Annemle konuşuyorduk geçen gün. O zaman doğrum sonrası ziyaretler nasıl olurdu, ilk doğum günümüzde ne yaptın falan derken konu diş buğdayına geldi. Bize yapmış. “Aaaa” dedi, “sen yapmadın.” Dedim “Hah anne, iyi ki aklına geldi 7 sene gecikmeli de olsa.”
Irmak ilk dişini çıkardığında 7 aylıktı. Hatta Arkın balık tutmaya gitmişti, annem bende kalıyordu. Gözyaşı dolu iki gecenin sonunda sabah fark etmiş, hemen mama kaşığıyla denemiş, çıt çıt sesini duymuştuk. Ağlamalar, zıplamalar, telefona sarılmalar… Aslında diş krizleri 5 aylıkken başlamıştı. Ardından katı gıdaya geçiş yapmış, fakat diş çıkmaya yakın son vermiştik, kusuyordu. Evet, her bir iş en az 15 gün kusmaya neden oluyordu. Ateş yoktu, iştahsızlık vardı.
O yemedikçe, yediklerini iade ettikçe ben yıkılıyordum. (Şimdiki aklımda abartı buluyorum ama o zaman aynen böyle hissediyordum!) Diş patladığı gün ve sonraları rahatlıyor, mışıl mışıl uyuyordu. Hoop yeniden diğeri geliyordu.
Ve biz bu nedenle diş buğdayı yapmadık. Hatta doğruyu söyleyeyim, aklımın ucundan bile geçmedi. Tüm dişler çıktığında tam 30 aylıktı. Taneli yemeyi reddetmesi, canı acıdığı için ağlaması, yukarıda yazdığım gibi yediklerini de çıkarması… Mesela zorlu bir diş mi çıktı, diğeri geç gelsin de arada bari çocuk aç kalmasın diye dua ediyordum.
Hiç unutmam. Üst dişleri geleceği zaman gece ağlayarak uyandı. Uyutmaya çalışmadık. Doktorumuzun dediği gibi tek amacımız hoş tutmaktı, acıyı unutmasını sağlamaktı. Oynattık oynattık da ikimiz de boş bakmaya başladık birbirimize. Anneme mesaj attık, Arkın gitti annemi aldı gecenin bir körü. Sonra uyudu. Annem Irmak’la oynarken koltukta uyukluyordum. Tam olarak uyuyamıyordum da. Derken ses kesildi. Irmak gülmeye ve esnemeye başladı. Bir baktık o az önce patlamaya hazır bomba gibi duran diş gelmişti. Beş dakika sonra da Irmak uyudu. Peşinden biz. Önce güzel bir ağladım ama “bir çocuğun canı neden bu kadar yanıyor, yazık değil mi” diye. O sevgili zor gelen dişlerden 8 tanesi gitti bile. Ve inanır mısınız, her birinin çıktığı günü hatırlıyorum. Keşke not etseymişim…
Ben ne yaptım? Son dişinin çıktığı gün aldım parka götürdüm, beraber kutladık saatlerce kalarak. Sonra ne yaptık? Arkın’la birkaç saatliğine dışarı çıktık, arkadaşlarımızla kutladık. Evet o krizler bitmişti, e o zaman kutlamak gerekiyordu. Diş buğdayı oldu mu bize parti? 🙂
Of gerçekten neden bu kadar canları yanıyor? Yazık yahu minnaklara…
Bu fotoğrafı ikinci dişi çıktığı gün çekmiştim. Ekim, 2010…
Bu kadar yaşanan acıları gördükçe o çocukların çaresiz çırpınışlarını küçücük bebeklerin can çekişmelerini gördükçe tek acıları bu olsun yavrularınızın diyebiliyorum ve Allah tüm masumların acılarını dindirsin. Bu kesinlikle bi eleştiri değil yanlış anlaşılmasın ama çok kötü bi zamanDayız en büyük acıları bunlar olsun inşallah