Ve beklenen gün geldi. Bizim 12 saatlik uçuş günü… Güzel haber, 12 değil 11 saat sürdü. 😉Aylardır başınızın etini yiyordum zaten, bu nedenle gelir gelmez yazmak istedim. Uçakta nasıl zaman geçirdiğimizi anlatmadan önce, iyi ki diyorum uçuş korku programına katılmışım. Yoksa böyle sakin kalamazdım…
Bazı detayları sonra yazacağım. Unutmadan ekleyeyim, kalkarken ve inerken Irmak’a sakız verdim. Yoksa kulakları acıyor.
Yanımıza, işte tam da fotoğrafta gördüklerinizi aldık. Tabii minişlerin hepsini aldı da ben bu kadarının fotoğrafını çektim. O kadar taşıdık, oynadı mı? Çok az 🙂
Onun yerine Solo Test, Benego hikaye küpleri ile takıldık. UNO oynadık. Yapira yaratıcı piramitlerle bir şeyler yapmaya çalıştık. 😉Uçakta zaten çocuk filmleri ve oyunları vardı. Onlara daldı, sonra da uyudu.
Uyumayan tek kişi bendim sanırım koca uçakta. Evet sakindim ama uyuyamadım da. Aksilik gibi Atlantik’e gelene kadar salladı da. Pilot açıklama yaptı kimse korkmasın diye. Uzun uzun anlattı türbülansın zarar vermeyeceğini. Eskiden olsa tireyebilirdim ancak işte korku eğitiminde duyduklarımdan sonra, sakindim. Hep ama hep aşağıyı izledim.
Film seyretmedim, oyun oynamadım. Yaklaşık 2 saat kitap okumuşumdur. Birini bıraktım elimden diğerini aldım. Sonra hemen yine aşağıyı izlemeye daldım. Kontrolcü yanım devredeydi fakat rahatsızlık vermeden. Kayınbiraderim de bizimleydi. Onun da bizimlr oluşu rahatlattı beni.
Uçaktaki kameralar da iyiydi. Önümüzde ne var ne yok görüyordum. Hatta aşağıyı da izleyeceğimiz kamera vardı.
Bir ara yine sallayınca öğrendiğimiz nefes tekniklerini uyguladım. Gözlerimi kapadım. “Şu anda uçakta değilim, hızlı tren ile Eskişehir’e gidiyorum” diye düşündüm. İnternetin olması şahaneydi, keşke kesilmeseydi. Onu da ilettim THY yetkililerine.
Öyle ya da böyle geldik işte.
Bu görmüş olduklarınız da bizi epeyce oyaladı. Irmak’ın uyuması şahane oldu. Benim kadar jetlag olmadı en azından.
Daha çok yazacağım da şimdi bilgisayar ayarlayamadım. Telefondan ancak bu kadar.
Diyeceğim o ki, korkmayın. Korkmayın. Korkmayın. Korkuyorsanız da bu korkunun üzerine gidin. Başka türlü olmaz. Şöyle söyleyeyim, 6 ay önce bilet aldığım için her gece rüyamda görüyordum. Şimdi bir ay sonraki uçuşu düşünmüyorum. 🙂
Buradan da bol bol yazmaya çalışacağım. Zamanlamayı ne kadar tutturursam artık… Size iyi akşamlar bizde de saat 14.30 olmak üzere…
Yolculuğun rahat geçmesine sevindim. Ben uçağa binmekten başka türlü korkuyorum. Bebelerimi oyalayamayıp, sıkılmalarına bir çözüm bulamamaktan dolayı. Kulakları acıyor, ağlıyorlar, hele uçakta çişleri gelince… Offf… Uçak tuvaleti kadar nefret edilesi başka birşey daha var mı yaaa?