Biz Oyuncak & Aktivite

Kırtasiye ürünleri alırken çok dikkat ediyorum…

Irmak’ı çok erken yaşta tanıştırdım oyun hamuru ile. 17 aylıktı, oynamaya başladık. Evet, bir süre tadına baktı ancak seçtiğim markaya inancım tamdı. (Daha önce de söylemiştim. Çok güvenilir bir markanın hamurlarını alıyordum ancak o tadına baktıkça ben de bir lokma bakıyordum. Delilik bu olsa gerek!)
Boya kalemleri ile de erken tanıştı. Küçücüktü eline kalem verdiğimde… Hiçbir konuda marka takıntım yoktur ama söz konusu olan Irmak olunca durum değişiyor. En çok aldığımız şeylerin başında kırtasiye ürünleri geliyor. Her ne kadar ikimiz de resim konusunda pek başarılı olamasak da ben de bir kalem tutkunu olduğumdan, kırtasiyelerden çıkamıyoruz.
Cimcime kırtasiye alışveriş yaparken sadece birkaç markanın ürünlerini tercih ediyorum. İşte Faber Castell de bu markalardan biri.
Neden yazıyorum? Geçen hafta posta kutuma düşen bir mail dikkatimi çekti. Belki soru işaretleriniz vardır diye sizlerle de paylaşmak istedim…
Ürünlerin testlerden geçtiğini zaten biliyordum. İşte bu yüzden de tercih ediyordum. Ancak markanın insanın içini rahatlatan bir de açıklaması var.  “Kendi çocuklarımızda asla kullanmayacağımız ürünleri üretmiyor ve satmıyoruz. Satışa sunduğumuz her üründe uzun ömürlülük, dayanıklılık, iyi örtücülük ve renklerin canlılığı olmazsa olmaz kriterlerimiz olarak sayıyoruz. Ayrıca ürün güvenliği konusunda farkındalık yaratmak üzerine çalışmalar yapıyoruz. Kalite ve güvenlik testlerini geçmiş, kimyasal ve toksik madde içermeyen ürünlerin kullanılmasının ve üreticisi belli olmayan ürünlerin satın alınmaması gerektiğinin sağlık açısından daha güvenli olduğunu vurguluyoruz.”
 
 
Ki, gerçekten de öyle.
Eğer boya alacaksanız, Faber Castell ürünlerine bakın derim. Hem güvenli hem de öyle çeşitler var ki, “ah” diyorum “keşke biraz resim yapma yeteneğim olsa…”

 

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı