Yemek yapmak ve ben, ben ve yemek yapmak.
Bakmayın sevmiyorum dediğime, haliyle yapıyorum. Aç kalamayacağımıza göre… 😊 Sadece özel yemeklerde Arkın devreye giriyor. Misal beyaz pilavı ben beceremiyorum. 12 yıldır denemediğim tarif kalmadı. Yok. Olmuyor. Ancak bulgur pilavında da üstüme tanımıyorum. Yıllar önce de toksin atmamıza yardımcı olduğunu duymuştum, o günden beri daha keyifle pişiriyorum.
İşte bununla ilgili bir şeyi çok merak ediyorum. Size sormak istedim. Son günlerde #DoğalBulgur konusu çok gündemde.
Aldığım bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum ve açıkçası sizin de düşüncelerinizi çok merak ediyorum.
Buna göre bulgur, doğalı tüketildiğinde, bağırsak kanseriyle savaşan ve faydaları saymakla bitmeyen sofraların şifa kaynağı. Ancak işlenmesi ve bazı kimyasal süreçlerle parlatılması yarardan çok zarar vermesine neden oluyor.
Bulgurun faydaları
- Bulgur, boya ile sarartma ve işlenme gibi çalışmalar yapılmaksızın soframıza geldiğinde protein, mineral, vitamin, posa ve lif açısından oldukça zengin bir besin.
- Karbonhidrat değerinin oldukça düşük olan sarı bulgur; içeriğindeki Demir, B1 vitamini, B2 vitamini, Kalsiyum, Niasin Çinko, Magnezyum ve Krom gibi mineraller ile vücuda enerji veriyor.
- İşlenme oranı arttıkça bağırsak sağlığımızı yapılandıran lif, sinir sistemimizi besleyen B grubu vitaminleri ile demir, çinko, magnezyum gibi önemli mineraller azalıyor. Bulgur besin değerini kaybediyor.
İşlenmemiş doğal bulguru nasıl ayırt ederiz?
İşte bu aşamada bulgurun üretim sırasında geçirdiği aşamalara ya da işlemlere bakmak gerekiyor.
Araştırmalar bulgurun rengi ne kadar sarıysa, ne kadar parlaksa, işlenme oranının o kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Bunun sonucunda bulgurun en önemli bileşenlerinden biri olan lif oranı, besin değeri ve lezzeti düşüyor. Doğalı tüketildiğinde, bağırsak kanseriyle savaşan ve faydaları saymakla bitmeyen bulgurun işlenmişi hakkında parlatma ve boya iddiaları uzmanları harekete geçirdi.
İstanbul Medipol Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu son yıllarda sarı bulgur üretiminin arttığını ve bunun doğal beslenme adına üzücü olduğunu belirterek şu bilgileri verdi:
Mekanik Sarartma Doğru Değil
Sarı bulgurun üretim aşamasında mekanik sarartma işlemleri uygulanıyor. Mekanik sarartmanın yapılması üretici ve tüketici için kayıp demek. Sarı renkli bulgur üretebilmek için buğdaya uzun süreli ve yüksek nem verilerek, parça kanatlı silindirik gövdeli makinelerde tanelerin birbirine sürttürülmesi suretiyle ikinci bir ısıl işleme tabi tutuluyor. Normal bulgura göre sarı bulgurun kabukları çok daha fazla soyuluyor. Bu işlem sırasında tanenin özüne iniliyor ve lif oranında yüzde 40’ı geçen kayıplar oluşuyor. Böylece bulgur, hem besin değerini kaybediyor hem de bulgurluktan çıkıyor. B12 hariç, hemen hemen tüm B grubu vitaminleri, folik asit, E vitamini, çinko, magnezyum ve lif açısından zenginliğiyle ünlenen bulgur, işlendikçe ciddi besin kaybına uğruyor…
Kanseri Engelleyen Lif Azalıyor
Buğdayın bulgura işlenmesi sırasında, işlenme oranının artması, tanenin kabuk kısmının derin soyulmasına, bulgurun renginin sarıya dönmesine ve önemli besin kayıplarına neden oluyor. Çünkü buğday tanesinin kabuk kısmı liften, kabuğun hemen altında kısım ise B grubu vitaminlerinden zengindir. Benzer şekilde rengi sarartılmış, parlatılmış bulgurlarda aşırı uygulanan mekanik enerjiden dolayı, vitaminlerde ve renk pigmentlerinde bozulmalar olduğu belirtiliyor. Bulgurun kendine özgü tadı da bu sarartma ve parlatma işlemi sırasında bozuluyor. Bu nedenle bulgurun doğal olanı, lif ve besin değeri en yüksek olanıdır.
Doğal ve Katkısız Olmalı
Yüksek miktardaki lif içeriğinden dolayı, doygunluk hissi vererek obeziteden, bağırsak hareketlerini artırarak kabızlıktan koruyan, bağırsak mikrobiyotasını olumlu yapılandırarak kansere karşı koruyucu kalkan görevi gören, yavaş emildiği için insülin direncinden uzak tutan bulgurun, işlendikçe bu özelliklerini yitirdiğini belirten uzmanlar, sarı görünüme sahip bulgurlar için boyalı olma ihtimaline karşı da uyarıda bulunuyor.
Şimdi sizden de fikir istiyorum. Alırken dikkat ediyor musunuz? Açıkçası ben bugüne kadar farkında değildim. Hatta tek bir marka değil, hangisi gözüme çarparsa onu alıyordum. Faydalı nasıl olsa diye de gerçekten endişelenmiyordum.
Siz nasıl seçiyorsunuz? İşlenmemiş olmasına özen gösteriyor musunuz?
Ve bir de not: Benim aldığım bilgilere göre bu görseldeki gibi sapsarı bulgurların tercih edilmemesi gerekiyor.