fotoğraftan sonra, uzun uzun yazayım dedim.

Bu aralar en sevdiğimiz 3 oyun şunlar:

  1. Aynı anda farklı kağıtlara resim yapıyoruz. Sonra da değiş tokuş ediyoruz. Birbirimizin resmini tamamlıyoruz.

  2. Bir diğeri, aynı kağıda resim yapmak. Örneğin ben bir ev yapmaya başlıyorum, Irmak tamamlıyor. Bütün kağıdı o şekilde dolduruyoruz. Tabii hiç güze çizemediğim için, arada benim dokunuşlarım olduğu çakılmıyor.

  3. Hikaye tamamlamaca… Bir ara çok oynardık. Hatta şöyle yapıyorduk. İki kelime söylüyordum, o iki kelimeyle bir hikaye anlatıyordu. Sonra o söylüyordu. Geçen gün arkadaşım ve oğluyla buluştuk. O zaman tamamlamacaya geçtik. Biri bir cümle söyleyerek hikayeyi başlatıyor, diğerleri de devam ediyor. Herkes sırayla bir-iki cümle söylüyor. Çok eğlenceli! Ben tabii hinlik yaptım, cümlelere mesajlar koydum. Örneğin çocuklardan biri “oyuncakçıya girmişler” diye bitirdi cümleyi. Sıra bana geldi “Oyuncakçıya girmişler ancak evde ne kadar çok oyuncak olduğunu hatırlayıp, almaktan vazgeçmişler. Bir puzzle seti alıp ihtiyacı olan, oyuncağı olmayan çocuklara göndermişler” diye devam ettim. Yüz ifadeleri çok komikti… Arada böyle mesajlar iyi oluyor. Oyun en faydalı ğrenme aracıysa, kullanmak gerek. 🙂

    Tabii bunlarla sınırlı değiliz. Şu anda Irmak’ın odasında onlarca tuvalet kağıdı- kağıt havlu rulosu var. Kapaklar ve rulolar en vazgeçemedikleri. Dün, 5 litrelik su etiketini sökmüş, baklava şeklinde kağıt kesmiş, uçurtma yapmıştı.  Resim yapmayı hem seviyor hem sevmiyor. Sevmeme nedeni, iyi çizemediğini düşünmesi. Bence gayet iyi, her seferinde de ne kadar çok beğendiğimi anlatıyorum fakat kendisi durumdan memnun değil. Oysa bana göre yukarıdaki fotoğrafta harika bir kedi ve ördek var. Anlatamıyorum, o başka…

    Okulda sesleri öğreniyorlar. Baktım birleştirmeye başladı. Hani sanki evde uğraşsam okuyacak iyice. Arada çaktırmadan soruyorum, söylüyor. Yolda giderken tabelaları okumaya çalışıyor. İlkokul öncesi okumayı öğrenmesine karşı değilim. Nedeni de gayet basit: Zaten el yazısı zorlayacak, bari okumayı sökmüş olsun da tek derdi el yazısı olsun.

    Anlatmıştım  kendi kendine geçirdiği süre artıyor diye. Hoşlanmadığı şey, odada yalnız olmak. Aldım dün örgümü, gittim odasına. Ben yatakta oturdum ördüm, o resim yaptı. Sonra dayanamadım, gittim masasına, başladım boyamaya…

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı