Biz Seminer

Çocuklara Sınır Koymak!

Hep söylüyorum. Bizim cimcimin anaokulunu çok seviyorum. Mavi Gezegen Anaokulu bizim için büyük şans oldu. Her açıdan!

Dün, yani 22 Ekim’de, okul psikoloğu Uzm. Psk. Danş. Sevgi Mandan, biz veliler için “Sınır Koymak” üzerine mini bir seminer verdi. Son haftalarda kıyafet seçme sorunu yaşayan biri olarak koşarak değil, uçarak gittim. Gitmişken sizinle paylaşmak için de izin istedim. Ne de olsa hepimiz bazen ne yapacağımızı bilemez duruma düşüyoruz. Ve işte o zaman okuduklarımız geliyor aklımıza…

Sınır koymak gerçekten gerekli mi derseniz, evet, gerekli. Çocuğumuzun ileriki hayatı için çok önemli.

SINIR KOYMAK NE DEMEK?

Çocuğun kendisini emniyette hissederek hareket edebileceği alanı belirleyen yardımcı ve yol gösterici işaretleri çocuğa sunmaktır.

Biz sınır koymayı bazen ceza ile karıştırsak da, aslında o bir disiplin. Kesinlikle ceza değil. Sözel ve fiziksel cezalar özsaygıyı etkiliyor ve çocuğun şiddet kullanarak kendini ifade etmesine neden oluyor. Eğer siz ona bir davranışı nedeniyle bağırıyorsanız, o da bunun aynısını arkadaşlarına yapabilir. Aklından geçen düşünce ise şu olacaktır: “Annem bana bunun için bağırmıştı. Demek ki benim de kendimi kabul ettirmem için aynısını yapmam gerekiyor”

Dikkat etmemiz gereken bir diğer konu, çocuklara “yapma” demeden önce düşünmek. Örneğin bizim durumumuzda benim kurmam gereken cümle “Onu giyme” değil, “Kızım aslında şu tişörtünü giymelisin çünkü yakası daha kapalı ve üşümeni engeller…” Yani ona bir şey öğretirken ne yapmaması gerektiğini değil, neyi neden yapması gerektiğimi söylemeliyiz. Bir şeyi yere attığında tepkimiz “Onu yere atıyorsan toplamalısın. Toplamazsan ben yapmak zorunda kalıyorum, yoruluyorum ve üzülüyorum” olmalı.

Ben “üzülüyorum” kelimesine takıldım. Arada “beni üzüyorsun” diyorum çünkü. Onu da öğrendim! Sadece “beni üzüyorsun” demek yanlış. Bunun yerine “bu davranışın beni üzüyor” demek daha doğru. Evet, ikinci cümleyi daha sık kullanıyorum ancak ilkinin de ağzımdan çıkmışlığı var!       

Peki hep sakin tepkiler verebiliyor muyuz? Kendim için konuşayım, hayır. Haftanın 5 günü yapıyorsam, 2 günü beynimde şimşekler çakıyor.

fotograf
Geçen gün okula giderken seçtikleri. Benim için önemli olan nasıl göründüğü değil, iç çamaşırı için bile saatler harcanması. Yalnız yüzündeki “zafer benim” ifadesi fark edilmeyecek gibi değil?

Gelelim en güzel soruya.

 

ÇOCUKLAR NEDEN SINIRA İHTİYAÇ DUYAR?

Çünkü…

  • Çocuk, hiç tanımadığı büyük bir dünyayı keşfe çıktı ve yön verici ipuçlarına ihtiyaç duyacak.

  • Öğrenmeye aç ve pek çok hedefi var. Ancak tanımadığı bu dünyada hedefini şaşırması ve yönünü kaybetmesi muhtemel.

  • Keşif yolculuğu sırasında kendisi için tehlikeli olabilecek alanlara da dalabilir. Bu noktada dur diyebilecek güvenilir yön göstericilere ihtiyaç duyabilir.

  • Çocuğun en değerli yön göstericileri tabii ki anne babalarıdır.

 

ANNE BABALAR SINIR KOYMADA NEDEN ZORLANIYORLAR?

Yapılan aratırmalara göre ebeveynler bu soruya en çok aşağıdaki cevapları vermiş. Çünkü:

  • Çocuklarına hayır diyemiyorlar.

  • Çocuklarını kendi anne babalarından farklı yetiştirmeye çalışıyorlar.

  • Çocuklarını çok sınırlıyorlar.

  • Kendilerini eğitimden uzak tutuyorlar.

  • Çocuklarına emretmek istemiyorlar.

  • Çocuklarını şımartıyorlar.

 

PEKİ SINIRLAR NASIL KONMALI?

Bunun 3 aşaması var

         1. AŞAMA

 Kendi kendimize sormamız gereken sorular?

  • Çocuğumu ne kadar iyi tanıyorum?

  • Çocuğum beni kızdıran x davranışını yaparken aklından neler geçiyor?

  • Çocuğum bu davranışı yapınca eline ne geçiyor?

  • Çocuğum bu davranışı yaptığında neden bu kadar öfkeleniyorum?

  • Kendim ve çocuğum için ne istiyorum?

    2. AŞAMA

  • Anne babanın çocuğun sınırlandırılacak davranışları üzerinde görüş birliğine varması

  • Çocuğu eleştirmeden ve düzeltmeden kendisi hakkında konuşmasına izin verilmesi

  • Değiştirilmesi uygun görülen davranışın değişmesi için neler yapılabileceğinin çocukla beraber düşünülmesi ve kurallar üzerinde anlaşılması

        3. AŞAMA

  • Üzerinde anlaşılan kuralların tutarlı bir şekilde uygulanması

  • Kurallar ihlal edildiğinde yaptırımların tutarlı bir biçimde uygulanması

 

ANNE BABALAR İÇİN DİSİPLİN İPUÇLARI

  • İyi örnek olun. Eğer çocuğunuzun problem çözmek için şiddete başvurmasını istemiyorsanız fiziksel cezalar vermeyin.

  • Sınırları çizin; ama çok sayıda kural koymayın.

  • Bir kural koymadan kendinize şunları sorun: Bu gerekli mi? Bu kural çocuğumun sağlığını ve güvenliğini sağlıyor mu? Başkalarının haklarını gözetiyor mu?.

  • Kurallar basit ve anlaşılır olmalı. (Bir çocuk ilk 6 yıl içinde 28 kural öğrenebilirmiş. Daha doğrusu 28 kuralı günlük hayatının bir parçası haline getirirmiş. Kural koyarken dikkat etmemiz gereken, art arda kurallar sıralamamak. İlkini koyduktan sonra, çocuğun onu günlük hayatına adapte etmesini beklemek. Bu bir ay da sürebilir, 6 ay da. Bu kural yerleştikten sonra ikinciye geçmek gerekiyormuş…)

  • Aile kuralları oluşturulurken çocuk da katılırsa onları daha dikkatle uygulayacak, daha az çiğneyecektir.

  • Esnek olun. Bu kurallar küçükken geçerlidir. Büyüdükçe daha fazla özgürlük isterler.

  • Unutmayın her çocuk farklı. Onların kendilerini kontrol etmelerine izin verin.

  • Küçük çocuklar her zaman kurallara tamamen uyacak beceriyi gösteremeyebilirler.

  • Çocuklar bir kuralı ihlal ettiğinde sonucun ne olacağını iyi anlamalıdır.

  • Çocuğunuzun, sizi ve başkalarını rahatsız eden davranışları olursa hemen söyleyin. Problemleri biriktirmeyin. Kararlı olun.

  • Ailenin diğer bireyleri ile disiplin konusunda hemfikir olun. Bu şekilde çocuk kurallara uymadığında neler olacağını bilecektir.

  • Çocukların iyi davranışlarını, başarılarını övün. Onun çabalarını takdir ettiğinizi bilsin. (İyi bir şey yaptığında “seninle xxx yaptığın için gurur duyuyorum demeyi unutmayın)

  • Çocuğunuzla güç savaşına girmekten kaçının.

  • Disiplin, kazanan ve kaybedenin olduğu bir oyun değildir. Siz çocuğunuzun kurallara uymasını beklersiniz, o sizden dürüstlük bekler.

  • Onun sizinle aynı fikirde olmayacağı zamanlar olacaktır. Buna saygı gösterin, pozitif öneriler getirin.

  • Eleştirmeyin. Eleştirmek ve dırdır etmekle çocuğunuzun gücenmesine, kızgın olmasına veya kendini aşağılamasına neden olabilirsiniz.

  • Bağımsızlık duygusunu ve sorumluluk almasını destekleyin.

  • Espri anlayışınızı kaybetmeyin.

  • Onları ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin. Uygun davranmadıklarında çocuğunuzu değil, o davranışı sevmediğinizi açıkça belirtin ki sevginizden şüphe duymasın.

 

SINIR KOYMADA ALTIN KURALLAR

  • Gerçekten gerekli ve kararlıysanız “hayır” deyin.

  • Çocuğunuz koyduğunuz kurallara uymuyorsa nasıl bir yaptırım uygulayacağınıza karar verin ve tutarlı olun.

  • Çocuğunuza uzun nasihatlerde bulunmayın.

  • Güç kavgasına girmeyin.

  • Kendinize hakim olun, bağırıp çağırmayın.

  • Belirlenen sınırlamanın yapılan yaramazlıkla alakalı olmasına özen gösterin.Bu kurallarla ilgili, bugün duyduğum bir örneği eklemek istiyorum. Eğer ona yemekten sonra dişlerini fırçamalasını söylüyorsanız, siz de aynısını yapın. “Sen şimdi fırçala ben yatarken fırçalayacağım” demeyin. 

 

DİSİPLİNİN FAYDALARI

  • Düşünerek kurallara uygun davranma becerisini geliştirme…

  • Hareketlerin doğuracağı sonuçları mantık çerçevesinde algılama…

  • Okul veya okul dışında başarılı bir yaşam sürdürmelerini sağlayacak bilgi ve kuralları öğrenme

  • Diğerlerinin de uyduğu ortak kurallara göre davranma…

  • Aile ve toplumun değer yargılarını anlamalarına yardımcı olur.

  • Disiplinin amacı; çocukların problemler karşısında kurallara uygun ve mantıklı çözümler üretmelerini sağlamaktır.

Ve… Tabii biz de sinirleniyoruz, tabii biz de kızıyoruz. Aslında yapmamız gereken nedir biliyor musunuz? Durup dururken “Seni sevdiğimi biliyorsun, seninle zaman geçirmek harika” demek. Sevgimizi maksimum hissettirmek.

StopSign
“DUR”

Yeri geldiğinde de “dur” işareti yapmak. Bu, o sırada aramıza mesafe koyduğumuzu gösteriyor. “Şu an sinirliyim ve sinirliyken konuşmak istemiyorum bu konuyu” demek oluyor. Aynısını ona da öğretmeli, uygulamasını sağlamalıyız.

Gelelim bizim kıyafet konusuna… Sabahları okul öncesi bu krizi yaşadığımız için evden ağlayarak çıkmasını istemiyorum. Biliyorum ki bütün günü kötü geçecek. Okula da ağlarken bırakmak ve o şekilde ayrılmak da istemiyorum. Fakat yapmam ona giysi seçeneği sunup, beğenmese de ağlamasına göz yummam gerekiyormuş. Bunu az çok zaten biliyordum, şimdi iyice aklıma yazıldı. Ancak nasıl yapacağım? Şöyle bir karar verdim. Eğer diğer kıyafetlere dokunmamaya  ve mevsimin tam tersi kıyafetlere takılmayadevam ederse önüne 3 seçenek sunacağım. Beğenmedi mi? O zaman ağlamasına göz yumacağım. “Peki, eğer sen giymiyorsan ben de başkasına veririm” cümlesini de asla kurmayacağım. Bakalım başarabilecek miyim?

Amacımız mutlu, başarılı bireyler yetiştirmek. Ve bunun sırrı kurallar ve disiplinlerde saklı. Çocuklarımıza kural ve sınır koymazsak onların hayatla mücadele etme güçlerini ellerinden alırız. Masa hazırlarken yardım etmesinin, hatta toz almasının bile ona ileride öyle faydaları var ki, bunu istemekten çekinmeyeceğiz, “aman yorgun, dokunmayayım” demeyeceğiz. Gerçi bu akşam Irmak “yeter artık hep ben götürüyorum tuzluğu” diye isyan etti ama 🙂

Her şey ileride mutlu olması için. Yine de ah şu gözyaşları yok mu!!!!!!!!!!

 

3 Yorum
  1. Çiğdem A 10 yıl ago
    Reply

    Kaç Yaşından sonra kural/sınır koymaya başlamalıyız?

    • ManyakAnne 10 yıl ago
      Reply

      Merhaba. Benim anladığım zaten erken dönemde başlıyoruz kurallara. Şöyle düşünün. Uyku rutini bile bir kural. Yıkandığı zaman biraz sonra yatacağını anlamadı gibi. Diş fırçalamak da öyle… Ben böyle anladım ama yanlışsam düzeltin

  2. mutlulukhalleri 10 yıl ago
    Reply

    Benim oglum 5 yasinda ve artık isyan bayrağını çekti.Istedigim saatte yatmak,istedigim saatte yemek yemek ve istedigim kiyafetleri giymek istiyorum diyor son zamanlarda.Bazen nekadar aciklama yapsakta cocuk yaşamadan anlamiyor.inatlaşmıyorum.Mesela tisortle cikmak istiyorsa cikiyoruz sonra üşüyor,Eve dönüp değiştiriyoruz…birdaha ısrar etmiyor…☺

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı