Biz Seminer

Çocuklarda Öfke Yönetimi

stock-illustration-44945542-person-cry-symbol

Irmak’ın okulunda (Mavi Gezegen Anaokulu) geçen ay Çocuklara Sınır Koymak ile ilgili seminer vardı. Gitmiş ve yazmıştım. İşte şimdi de sıra Öfke Yönetimi’nde. Yalnız ne yazık ki saatini unuttuğum için ucu ucuna yetiştim. Kendime çok kızdım. Eğer gidemeseydim, aklımdan uçmuş olsaydı çok kötü hissederdim. İşte bugün, Uzman Psikolog Sevgi Mandan’ın anlattıkları:

(Bazı bölümleri aynen kendisinin notlarından aktaracağım, bazı yerlere ise kendi aldığım notları ekleyeceğim.)

Bu arada Irmak’a değil de yakın çevreme kolay öfkelenen biri olarak, bütün anlatılanları deneyeceğim. Evet söz konusu kızım olunca kendimi sakinleştirebiliyorum ama bunu başka kimse için yapamıyorum! Pardon, yine sözü uzattım. Konuya geçiyorum..

ÖFKE NEDİR? ANORMAL MİDİR?

Öfke, doyurulmamış isteklere, istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere verilen, son derece doğal, evrensel ve insani bir duygusal tepkidir.

Öfke diğer duygular gibi son derece doğal, evrensel ve uygun biçimde ifade edildiğinde yapıcı ve kişilerarası iletişimi düzeltici olabilen bir duygudur. Ancak, öfke aynı zamanda kontrol edilemeyen, yıkıcı bir biçimde davranışlara yansıyarak saldırgan ve son derece tahrip edici tepkilere dönüşme potansiyeline sahip bir duygudur.

ÖFKENİN GENEL NEDENLERİ:

Kayıplar

Tehditler-korkular

Engellenmek

Reddedilmek

Hata yapmaktan korkmak-kişilik değerinin düşeceği korkusu

Emir ve yaptırımlara boyun eğmek zorunda kalmak

Varsayımsal nedenlerin ortaya çıkardığı öfke gibi birçok neden öfkeye yol açabiliyor.

ÖFKENİN BELİRTİLERİ:

Fiziksel ve sözel saldırı, aşırı eleştiricilik, kusur buluculuk, önyargılılık, hırsızlık, sorun çıkarma, isyankar davranışlarla kendini gösterebilir.

Kin ve nefret belirten, aşağılayan, kuşkucu ve suçlayıcı sözler biçiminde gözlenebilir.

Güvensiz, kıskanç, tartışmacı, alaycı ve yargılayıcı davranışlar biçiminde olabilir.

İçe kapanma, psikosomatik belirtiler (kalp hastalığı, yüksek kan basıncı gibi), depresyon, suçluluk duygusu, ağlama, kıskançlık, aşağılayıcı, yargılayıcı tavırlar biçiminde ortaya çıkabilir.

ÖFKENİN SONUÇLARI:

Öfke kontrol edilemediğinde bazı olumsuz sonuçlar ortaya çıkar.  Bunlar; fizyolojik, düşünsel ve davranışsal boyutta yaşanır.

Öfke ve Fizyolojik Tepkiler: Kan şekerinin yükselmesi, nabzın ve kan basıncının artması,  sık sık ve zor nefes alma,  baş ağrısı,  kas ağrıları, sırt, boyun ağrıları…

Öfke ve Zihinsel Tepkiler: Konsantrasyon bozukluğu,  performansta azalma,  unutkanlık, uykusuzluk, dikkatsizlik…

Öfke ve Davranışsal Tepkiler: Alkolizm, sigara tiryakiliği, huzursuzluk,  acelecilik, ilaç kullanımı, aşırı yemek yeme…

ÖFKELİ İNSANLA NASIL İLETİŞİM KURABİLİRİZ?

Sakin kalmaya çalışın.

Karşınızdakini ilgiyle ve ciddi bir şekilde dinleyin

Duygularına saygı gösterin.

Onu öfkelendiren özel noktaları/konuları belirleyin.

Dikkatinizi karşınızdaki kişinin sözünü ettiği sorun ve o sorunun çözümü üzerinde yoğunlaştırın

Karşınızdakine saygınızı sürdürün.

Çözüm için bir konuda söz verdiyseniz, sözünüzü tutun.

ÖFKE YÖNETİMİ/KONTROLÜ NEDİR?

Öfke yönetimi, kızgınlığın ve öfkenin yol açtığı duygusal ve bedensel tepkileri azaltabilmek ve öfkeyi sağlıklı bir biçimde denetim altına almak ve ifade etmektir.

Öfke ile başa çıkmada etkili yollar:

1- FİZYOLOJİK UYGULAMALAR: Nefes egzersizi,  Kas gevşeme egzersizi,  Spor/egzersiz yapmak

2- ZİHİNSEL TEPKİLER:  Olumlu düşünme yani öfkeye yol açan düşünce biçiminin değiştirilmesi, problem çözme becerisinin geliştirilmesi

3- DAVRANIŞSAL TEPKİLER:  Zamanı etkili kullanma,  Etkili iletişim kurma

Nefes egzersizi: Burundan yavaşça (8’e kadar sayarak) bir çiçek kokluyormuş gibi nefes almak, 2 saniye kadar tutmak ve ağızdan çok yavaş (16’ya kadar sayarak) bir mum üflüyormuş gibi nefesini vermek… Vücudun rahat bir pozisyonda ve gevşek olması önemli. Karnı dolduracak şekilde derin nefesler alınması önemli; göğsün üst  kısmıyla nefes almak rahatlatıcı olmaz. Nefes alınıp verildiğinde göğüs değil, karın şişmeli. Hayal ederek bireyi gevşetecek bir yer ya da bir ortamı düşünmek ve  gözünün önüne getirmeye çalışmak sakinleşmek açısından önemli ve  yardımcı. Geçmişte kişinin kendisini çok sakin hissettiği bir yeri hatırlaması da yardımcı olabilir.

Kas gevşeme egzersizi: Kasların kasılması ve gevşetilmesi ilkesi ile çalışır. Önce baş ve yüz bölgesinden başlayarak adım adım vücudun tüm parçalarının önce kasılması ardından gevşetilmesi sağlanır.  Derinlemesine gevşeme de denilen bu teknikte süre yaklaşık 10-20 dakika kadar. Kan vücudun en uç noktasına kadar gider ve vücudun dinlenmesini sağlar. Pratik yapılarak kolayca uygulanabilir.

Spor yapmak: Egzersiz yapmak öfke ile baş edebilmede etkili yöntemlerden biri… Öfke duygusu hissedildiği durumlarda uygulanabileceği gibi düzenli olarak egzersiz yapmak da çok önemli.

Olumlu düşünme (Düşünceleri Değiştirme): Öfkeli insanlar düşüncelerini küfrederek, bağırıp çağırarak ifade etme eğilimindedirler. Kızgın olduğumuz zaman genellikle, olayları istemeden abartılı ve çarpıtılmış olarak algılarız. Bu tür düşünce biçimlerini fark etmek ve yerine daha mantıklı olanları yerleştirmek önemlidir. Bu konuda bir psikolog ya da psikolojik danışmandan yardım almak işe yarar.  Akılcı olmayan, abartılı düşünceler öfke düzeyini yükseltir. Duyguları kontrol etmek zordur onları ancak anlayabiliriz.  Olaylar nötrdürler ve duyguları belirleyemezler. Ancak, kişilerin olaya ilişkin düşünceleri, atıfları duyguları yaratır.  Öfke ile başa çıkabilmek için kişinin kendi zihinsel süreçlerini iyi  tanıyıp, akılcı olmayanları değiştirmesi önemlidir.

Problem çözme becerisinin geliştirilmesi:  Problemi saptamak- Seçenekleri gözden geçirmek – Bir çözüm yolu seçmek – Eyleme geçmek- Sonuçları değerlendirmek. Gerekirse başka bir çözüm yolu seçmek ve aynı şekilde devam etmek…

Zamanı etkili kullanma: Zamanı etkin kullanamama sonucu oluşan stres duygusu da öfkeye neden olabiliyor. Bu nedenle zaman yönetimi becerilerinin kazanılması, bireyin yaşayacağı stresi azaltacağından önemli bir öfke ile baş etme yöntemi.

Etkili iletişim kurma: Dinleme becerilerini geliştirmek, duyguları tanımak ve duyguları ifade etmeyi öğrenmek, sen dili yerine ben dili kullanmayı öğrenmek… Empati becerisini geliştirmek, sosyal becerileri ve atılganlık becerisini geliştirmek. Böylece birey duygularının farkına varıp, duygularını daha iyi ifade edebilecek ve diğer insanları anlama becerilerini de kullanarak  öfkesini doğru yollarla ifade etme ve yönetme yollarını öğrenir.

ÇOCUKLAR NEDEN ÖFKELENİR?

Açlık, susuzluk, uykusuzluk veya yorgunluk olduğunda. Bu daha çok henüz konuşmaya başlamamış, sıkıntısını anlatamayan bebek-çocuklarda görülür.

Evde tartışma gibi kaygı yaratan durumlar (Anne baba tartışması. Bunda önemli not: Tabii ki biz de insanız ve her ne kadar istemesek de çocuklarımızın yanında eşimizle tartışabiliyoruz. Yapmamız gereken, nasıl tartışıyorsak çözümü de çocuğun yanında bulmamız. Eğer o sırada olamıyorsa, çözerken bunu mutlaka anlatmamız. Kavgamıza şahit oluyorsa barışmamıza da olmalı.

Öfkenin ödüllendirilmesi (İsteklerin yapılması. “Tamam ağlama o oyuncağı alacağım” gibi…)

Çevre ve arkadaşların dışlaması, alay etmesi

Öfke gösteren birini örnek alması (Ki burada örnek alacağı insan biziz)

Temel ihtiyaçlarının zamanında giderilmemesi…

Tutarsız ebeveyn yaklaşımları (Ebeveynlerin aynı konuda birbirinden farklı tepki vermesi. Anne “hadi yatma saati geldi” dediğinde, babanın “beş dakika daha otursun bir şey olmaz” demesi gibi…)

Haksız yere verilen cezalar (Durumu yeterince sorgulamadan, çocuğa açıklama yapmadan. Bunda izlememiz gereken yol da şu şekilde. Çocuk yapmaması gereken bir şey yaptığında: “Amma yaramazsın” demek yerine, “bu hareketi yaptığın için sana kızıyorum” cümlesini kullanmak. Mutlaka nedenkızdığımızı anlatmamız, belirtmemiz gerekiyor ki çocuk da yaptığı yanlışı ve anne-babasının neden tepki verdiğini anlasın)

OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARDA ÖFKE YÖNETİMİ İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?

Öfkesini bastırmaya ve ya küçümsemeye çalışmak yerine anladığımızı göstermek. (“Aman canım buna mı üzülüyorsun” demek yerine, onu anladığımız mesajını verebiliriz.)

Kızgınken de sevildiğini hissettirmek.

Ağlamasına izin vermek.

Şiddet davranışını sarılarak kontrol etmek. (Eğer size de vurmaya çalışıyorsa, arkadan sarılabilirsiniz. Zaten birkaç kez tekrar ettikten sonra sarılmanız için durduğun fark edeceksiniz.)

TEPİNEN ŞİDDET GÖSTEREN BİR ÇOCUKLA NE YAPARIZ?

İstediğini yaparak geri adım atarız.

Sinirlenip ceza vermekle tehdit ederiz

Mantıklı bir şekilde konuşmayı deneriz.

Yukarıdaki 3 cümle de yaptıklarımızı anlatıyor değil mi? Hatta ben ilk maddeyi pek uygulamasam da diğer ikisini yapıyorum. Ama yanlış! Bunlar krizi büyütüp derinleştirmekten başka bir işe yaramıyor.

Bu nedenle YAPMAMIZ GEREKENLER:

Mümkünse durumu yok saymak.

Değilse çocuktan fiziksel olarak uzaklaşmak. (Bu bir ceza değil, sakinleşince yanımıza gelip konuşabileceğini söyleriz, bu yolla istediğini alamayacağını öğrenmesi zaman içinde sinir krizlerini azaltır, öfke nöbetleri etkisizleşir.)

DİKKAT EDECEĞİMİZ NOKTALAR:

Öfkesi ile baş etmeyi öğrenmesine izin verin- müdahale etmeyin. (Bu ağlamasına izin vermek anlamına geliyor. Tamam, biz veriyoruz da o sırada kalabalık bir ortamdaysak ya da aile büyüklerinin yanındaysak “ağlatma çocuğu” tepkilerine maruz kalıyoruz. İşte o zaman da sınır koymamız “karışmayın lütfen” dememiz gerekiyor. Her ne kadar demesi zor olsa da…)

Yaşadığı sorunu onun gözünden görmeye çalışın. (Yani, empati kuralım. Seni anlıyorum mesajı, onu sakinleştirecek. Ve bu mesajları onun boyuna inerek vermeliyiz. Çömelmeli, seni anlamak istiyorum, şimdi bana anlatabilir misin ne hissettiğini diye sormak ona çok iyi gelecek.)

Tepki vermek  yerine  düşünün!!! Çocuğum öfkelendiğinde benim içinde ne oluyor? (Şüphesiz ki onlar ağladığında bizim de sinirlerimiz geriliyor)

Çocuğunuz sizden yardım isteyene kadar bekleyin. (“Sana yardım etmemi ister misin? Sana nasıl yardım edebilirim?” gibi sorular yöneltmeli ve gelen cevaba göre hareket etmeliyiz.)

ÇOCUĞA ÖĞRETEBİLECEĞİMİZ YÖNTEMLER

DUR; MOLA; yavaş, nefes al, ne yapmak istediğini düşün, seçeneklere bak, sonra devam et. (Bu bir ceza deği. Mol yerine kendi seçtiği bir kelimeyi de kullanabilirsiniz düşünme süresi için.)

Nefes teknikleri (3,5-4 yaşından sonra sakinleşmek için onun da nefes teknikleri kullanmasını sağlayabiliriz. Tabii sadece 1-2 saniye nefesini tutması şartıyla. Zaten eğer biz bu yöntemi kullanırsak, o da bizden görüp yapacaktır. Yani, olay yine bizde bitiyor.)

Uzaklaşma (Kendi kendine sakinleşmesi için)

Öfkesini ifade etmeyi öğretin;

  1. Duygusal olarak güvenli bir ortam yaratın

  2. Duygularını doğru şekilde ifade etmesine yardım edin

  3. Öfkesinin arkasındaki duyguyu belirleyin ve isimlendirin.

Davranışlarının sonuçlarını yaşamasına izin vermek; ayrıcalıklarını almak, sevdiği bir işi yapmasını engellemek. (“Madem sen bunu yaptın o halde şu kadar dakika şu oyuncakla oynamayacaksın” gibi engellemeler koymak)

Uzman Psikolog Sevgi Mandan, geçen sefer olduğu gibi yine aynı şeyi söyledi: “Ona onu ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin.” Sadece kızdıktan sonra değil, çok alakasız bir zamanda, sarılın ve sevdiğinizi söyleyin. Sürekli kendini eleştiren bir anne olarak bunu çok sık yapıyor olmam beni rahatlattı. Ama seminerden kendime çok not çıkardım. Arkın’la tartışırken sesimi çok yükseltmeyeceğim, araba kullanırken daha sakin olacağım, tartıştığımız zaman Irmak’ın yanında çözümü bulacağız, Irmak öfke nöbeti geçirirken sakinleşmeden konuyu açmayacağım…

Bu arada aldığım ve sürekli kendime hatırlatacağım notlar kısaca şu şekilde:

Öfke, 1 yaşından sonra öğreniliyor.

Çocuk konuşmaya başlayınca, öfke nöbetleri azalıyor. Derdini anlatabildiği için daha kolay çözüm sağlanıyor.

Kızdığımız zaman mutlaka ama mutlaka nedenini söylemeliyiz.

Ne kadar sinirlenirsek sinirlenelim, her koşulda sevildiğini hissettirmemiz gerekiyor.

Ona her koşulda kendini güvende hissettiymeliyiz.

Onu görmezden gelmemiz, ceza anlamına gelmiyor. Öfke nöbeti geçirirken yalnız bırakmamız daha çabuk sakinleşmesini sağlayacak. O bağırırken, ağlarken sürekli bizim devreye girmemiz “annemin dikkatini çektim” diye hoşuna bile gidebilir. İşte bu nedenle görmezden gelmek iyi bir çözüm. Tabii eğer kendine zarar veren bir hareket yapmıyorsa.

Bu yöntemlerle öfke yönetimini öğrenmenin süresi her çocukta değişiyor. Birkaç kez denedikten sonra pes etmememiz gerekiyor.

Eğer her istediğin anında yaparsak, ilerideki hayatından çok şey çalmış olacağız. Kendi mücadele etmeyi öğrendikçe, ileride daha sıkı basacak ayaklarının üstüne.

Çözüm yöntemlerini kendimiz de bulabiliriz. Ürettiğimiz çözümler işe yaramıyorsa, yenilerini düşünüp hemen harekete geçebiliriz.

Ben dinlediklerimi hemen uygulamaya başlayacağım. Ya siz?

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı