Ne komik. Kendime inanamıyorum bazen. Hiç aklıma gelmezdi mesela bu denli örgü öreceğim.
Bir zamanların deli gibi çalışan kadını, doğumdan sonra her şeyi bırakan insanı olarak, şimdi böyle şeyler yapmama şaşırıyorum. Ama bunun da normali yok bende. Hani ör, zevk için ör… Yok. Başladığım şey bitecek. Mesela #çocuklaraörüyoruz için kaç bere yaptım, bilmiyorum.
Irmak okuldayken yapıyorum tüm işleri. Gerek kendi blogum gerekse de iş amaçlı yazılarım, diğer işlerim, ev işi derken bir şekilde her gün en az yarım saat buna ayırmak istiyorum. Geceleri uyku tutmuyor, kalkıp devam ediyorum. Neden mi? Çünkü insanın ruhuna çok iyi geliyor. Bere kampanyası ile çocukları sevindirmek zaten şahane. Ancak diğer ördüklerim de iyi geliyor bünyeye. Bir çeşit meditasyon gibi. Mesela o ilmekleri atarken bazen Arkın’la kavga ediyorum, bazen ona aşkımı ilan ediyorum, geçmişi düşünüyorum, geleceği düşünüyorum, planlar yapıp hayaller kuruyorum, iş planı yapıyorum, bir yazı yetiştirmem gerekirse onun cümlelerini toparlıyorum, bir toplantı varsa ne konuşacağımı planlıyorum. işin komiği Arkın anlıyor bunları. Mesela onun yanında örüyorsam ve birden hızlandıysam “kimle tartışıyorsun diyor. Yavaşlasam “nereye gittin” diyor. Sonuç olarak çok iyi geliyor.
En sevdiğim şeylerden biri de Irmak’ın tüm yaptıklarımı severek takması… Ben öyle çok becerikli değilim, değişik modeller denemiyorum, işin pratiğine kaçıyorum. Ancak o seviyor ya, bana yeter de artar bile. Anne kızıyor, “neden yeni şeylere kapalısın” diyor. Sanırım öğrenmeye kapadım bünyeyi bir süreliğine. Bu bildiklerim bana yeter.
Dün, yarım saatte Irmak’a eldiven yaptım. Öyle basit ki. Sizinle de paylaşmak istedim.
5 numara şişle 22 ilmek başladım, 8 parmak uzunluğunda bir ters bir düz ördüm. Sonra ikiye katladım. Üstte diktim. Bir parmak sığacak şekilde açık bıraktım. Kalan kısmı yeniden diktim. İşte bu kadar. Evet kartopu oynayamaz. Ama severek takacağı bir eldiven. Hatta şimdi yeğenlerime örüyorum. Abimin kızları. Ayşe Irmak’tan 4.5 ay büyük. Bade ise 18 ay küçük. Ne yaparsak, 3 tane yapıyoruz haliyle. Bu eldivenleri görünce onların da çok sevineceğine eminim.
Diyeceğim o ki, siz de fırsat yaratın, yapın bir şeyler. Kendiniz için. Çocuğunuz için. Sevdikleriniz için. Benim yılbaşı hediyem, eldiven oldu mesela.
Annem gülüyor bana yemek ya da örgü tarifi yazınca. 10 sene önceki halimi tanısanız zaten numara yapıyorum falan zannedersiniz. Hatat bazı eleştiriler geliyor, “tek sen doğurdun sanki, 180 derece değiştin” diye. Hayır, 180 derece değişmedim. Önceliklerim değişti. Bakış açım değişti. Yeri geldiğinde yine o deli dolu kadın oluyorum. Hatta Irmak bana “bence en komik anne sensin” diyor. Ancak o öncelikler var ya, işte kimsenin ve hiçbir şeyin önlerine geçmesine izin veremem. Kendime bile eskisinden daha çok değer vermeye başladım anne olunca.
Konuyu saptırdım yine… Susuyorum. Örgüme dönüyorum…. Siz de örün diyorum. Eldivenin bitmiş hali, aşağıdaki gibi…
Ören elleriniz dert tasa görmesin 🙂 mutlu yıllar son blog yazımda linkiniz var…
Cok tesekkurler