Biraz da sağlık... Biz

İştahsız çocuklar… Çocukları doyurmaya çalışan anneler…

Bu konuda yazmaya başlarsam kimse beni durduramaz. Emzirme dönemi (11 ay) dahil her yediğini içtiğini kusan, ne yaparsam yapayım 2.5 sene susam dahil taneli bir şey yemeyen bir cimcirik büyüttüm. İştahsızlığı ileri derecedeydi. Mesela onun canı yemek istemiyorsa, biz yerken de kusuyordu. Gizli gizli yemek yiyorduk. Besinsiz kalacak korkusu yaşadım sürekli.

Ne büyük hata yapmışım! Gördüm ki, aç aç gezerek büyüyor çocuklar. Şimdi çocuğu yemeyen kimi görsem “ben ettim sen etme” diyorum resmen. Bu nedenle 3 ayrı psikoloğa gitmiş bir insanım. Neredeyse kızımla ilişkimiz bozulacaktı da ucundan toparladık. Ama çok bilirim odalara kapanıp ağladığımı… İştahsızlığında benim de katkım vardır, eminim!

Geçen haftalarda HT Hayat’ın İştahsız Çocuk konulu semineri vardı. Ne yazık ki gidemedim. Gitsem, biliyorsunuz en ince ayrıntısına kadar yazıyorum. Ancak tam o günlerde bir başka uzmandan bilgi alma şansım oldu. Aşağıda okuyacağınız bilgileri veren kişi, Medical Park Göztepe Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Arzu Gökmen. Gökmen, iştahsız çocuklara yemeği sevdirmenin yollarını anlattı.

Çocuk doktorları ve beslenme uzmanlarının ortak görüşü; çocukların yemeyi reddetmesinin toplumun artan bilinç düzeyi ile paralellik gösteriyor olması. Bilinç düzeyi artan aileler, çocuğu daha iyi besleme, daha iyi büyütme kaygısı ile çocukları üzerine daha fazla düşmeye ve adeta çocuğu ile savaşan aileler durumuna geliyorlar.

Back Camera
Bir sebze çorbası klasiği… Ben oyalıyordum, arkadaşım da yediriyordu. Arada fotoğraf de çekmişim 🙂

 

İŞTAHSIZLIĞIN NEDENLERİ NELERDİR?

  • İştahsızlık, biyolojiktir. Ancak zaman içinde çevrenin etkisiyle de oluşabiliyor. Çocuklarda bilinçaltına yerleşmiş endişe, kıskançlık vb. gibi duygusal sorunlar, erken yaşta sınav başarısızlığı, bir yakınının ölümü gibi çocuk üzerinde psikolojik etki yaratan durumlara bağlı olarak anksiyete veya depresyon gelişen çocukların iştahında azalma görülüyor.

  • İştahsız çocukların çoğunda, iştahsızlığın annenin çocuğunu daha iyi beslenme kaygısı nedeniyle anne-çocuk arasındaki çatışmadan kaynaklandığı görülüyor. Yani, psikolojik. Çünkü yemek yememek anne ve babaya karşı kullanılan güçlü bir silah ve bu savaşta da hep çocuk kazanıyor!

       İştahsızlığın biyolojik nedenleri:

  • Biyolojik nedenlerin en başında, bebeklikte emme ve yutma refleksinin zayıf oluşu geliyor. Bazı çocuklarda besinin boğazın arka kısmına teması bu etkiyi yaratır ve çocuk öğürür, bazen de kusar. Bu tür bebeklere anneler katı gıdaları geç başlar. Bu da ileri yaşlarda çocukların besin alımını zorlaştırır ve büyüme-gelişmelerini etkiler. (Evlerden uzak ama enfeksiyonlar, ateş, viral hepatit, tüberküloz, hipotiroidizm, kalp yetmezlikleri, karaciğer rahatsızlıkları, emilim bozuklukları, duodenal ülserler ve kanserler gibi pek çok hastalıkta da iştah azalması görülüyormuş. Tabii her iştahsız çocuk hastadır diye bir şey yok! Aman hemen aklınıza getirmeyin sakın. Ben sadece aldığım bilgileri yazdım.)

    Diğer nedenler:

  • Herhangi bir hastalığı olmayan sağlıklı çocuklar, yemek saatlerinde fizyolojik açlık duyarak yemeklerini iştahla yerler. Ancak yapılan bazı tutum hataları ve çocuğu ruhsal olarak etkileyen bazı olaylar nedeniyle çocuklar yemek yemeyi reddederler. Her çocuğun kendine özgü bir yemek yeme kapasitesi vardır ve her yaşta aynı değil.

  • Bebeklik dönemi hızlı büyüme dönemidir, ancak bir yaştan sonra büyüme hızı düşer. Çocuğun çevreye olan ilgisinin artmasına bağlı olarak da çocukta besin alımı daha az olur. Çocuğa iştahlı olmadığı dönemlerde yemek yeme konusunda ısrar edilmesi çocukta yemek yeme isteğinin azalmasına yol açabilir. Kendi kendine yemek yiyebilen çocukları, yemek masasında kendi haline bırakmak ve yemeği kendisinin yemesine olanak tanımak, sabırsızlık göstermemek, çocuğu çeşitli kurallara uyması yönünde zorlamamak gerekir.

    Irmak, gerçek bir soğan canavarı 🙂

 sogan1sogan2

 ÖDÜL SİSTEMİNE ALIŞTIRMAYIN

Çocukların yemek yememe ve yemek seçme nedenleri:

  1. Çocuk pütürlü besinlere alıştırılmamış olabilir, yemeğin ezilmesini bekleyebilir.

  2. Yemekten önce su içmişse iştahı baskılanmış olabilir.

  3. Yemek öncesinde şeker yemek de iştahı azaltır.

  4. Çocuk öğün aralarında bir şeyler, özellikle çikolata, pasta vb. yiyorsa yemek saatinde açlık duymayabilir.

  5. Öğün sırasında duygusal bir sorun yaşarsa yemek yemek istemeyebilir.

  6. Yemek öncesi top oynamak, ip atlamak gibi yorucu oyunlar oynadıysa yemek yemek istemeyebilir.

  7. Çocuklar hastalandıklarında iştahsız olurlar. Bu dönemde kaybettiklerini iyileşme dönemlerinde hızla geri alırlar. Bu dönemde zorlamak ters tepki yaratabilir.

  8. Bazı çocuklar bazı besinleri sevmezler, onlara zorla yedirmek o besinden iyice uzaklaşmalarına neden olur.

  9. Yediği bir besinden sonra kusmuşsa o besine karşı hassasiyet geliştirip yemek istemeyebilir.

  10. Yemek yedirirken oyun oynamak ve televizyon seyrettirmek gibi davranışlara alıştırılmış ise hep bu davranışı bekliyor, bu nedenle yemek yemek istemiyor olabilir. Çocuğun yemek yediği için ödüllendirilmesi de bir sonraki öğün için nazlanmasına neden olabilir. Ceza da ödüllendirme de aynı etkiyi yaratır.

  11. Besinlerin çocuğa sunuluşu cazip olmayabilir. Şekli bozuk, renksiz, kokusu hoş olmayan yemek çocukta iştah uyandırıcı olamaz.

YEMEK SEÇMELERİNİ ENGELLEMEK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

  1. Çocuğun büyüme ve gelişmesi izlenmeli. Büyümede duraklama olup olmadığı izlenmeli, anne-çocuk arasındaki iletişime bağlı olarak beslenmesi değerlendirilmeli.

  2. Okul öncesi dönem çocukları taklitçidir. Erkek çocuk babayı, kız çocuk anneyi taklit eder. Çocuğun aile ile masada oturması uygun beslenme alışkanlığı kazanması için gerekli. Anne ile baba yemek seçici ise ve yemekte aşırı titiz davranıyorsa (çocuk üstüne dökmemesi, etrafa sıçratmaması için sürekli uyarılıyorsa) çocuk olumlu beslenme alışkanlığı geliştiremez.

  3. Kendisi sütü sevmeyen ancak çocuğa süt içirmek isteyen anne-babanın çocuğa süt içirmesi hiç de kolay değil! (Mesela biz. Ben bakamıyorum bile süt içene. Arkın da çok hoşlanmıyor ancak kahveyle içebiliyor. Irmak da sevmiyor. 3,5 yaşında kadar bir şekilde veriyordum, uykuda biberonla içirdim hep. Ancak şimdi süt ve yoğurtla durumu dengeliyoruz.)

  4. Çocuklar en az sebzeleri severler. Besinleri karışık olarak tüketmekten hoşlanmazlar. Besini tanıyabilecekleri şekilde görmek isterler ve besinler elleri ile yiyebilecekleri şekilde olursa daha çok severler.

  5. Anneler, sebzeleri çocuklara sunarken pişirme şekli ve servisine özen göstermeli.

  6. Çocuklar, lahana, karnabahar, pırasa, kereviz gibi sebzeleri sevmezler. Çünkü keskin tatlar ve kokulara hassastırlar. Bu nedenler çiğ yenebilen, domates, havuç gibi sebzeleri pişmiş diğer sebze yemeklerinden daha çok tercih ederler.

  7. Bu tür sebzeler ince kesilip verilirse daha kolay ve severek tüketilir.

  8. Birçok sebzeyi sevmiyor ve yemiyor diye çocuğun hırpalanması ve annenin üzülmesi doğru bir yaklaşım değildir.

  9. Sınırlı da olsa yediği birkaç sebze ve meyve grubundan alması gereken besin öğelerini karşılamaya yeter.

  10. Aile çocuğun sevmediği yemekleri sofraya koyarak onun görmesini ve öğrenmesini sağladığı sürece çocuk ileri yaşlarda bu yemekleri severek yiyecektir.

  11. Et bu yaşlarda büyük parçalar halinde tüketilmez. Genellikle kıyma şeklinde kullanılmalıdır. Çocuk büyük parça eti ancak 7-8 yaşında rahat tüketebilir.

  12. Yemekle ilgili hiçbir uyarı çocuk yemek yerken yapılmamalı.

  13. Yemek yerken çocuklara ısrarda bulunulmamalı.

  14. Çocuklar grup içinde ve anneden ayrı olduklarında farklı davranış sergilerler. Çocuk evde hiç yemediği bir yemeği okulda arkadaşları ile birlikte yiyebilir. Öğretmenler ve anneler işbirliği içinde olmalı.

  15. Çocuklarda yemek seçmeyi önlemek için, bebeklere 6’ncı aydan itibaren her türlü besin küçük miktarlarda verilerek alıştırılmalı. Bir yaşına kadar tüm besinlerle tanıştırılmış çocukların daha az seçici oldukları söyleniyor.

  16. Çocuk yeni besine alıştırılırken, önüne o besin konulmalı ancak yemesi için ısrar edilmemelidir. Çocuğun besini tekrar tekrar görmesi ve küçük bir parça denemesi sağlanmalıdır.

  17. Aile bireylerinin yediklerinden çocuğa verilmelidir. Ailesi ayrı kendisi ayrı yemek yediğini gören çocuk itiraz edecektir.

  18. Çocuğun tabağına konulan besinin miktarı çok önemlidir. Çocuğun yiyebileceği kadar besin konulmalıdır, yemeği bitirme hazzı yaşamalıdır.

  19. Bazı ara öğünlerde az miktar karbonhidratı yüksek besin vererek çocukta açlık duygusu yaratılabilir.

Bir de örnek menü verdi verdi Arzu Gökmen.

Kahvaltı:

Taze sıkılmış meyve suyu

Peynir – zeytin

Bal veya pekmez

Tam buğday ekmeği veya çavdar ekmeği

Ara: 1 porsiyon meyve

Öğle:

Sebze çorba

İzmir köfte

Yoğurt

Ara: 1 porsiyon meyve

Akşam:

Izgara balık

Domates-salatalık-marul

Barbunya pilaki

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı