Hem kendi ayaklarının üzerinde durması için cesaretlendireceğim, hem de “aman dikkat, tek başına bir yere gitme” diyeceğim.
Hem insanlara güvenmenin ne kadar önemli olduğunu anlatacağım hem de “Aman kimseye güvenme” diyeceğim.
Hem arkadaşlığın öneminden bahsedip hem de “arkadaşını iyi seç, herkesle arkadaş olunmaz” diyeceğim.
“Sana güveniyorum” deyip ardından da “Ama dışarıdakilere güvenmiyorum, gitmesen daha iyi” diyeceğim.
Camda bekleyeceğim, sürekli telefon açacağım. Belki izin veririm sandığım hiçbir şeye izin vermeyeceğim. O da bir zamanlar bizim yaptığımız gibi gizli gizli yapacak aklına koyduklarını.
Yabancılara dikkat demişim o kadar, şimdi ben Irmak’ın görmediği bir arkadaşımla karşılaştığımda, arkadaşım ona soru sorduğunda cevap vermiyor. “Neden” diyorum, “tanımıyordum, benim için yabancı” diye cevap veriyor. Bir şey diyemiyorum. Haklı.
Hem sen istemezsen kimse sana dokunamaz diyoruz, hem de dedesinin öpmesine izin vermediği zaman “ayıp ama” diyoruz.
AVM’de scooter ile kayarken hızlansa, aynı hızda koşuyorum. Bir saniye göremezsem panik oluyorum, bir de çocuğa “neden hızlı gidiyorsun” diyorum. Ne yapsın çocuk? Tabii hızlı gidecek…
Ona hayatın güzelliklerini öğretirken diğer yandan da sürekli kendini nasıl koruyacağını anlatacağım.
Tamam da.
Çelişkinin kralı değil mi bu?
Peki.
Annem de anlattı bana her şeyi. Fakat bu kadar değil. Bu kadar korkmuyordu bence. O zaman durum daha farklıydı. Şimdi bizler hem korkuyoruz hem de ayakları üzerinde duracak bir nesil yetiştirdiğimizi sanıyoruz.
Çocuğu almışım karşıma “yabancı biri sana yaklaşırsa seni tanımıyorum git buradan” diye bağır diyorum. Biri sana dokunmak istediğinde “çek elini” diye bağırman gerek diye anlatıyorum. 110 santim boyu olan çocuğa öğretilenlere bak. Bize “yabancılardan şeker – çikolata alma” denirdi. Bunların söylendiğini hiç ama hiç hatırlamıyorum.
Kapı çaldığına açmak istiyor, “kim o” demiyor, parola soruyor. Evet parolamız var üçümüzün. Ancak babası geldiği zaman kapıyı açıyor Irmak parola sorarak.
Biz ne yapıyoruz?
Ben ne yapıyorum?
Korkularıma ortak ettiğim bir çocuk mu yetiştiriyorum, kendine güvenen bir çocuk mu?
INANIN SON ZAMANLARDA AYNI SEYLERI DUSUNUYORUM ANNE DEGILIM HENUZ AMA ANNE OLMAK ICIN TEDAVIYE BASLAYACAGIMVE KORKUYORUM ARTIK DAHA DOGMAMIS COCUGUM ICIN :((
Beni tanıyanlar çok iyi bilirler ki, uçakla aram iyi değildir. Binerim, ama nasıl bindiğimi siz bir de bana sorun. Birden gelen korku, yıllarca uzak...
Eğitime bakış açımı, verdiğim önemi hepinizi biliyorsunuz. Çok eskiden beri takip edenler, blogumu okuyanlar beraber büyüttük çocukları. Birbirimizin deneyimlerinden faydalandık. Şu bir gerçek ki...
Bu o kadar soruluyor ki, ben de böyle yazarak anlatmak istedim. Zaman ayırıp okursanız çok sevinirim. Benim için değil, çocuğunuz – çocuklarınız için. Yine...
Nasıl anlatsam, nereden başlasam… Hangi birine dönsem. Bu nedene artık bu şekilde cevap vermek istedim. Sizin için de daha kolay olur. Artık düzenli olarak...
Komik yazmaya alışkınım , böylesine değil… Ben yazarken gülerdim, siz okurken. Yeniden eskisi gibi olacak. Ama şimdilik içimden de başkası gelmiyor. Az önce koltukta...
INANIN SON ZAMANLARDA AYNI SEYLERI DUSUNUYORUM ANNE DEGILIM HENUZ AMA ANNE OLMAK ICIN TEDAVIYE BASLAYACAGIMVE KORKUYORUM ARTIK DAHA DOGMAMIS COCUGUM ICIN :((