Hayatımın en mutlu, en önemli anında yanımda olan, kızımın ilk fotoğraflarını çekmek için girdiği ameliyathanede benim stresten düşen çeneme mahkum olan, bıkmadan usanmadan bıdı bıdılarımı dinleyen canım Ayça Oüuş’la iki sene önce yaptığım röportaj…
Telefondaki ses “Hastaneye gidiyoruz, bebek geliyor,” diyor; AYÇA OĞUŞ
bebeğin annesi ve babasıyla buluştuğu anı ölümsüzleştirmek için makinesini kapıp yola çıkıyor. Yüzlerce kez oğuma girmesine rağmen, “yüksek bir şelaleden kendini bırakmak” olarak tanımladığı doğum anında ilk günkü kadar heyecanlanıyor.
Kıskanılacak bir iş yapıyor. Büyük bir mucizeyi, doğum anını ölümsüzleştiriyor. Bebeğin gözlerini dünyaya açtığı ilk anı fotoğraflıyor. Bugüne kadar 100’den fazla doğuma girmiş, ama aslında yola doğum fotoğrafçısı olarak çıkmamış Ayça Oğuş: “Uzun zamandır fotoğraf çekiyordum. Eşimin bir arkadaşının doğumu vardı, doğum fotoğraflarını benim çekmemi istedi. Önce biraz endişelendim ama sonra kabul ettim. İyi ki kabul ettim. Budur, diyerek çıktım doğumdan. Büyük bir kalp çarpıntısı, kızaran yanaklar, korku, endişe, mutluluk, ilk nefes. Yüksek bir şelaleden kendini bırakmak gibi. Atlarken ne olacağını hiç bilmiyorsun ve adrenalin son noktada.”
HEYECANI HİÇ BİTMİYOR
Bazen haftada 5-6 doğuma giriyor, bazen hiç. Yetişebileceği ve kaliteyi yüksekte tutabileceği kadar iş almayı tercih ediyor. Sonuçta doğum fotoğrafları duygu yükü fazla olan anları içeriyor. Ve hâlâ ilk günkü gibi heyecanlanıyor. “Her doğum birbirinden farklı kalp çarpıntılarına yol açıyor. Nasıl heyecan olmaz? Minik bir bedenin ilk nefesine, ilk ağlamasına şahit oluyorsun ve her şey yolunda gitsin diye dua ediyorsun.” Hepsinde heyecanlanıyor tabii ama eşinin kardeşinin, bebeklik arkadaşının ve ablasının doğumu onu çok daha fazla heyecanlandırmış. Heyecan seviyesi normal doğumda artıyor Oğuş’un: “Normal doğumlar başından sonuna kadar heyecan. Farklı bir boyutu var. Sen de anneyle beraber boyut değiştiriyorsun.”
SAATSİZ BİR İŞ
Mucize anında zorlanıp zorlanmadığını merak ediyor insan. Hiç zorlanmıyormuş ama bebek geç ağlarsa onun için durum değişiyormuş. İşinin bir diğer ilginç yanı, doğum sırasında bir şey ters gittiğinde annenin ona meraklı gözlerle, “Sen deneyimlisin, neler oluyor?” anlamında bakması. İşte bu durumda anneyi rahatlatmak ona düşüyor. Neyse ki çıkan sorunlar hep tatlıya bağlanmış. Oğuş’un işinin bir özelliği de “saatsiz” olması. Sezaryen doğumlarda saat belli ancak normal doğumları, o da anne-babalar gibi bekliyor. En çok ne kadar beklediğine gelince… “12 saat, beş santimetre açıklıktan sonra hem de. Normalde beş-altı santimetre açıldığı haberi gelince hastaneye gidiyorum ve genelde dört saat içinde bebek geliyor ama o doğum müdahalesiz olacakmış ve bana söylemediler. Müdahalesiz doğumlarda daha geç gidebiliyorum, telefonla iletişimde oluyoruz ama bunu bilmediğim için biraz erken gitmişim. 12 saat sürdü hastaneden çıkmam.”
Peki herkesle çalışabiliyor mu, hiç mi zorluk çıkaran, kapris yapan olmuyor mu? Oğuş, kendisine zorluk çıkaran kimseyle karşılaşmadığını söylüyor. “Ben çok fazla reklam veren bir fotoğrafçı değilim. Bundan dolayı beni bilen, tanıyan, tercih eden anne adaylarıyla çalıştım bugüne kadar ve zorluk yaşamadım. Sadece bir kez sıkıntı oldu; o da zaten bana gelen bir iş değildi, bir arkadaşımın işine destek vermeye gitmiştim. Yani seninle çalışmayı seçen kişi, bilerek geliyor seni. Bir başkasını seçmiş kişiyle çalışıyorsan sıkıntı yaşayabiliyorsun.”
Oğuş için işin yorgunluğu ise fiziksel boyutta değil; doğumdan sonra duygusal yorgunluk yaşadığını söylüyor.
Ayça Oğuş’a www.aycaogus.com adresinden ulaşabilirsiniz. Fiyat, istediğiniz hizmete göre değişiyor. Albümlü, albümsüz, posterli, doğum öncesi, doğum sonrası… İsterseniz doğumun ardından özel çekim bile yapabilirsiniz.
Ayça Oğuş, 1977 doğumlu. İtalyan Lisesi’nin ardından Kocaeli Üniversitesi İ.İ.B.F. Ekonomi’yi bitirdi. 2000 yılında doğa sporlarıyla birlikte fotoğrafçılığa merak sardı. 2007 yılında anne olduktan sonra, doğum, bebek ve çocuk fotoğrafı çekmeye başladı.
Ayça için şunu düşünüyorum, bunca pozitif olduğu için mi yüzü ışıl ışıl yoksa bunca harika bir işi severek yaptığı için mi yenileniyor da ondan mı ışıl ışıl:)