Kadınlarla yeteri kadar uğraşılmadı mı?
Hatta ççoooook uzun zamandır uğraşılmıyor mu? Bu sadece şimdilerin sorunu değil zaten. Vardı, sanırım hep de olacak. Kaç çocuk doğuracağımız, çalışıp çalışmayacağımız sorgulanıyor… Ailelerimiz tarafından bile. “Ay yaş farkı olmadan patlat ikinciyi. “Yap” da değil hani, “patlat!” Çalışan anne de suçlu, çocuk yapmayan kadın da. Okul bitti evlenecek misin? Evlendin doğuracak mısın? Doğurdun ikinci ne zaman? Ay nasıl çocuk düşünmezsin? Kadının yeri erkeğinin dibi… Ne yapacaksın kadın başına? Bu nasıl kıyafet, kadın gibi giyin azıcık. (Ya evet, inanılmaz ama öyle bir yorum geldi geçen gün Instagram hesabıma. Sildim tabii. Ne palyaçoluğum kalmış, ne bu halimle nasıl koca bulabildiğim. Ben böyle hakaret görmedim… Neyse, konumuz bu değil.)
Kimse bizim nasıl hissettiğimizi düşünmüyor değil mi? Kimse mesela çocuk isteyip de olamayan annenin ruh halini düşünmüyor. İkinci çocuğu isteyip de çekinen (mesela ben) ve hatta vazgeçen kadını da düşünmüyor. Eğitim, iyi gelecek sunmak, bunlar önemli değil zaten!
Bir şey eklemek istiyorum. Her doğuran anne olmuyor. Olamıyor.
Ne kadınlar var doğurduğu çocuklara hayatı zehir eden, ne kadınlar var kalbinde doğurduğu çocuğuna muhteşem annelik yapan. Annelik karnında büyütmekle olmuyor.
Ne babalar var karısını, çocuklarını şiddetten kırıp geçiren, ne babalar var evladını, karısını sarıp sarmalayan…
Her şey kadınların suçu. Irmak kaç gündür ateşli evde. Kimse “Babası mı üşüttü, nereye götürdü de mikrop kaptı” demiyor, soru bende patlıyor.
Peki ya ben çalışıyor olsaydım? Kim bakacaktı evladıma şu kaç gündür? Kafamı camdan çıkarmadan onunla beraber oturuyorum. Şayet tam zamanlı bir işim olsaydı babası mı izin alacaktı iş yerinden? Kaç sene önce çalışma denemeleri yaparken, o zamanlar Irmak’a bakan ablamızın (7 ay çalışma denemem oldu) eşi rahatsızlanmıştı. Haliyle gelemedi. Ben izin almak istedim, nelerle karşılaştım yazmayayım. Neticede izin almadan çıktım geldim eve. Hani evden de çalışabildiğimiz şu dönemde yemediğim laf kalmadı!
Sonra “hadi ümidini kaybetme, çalış, kazan, kendi ayaklarının üstünde dur” dedim. İş arama sürecine girdim. Görüşmelerde ilk sorulan “Çocuğun hasta olursa sen mi izin alırsın, eşin mi?” İkinci soru klasik, çok yazdım zaten: “İkinciyi düşünüyor musun?” Buna göre kurulu tüm düzen. Kadın çalışmasın, öyle sorular sorulsun ki kadın görüşmeyi terk etsin…
Kadın çocuğu babasına bırakıp arkadaşlarıyla bir iki saat dışarı çıktığında “ayıp” olsun, ama erkeğin “hakkı” olsun.
Bazı kadınlar da yapıyor bunu. “Aman ne güzel otur işte, kocan çalışsın kazansın.” Kocam köle sanki değil mi? Ben boşuna okudum onca okulu, boşuna çalıştım kaç sene sabahlara kadar değil mi? Ben çocuğuma iyi örnek olmayayım değil mi? Adamın tek görevi bana ve çocuğuma bakmak olsun değil mi?
Çok sıkıldım. Bana göre dünyanın en muhteşem duygusu anne olmak. Fakat bu bile “sütün geldi mi” ile başlayıp, “ne bakıcıya mı bırakacaksın çocuğu ya da tam tersi çalış da güzel örnek ol” sorusuna, cümlesine kadar insanın burnundan fitil fitil getiriliyor. Kadınlar kendilerini her geçen gün daha da değersiz hissediyor. En azından ben öyle hissediyorum. Kadınlığımızı yaşayalım. Anneliğimizin tadını çıkaralım. Başka sözüm yok.
Offff offfff.Her kelimene helal olsun dedim okurken….
Yazdıklarınızın her bir kelimesinde mallesef ki haklısınız ,bütün bunlara maruz kalanların kadınlar maruz bırakanlarında gene kadınlar olması ayrıca trajik…Belki sizler gibi insanlara ulaşabilen güçlü kalemler biraz sorgulamalarını sağlar..
Kimse kimseye karışamaz güzel dobra insan
Çocuk bu tabi hasta olacak eğer hasta olmazsa kork her anını yasasin bi zahmet de insanlar karismasin siz kendi halinizle devam Şebnem hanim her daim arkandayiz !
1 salkım üzümün hepsi sağlam olmuyor curukler de çıkıyor iÇinden.. saygilar ☺
Bizim insanımız kadar herkesin her mevzusuna balıklama dalma ve yorum yapma hakkını kendinde gören başka bir millet yok. Herşeye bir kulp takarlar. Huzur vermezler insana. Böyle tipleri, yapacak bir işleri olmadığı için sağa sola sataşan arızalı tipler olarak görüyorum. Takma Şebnem diyeceğim ama, biliyorum takmamak zor. Ben de yapamıyorum çünkü.
Ben tam olarak ne yapmak istediğinizi anlamadim. 😉
Çalışmak mi, çalışmamak mi?
Erkek evine baksın mi, bakmasın mi?
Herkes rolüne razı olsun mu, olmasın mi?
Çocuklar bakiciya bırakılsın mi birakilmasin mi?
Vs vs vs 🙂