Geçenlerde yazmıştım, olmuyor, tutamıyoruz kendimizi Irmak’ın yanında tartışıyoruz diye. Bir tutuyorsak, 3 tutamıyoruz. Okulda İngilizce öğrendiği için artık İngilizce laf atamıyoruz birbirimize, aralardan kelimeleri seçip lafı oturtuyor. Aynı liseden mezun olma şansına sahibiz, Almanca konuşuyoruz. Ancak o da bir yere kadar.
İyi güzel de, ben Almanca kavga edemiyorum ki. Başlıyorum konuşmaya, hoppp iki hata üst üste yapınca sanki benden daha iyiymiş gibi Arkın düzeltiyor. Sonra ben onu düzeltiyorum derken kavga kopup gidiyor. Almanca dersine dönüyor ortam. Eğer gerçekten çok sinirliysem ve kendimi frenliyorsam, art arda telefonuna mesaj atıyorum. Ancak sinirliyken yazdıklarımı görmemek için siliyor hepsini. Yok, ulaşamıyorum. Başlıyorum Irmak’ın uyumasını beklemeye. Irmak’ın daldığını farkettiğim an gidiyorum yanına. Uyandırıyorum Arkın’ı da. Söylenip söylenip çıkıyorum odadan. Hızımı alamadıysam e-mail atıyorum. Nasıl yazıyorsam, kendim rahatsız oluyorum tuşlara basarken çıkan sesten. Bir de mail’leri de okumadan sileceğini bildiğim için rahatlatmıyor beni eskisi kadar.
Kağıda yazmayı bile denedim. Irmak’la etkinlik yaparken “hadi mektup yazalım” dedim, içimdekileri kustum çaktırmadan, verdim, etkili olmadı. Anne olduktan sonra “kısık sesle bağırmak” diye bir şey öğrendim ben. Bir bakıyorum, o duymasın diye kısık sesle bağırıyorum. İlginç oluyor, ama oluyor.
İtiraf ediyorum. Bazen kızıp Facebook’ta arkadaşlıktan çıkardığım bile oluyor. Sonra barışıyoruz, unutuyorum eklemeyi. Bir şeye bakacağı zaman fark ediyor. Saçma biliyorum, fakat yapıyorum işte! İyi sadece siliyorum, engelleyip unutabilirim de! Neyse ki onu yapmıyorum 🙂
Duygularımı bu kadar üst sınırda yaşamak yoruyor beni bazen. Mutluyken de üst sınırdayım, sinirliyken de, üzgünken de… Bir de tartışmayı ertelemeyi sevmem. Konuşulsun bitsin isterim. Yoksa sabaha kadar kurarım kafamda. Neyse derdimiz çözelim, bir daha da konuyu hiç açmayalım isterim. Özel hayatımda da, işte de. Hatta Irmak da aynısını yapsın isterim. Çözsün, uzatmasın, üzülmesin, konu büyümesin.
Hani duyan da sürekli kavga ediyoruz sanacak. Yok o kadar da değil ancak oluyor işte arada tartışmalar. Onlar da olmasa, evliliğin ne tuzu kalır ne de biberi! Hem insan sevdiğine kızarmış 🙂
Aynı sizin gibiyim. İlle konuşucam rahatlıycam o da konuşsun anlaşalımcıyım..ama maalesef eşimde tartışmadan konuşmadan hep kaçar hep susar ben daha da çıldırırım 🙂 zor …