Biz Cimcirik & Ben

Nasıl uyuyorum ben de anlamadım…

Irmak cancanı, benimle yatmayı çok seviyor. Hatta öyle ki, bizim yataktan bir kere düştüğü için (18 aylıktı, uyuyakalmışım. 70 santimden düştü gece 4 sularında, tahmin edersiniz ki korkudan aklımız çıktı) kendisine iki sene kadar önce yatak yaptırdık. Boy 210, en 105 cm. İçine de 1 metreye 2 metre bir yatak aldık ve rahata erdik. Onu uyutmak için koynuna yatıyorum, uyuyunca kalkıyorum. Tabii kalkıyorum dediğime bakmayın, haftada en az 3 gün ben de orada bayılıveriyorum. İyi yanı, bir yerim tutulmuyor. İlk başlarda bildiğimiz bebek yatağı gibiydi. Sonra bir kenarındaki parmaklıkları çıkardık ve 25 cm yüksekliğinde bir parça eklettik. Ayakucunda da rahat içip çıksın diye 40 cm’lik bir boşluk bıraktık. Yatağın en sevdiğim yanlarından biri altındaki da kocaman çekmece… Yıl sonu taşınacağız. O zaman bütün parmaklıkları kestireceğim ve şu anda Güliver’in bebek yatağı gibi duran karyola, bir anda genç kız yatağı gibi duracak…

Bir elinde deodorant, bir elinde PlayDoh
Ben yanından kalktıktan sonra uyandığında “anne” ya da “baba” diye sesleniyordu yakın zamana kadar. Ben de daha kelimesi bitmeden yanına koşuyordum. Ancak son bir haftadır bizim yatağa taşınmaya başladı. Tabii geliş gidiş onun için çok zor. Çok sevdiği kenarları turuncu biyeli pikesi, benim 8×4 deodorantım, iki kutu PlayDoh… Yani uyku arkadaşları J İkimizin arasına konuveriyor, o daldıktan sonra elindekileri alıp yere koyuyorum. (evet, kalkıp 1 adım ilerideki tuvalet masasına gitmeye üşeniyorum) Bu durum beni rahatsız etmiyor ancak Arkın Bey pek rahat edemiyor. Bizim yatak sonuçta 4 metrekare, yani aslında bir çocuk daha olsa dördümüz kuzu kuzu uyuruz. Ama rahat edemiyor işte… O kalkınca da ben huzursuz oluyorum. Çünkü Irmak uyurken çok dönüyor. Yataktan düşme korkusuyla kucaklayıp tekrar kendi yatağına götürüyorum. Uyanırsa ben de orada yatıyorum, sonra kalkabilirsem ne ala.. Yani şöyle kabaca bir hesapla ben her gece en az 3 kez yatak değiştiriyorum. Uykunun kalitesinin varın siz düşünün. İyi ki uyku sersemi evin başka odalarına dalmıyorum. Irmak beraber uyumamızı o kadar benimsemiş ki bizim koca yataktan “babanın yatağı” diye bahsediyor. Irmak’ın ki de bizimmiş…

Mayın tarlası
Dün bir türlü uyku tutmadı, huzursuzdum… Na zaman daldığımı bilmiyorum, 4.30’da bir uyandım, cadı bizim yanımızda. Ne zaman gelmiş, ne zaman çıkmış. Tabii deodorant benim ayaklarımın altında, oyun hamuru kutuları Arkın’ın yanağında. Yatak olmuş mayın tarlası. Arkın da benimle aynı anda uyandı ve salona gitmek istedi. O zaman ben de aldım kızı odasına götürdüm ki “anne uykum kaçtı” sesiyle irkildim. Son zamanlarda bunu da adet edindi, “uykum kaçtı” diyerek cır cır konuşuyor sabahın bir köründe. Onu tekrar uyutayım derken zaman geçti ve ben uyumadım tabii. Evin babası ise salonda mışıl mışıl takıldı. Anlamadığım bizim odaya ne zaman geldiği. Arkın’a sordum, “2.5 gibi odaya geldi, seni çağırdı ama sen de bizim yatağa aldın” diyor. Ama sorun şu ki asla hatırlamıyorum, hatırlayamıyorum. Zor uyuyorum ama uyuduğum zaman da bayılıyorum sanırım. Bir gece de ben onun yanında yatarken bana en az 10 kere “çişim geldi” demiş,  Arkın hepsini duymuş, bakmış ki benden ses çıkmıyor, o götürmüş çişe… Her sabah, 5 sularında bir biberon süt içiyor. (Gün içinde başka bir saatte asla, sadece sabah 5’te – bu da ayrı bir yazı konusu) Kendi yatağımda uyurken Irmak’ın sesine kalkıyorum, ama onun yanındayken kalkamıyorum. Artık bu nasıl bir psikolojiyse… Hal böyleyken de kızımla uyduğum gecelerde sabah kalkıp sütü getiren Arkın oluyor. (Teşekkür ederim kocacan)

Uyumayı sevmeyen ben nasıl bu hale geldim bilmiyorum. Her şey ince bir çizgi alsında. Eğer Irmak’ı uyuturken uyumazsam ve salona gidersem o zaman sabaha kadar oturabilirim. Uykusuzlukla aram iyidir çünkü. Ancak eğer onunla uyursam, kralı gelse uyandıramıyor beni. Kaç kere evde misafir varken uyudum, bilmiyorum bile. Arkın işin kolayını bulmuş, beni uyandırmayı denemiyor bile… Bana da hak vermek gerek. Kaç kişi çocuğu uyusun diye karanlıkta sırt üstü yatarken hatta uyuma numarası yaparken günün yorgunluğuyla uyanık kalmayı başarabilir?
Bana ne oldu? Yaşlandım mı? Uykunun fazlasını sevmezken neden kızı uyuturken ben de bayılıyorum? Bunun ortası neden yok? Oturunca da sabaha kadar takılabiliyorum…
Bakalım bizimle uyuma sevdası ne kadar devam edecek? Açıkçası çok hoşuma gidiyor onun mis kokusuyla uyumak. Arkın da rahat etse, o zaman harika olur. Bir süre böyle takılırız sonra tekrar eski sisteme döneriz. Ben de her gece annemlerin yatağına gidermişim. Hatta “hayır” dedikleri zaman ayak uçlarına kıvrıldığım günleri hatırlıyorum…  Armut da dibine düştü işte 🙂

İşte cimcimenin koca yatağı…

3 Yorum
  1. Anonymous 11 yıl ago
    Reply

    merhaba

  2. Anonymous 11 yıl ago
    Reply

    benim 11aylık bir beebğim var ve 2 kere yataktan düşürdüm geceleri çok fazla uyanıyorb emziriyorum.böyle bir yer yatağı yaptırmak istiyorum.yatağın planı varsa elinizde alabilirmiyim kullanışlı oldumu bu şekilde tavsiye edermisiniz ne yapacağımı bilemiyorum bana yardımcı olabilirseniz çok sevinirim teşekkürler

    • Şebnem Seçkiner 11 yıl ago
      Reply

      Merhaba. Tanıdığım bir marangoza yaptırdım. Eni 209 boyu ise 205 santim. Bildiğiniz bebek yatağının “dev” versiyonu. İçinde de İdaş’tan 1 metreye 2 metre yatak aldım. İlk başta, aynen bebek yatağı gibi parmaklıkları indirip kaldırarak koyuyordum kızımı. Daha sonra ise tek kenardaki parmaklıkları çıkarttık. Onun yerine tahta kenarlık yaptırdık. Ayak ucunda da 40 cm boşluk bıraktık kendi inip çıkabilsin diye. Bütün yatağın altına da içine aynı şekilde bir yatak girebilecek gibi bir çekmece yaptırdık. Başucu ve ayakucu ise çok yüksek. Şimdi oyuncaklar duruyor ama. Ancak yatağı satmak zorundayım şimdi. Çünkü yeni eve taşınacağız ve odasına sığmıyor. 🙁 Yaptırırken büyüyünce de orada yatar diye düşünmüştük fakat evdeki planlar çarşıya uymadı.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı