Biraz da sağlık... Biz

Genç “geç” anneyim…

IMG_0063

Anneme göre geç anne oldum, bir başkasına göre erken. 31’de doğurdum, 4 ay sonra 32 oldum. Bence anne olmak için tam zamanıydı ancak işte işin biyolojik yanı öyle değil.

Kadıköy Şifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Doktor Yasemin Yakut,  ideal biyolojik doğum yaşının 18-28 arasında olduğunu belirterek, 35 yaşından sonra yumurtalık fonksiyonlarının azaldığını ve hamile kalmanın güçleştiğini vurguluyor.  Bunu nereden mi biliyorum? Birkaç gün önce bir toplantıda, bir araya gelip konuşma fırsatı bulduk.

Ben, geç anneymişim. Hatta geç genç bir anne. Bugün de saçımı mora boyattığımı düşünürsek, genç olmak için çabalayan bir anneyim işte! Evet 30’lu yaşlarda anne oldum ama benim de avantajlarım var, çünkü istediğim zaman anne oldum, çünkü kariyere de doydum, çünkü aklım bir şeyde kalmadı. Her erken anne bunları mı yaşıyor? Tabii ki hayır ancak ben kendimi biliyorum. Kesin kararlı olmasam, her açıdan zorlanırdım.

Yasemin Yakut’un anlattıklarına göre günümüzde çocuk sahibi olmayı erteleyen kadınların ortak nedenleri:

Uzun süren eğitim

Eğitim sonrası iş sahibi olma arayışı

Kariyer planları

Ekonomik kaygılar

Çiftlerden birinin doğacak çocuğun sorumluluğu için kendini hazır hissetmemesi.

Yakut, “35 yaşından sonra yumurtalık fonksiyonlarının azaldığını ve gebe kalmanın güçleştiğini biliyoruz. İleri yaşlarda gebe kalmak sorun olabileceği gibi, ileri yaş anne gebeliklerinde bebeklerde de doğum anomalileri görülme olasılığı artıyor,” diyor.

İleri yaş annelerin gebeliklerinde sıkça karşılaşılan sorunlar:   

Yaş ilerledikçe görülen Tip 2 Diyabet, Gestasyonel Diyabet

Yüksek tansiyon

Ödem, tansiyon yükselmesi ve idrarda albümin çıkması

Düşük yapma olasılığının yüksek olması

Dış gebelik olasılığının yüksek olması

Başta Down Sendomu olmak üzere anomalili bebek doğurma riskinin artması

Gebelik sırasında plasenta dediğimiz bebeğin eşine ait problemler

Çoğul gebelik riski

Bebekte gelişme geriliği ve erken doğum riski

İleri yaş gebeliklerinde doğum, anne, bebek ile ilgili riskler artarken doğum doktorunun de sorumlulukları artıyor elbette. Modern tıp sayesinde, bu sorunların üstesinden gelinebiliyor. Bebek sahibi olmak isteyip de doğal yollarla istedikleri sonuca ulaşamayan çiftlerin imdadına tüp bebek yetişiyor. Şimdi uzun uzun tüp bebek yazmak istemiyorum, yanlışlarım olabilir, ancak doğru bilinen iki yanlışı belirtmeden edemeyeceğim.

  1. Kadının adetlerinin düzenli olması bebek sahibi olmak için yeterli değil.

  2. Erkeğin ejekülatının olması yeterli ve düzgün spermlerin olduğunun göstergesi değil.

Yani kadın düzenli adet görürken, erkekte yeterli ejekülat bulunuyorken de hamile kalınamayabilir!

Bir de önemli bir gelişme daha var Aykut’un bize anlattığı: 10 Eylül 2014 tarihinde tüp bebek yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile geç anne adaylarına büyük bir fırsat verilmiş. Yumurtlama kapasitesi düşük olan ve hiç doğurmamış, aile öyküsünde erken menopoz olan, kanser öncüsü hücre tespit edilip yumurtalıkları cerrahi olarak çıkarılacak adaylar, yine meme kanseri gibi kemoterapi ve radyoterapi gerekli olan durumlarda toplanan yumurtaların saklanması ülkemizde yasallaştırılmış.

İşte bu çok çok önemli. Annesi erken menopoza girmiş bir kadın, 30 yaşında hâlâ doğum yapmadıysa ve ileride mutlaka anne olmak istiyorsa, ailesinde böyle bir hikaye olduğu için yumurtalarını dondurabilir. Toplantı boyunca Embriyolog Engin Enginsu’dan da bilgiler aldık. Örneğin benim aklımda en çok kalan, tüp bebek için başvuran çiftlerin dörtte birinde “açıklanamayan kısırlık” görülmesi. Ortada bir neden yok, ancak çocuk olmuyor. Ben de bunun üzerine Engin Bey’e kendi hikayemi sordum. “1 sene denemek, ardından gelen düşük, bunalıma girmem, Arkın’ın ‘üzülme, hamile kalamazsan tüp bebek deneriz’ diye söz vermesi ve benim rahatlayıp hamile kalmam…” Ve dinlediklerime göre bilimsel olarak açıklanmasa, hiçbir bilimsel kanıtı olmasa da böyle bir şey var… Bunu da yazmadan edemedim işte…

Üreme hücreleri ve gonad dokularının saklanma kriterleri

1) İkinci ve üçüncü fıkralarda belirtilen tıbbi zorunluluk halleri dışında üreme hücreleri vegonad dokularının saklanması yasaktır.

(2) Erkeklerde üreme hücreleri ve gonad  dokularının saklanmasını gerektiren tıbbi zorunluluk halleri şunlar:

a) Cerrahi yöntemlerle sperm elde edilmesi halinde,

b) Kemoterapi ve radyoterapi gibi gonad hücrelerine zarar veren tedaviler öncesinde,

c) Üreme fonksiyonlarının kaybedilmesine yol açacak olan ameliyatlar (testislerin alınması ve benzeri) öncesinde,

ç) Çok az sayıda sperm olması (kriptozoospermi) durumunda.

(3) Kadınlarda üreme hücreleri ve gonad dokularının saklanmasını gerektiren tıbbi zorunluluk halleri şunlar:

a) Kemoterapi ve radyoterapi gibi gonad hücrelerine zarar veren tedaviler öncesinde,

b) Üreme fonksiyonlarının kaybedilmesine yol açacak olan ameliyatlar (yumurtalıkların alınması gibi operasyonlar) öncesinde,

c) Düşük over rezervi olup henüz doğurmamış veya aile öyküsünde erken menopoz hikayesinin üç uzman tabipten oluşan sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi durumunda.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı