Ev minnacık. Salonda üflesen, yatak odasındaki perde oynar. Kolay toplandığı için halimden memnunum, şu yazıda da yazmıştım zaten. Küçük olduğu için korkmuyorum da.
Evet itiraf ediyorum, eskiden Arkın bir yere gittiğinde gece evde yalnız kalamazdım. Irmak’tan önce, Arkın eski işindeyken ve sürekli yurtdışındayken çantam sırtımda gezerdim arkadaşlarımda, yalnız kalamazdım. Şimdi çok sık gitmiyor ancak kayınpederimin ameliyatı nedeniyle arada sırada orada kalıyor, kırk yılda bir de balığa gidiyor. Bu eve taşınana kadar annemden rica ederdim bize kalması için. Ama şimdi bir yere gitmiyorum, kimseyi çağırmıyorum. Evde kalabiliyorum.
Bu evde korkmadan uyuyorum. Eve hakimmişim gibi hissediyorum. İlginç bir rahatlık var üzerimde. Bizim cimcirik de korkmaz sandım. Her zamanki gibi yanılmışım. Korkuyor. Ellerini yıkamaya gideceği zaman beni istiyor yanında. Oysa salonda otururken banyoya girişini görebilirim. Banyo odasının karşısında, ışık kapalıyken gitmiyor. Hayalet olabilirmiş… Hayalet diye bir şey olmadığını anlatmakla başlıyor, evimizin güvenli olmasından, beraber olmamızdan, korkacak bir şey olmadığına kadar aklıma gelen her şeyi sıralıyorum. Hayaletin ne anlamda kullanıldığın bilse neler olacak kimbilir?
Aklıma çocukluğum geldi. Uzun bir koridor vardı evde. Benim odam da en uçtaydı. Odama gidene kadar tüm ışıkları açardım. Bir de abi korkusu vardı. Ben 5 , o 7. Sürekli korkuturdu beni. Sırtım duvara yapışık yürürdüm, eğer o evdeyse fakat göremiyorsam kıpırdamazdım. Her kapının arkasından “bööö” diye çıkardı annemlerin tim itirazlarına rağmen. Ben de bir kere onun gardırobuna saklanmıştım, fena almıştım öcümü.
Neyse… Irmak’ı evde korkutan da yok. Korkmaması gerektiğini anlatıyorum sürekli ama nafile. Büyüdükçe, huyları bana benziyor. Tamam bazılarını kabul ediyorum, en çok beni görüyor çünkü o yüzden bana benziyor. Konuşma tarzı, mimikleri… Rol modelim, örnek olan benim. Peki ya korku? Onun yanında bir kere bile korkuyorum demedim. Gel de genetik olduğuna inanma şimdi!
Ve evet. Korkağım ben. Korku filmi izlemeyi de sevmem, gerilim romanı okumayı da. Gece üst kattan gelen sesten korkarım, buzdolabından gece yarısı çıkan çıt sesinden de… Benzeme Irmak, bana benzeme. Bu konuda bana benzeme lütfen….
Oh yalnız değilmişim rahatladım:) Ben de çok korkağımdır. Kızımda da yeni yeni başladığı tıpkı sizin anlattığınız şekilde. Eşim de niye endişeleniyorsun ki sana benzemiş işte deyince kızıyordum. Yazınızı okuyunca iyi geldi:)
Offf cidden bazen kadın olmak yoruyor beni. Keşke Arkın gibi olsam. En ufak bir sorunda 10 sene önceyi hatırlatmaya başladım. Anneme söylüyordum, ben yapıyorum...
Gecenin bir yarısı, zaten zor uykuya dalıyorum; hoooppp “uyan”… Biliyorsunuz, geceleri uyumakla ilgili sıkıntılarım var. Ne kadar yorgun olsam da o gözleri kapatamıyorum. Sürekli...
Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
Bu o kadar soruluyor ki, ben de böyle yazarak anlatmak istedim. Zaman ayırıp okursanız çok sevinirim. Benim için değil, çocuğunuz – çocuklarınız için. Yine...
2 çocuklu koca kadınım hala evde yanlız kalamam mümkün değil 🙂 korku filmindende korkarım karanlıktanda korkarım börtü böcektende korkarım napimmm :))
32 yaşındayım çocukken de aynısını yapardım
Ben gece wc nin isigini kapattıktan sonra arkamdan biri geliyormuş gibi odama dogru kacanlardanım 🙂
Oh yalnız değilmişim rahatladım:) Ben de çok korkağımdır. Kızımda da yeni yeni başladığı tıpkı sizin anlattığınız şekilde. Eşim de niye endişeleniyorsun ki sana benzemiş işte deyince kızıyordum. Yazınızı okuyunca iyi geldi:)