Biz Cimcirik & Ben

Öğlen uyu uyu nereye kadar…

Bu aralar hayatımda birkaç heyecan söz konusu. Bunlardan biri tabii ki yine Irmak kız ve okuluyla ilgili. Üç ay sonra 4 yaşını bitirecek olan Irmak Hanımcım artık öğleden sonra 3’e kadar okulda kalacak. Yemekten sonra da oyuna devam edecek… Sıkılmayacağına eminim de uyku meselesi ne olacak bilmiyorum. Çünkü Seçkinerler’de genetik sanırım, uykuya pek düşkünler. (Haha bunu rahatlıkla yazıyorum çünkü bana göre hâlâ Özdemir’im ben… Neredeyse 8 yıl olacak ama soyadımı sorduklarında Özdemir çıkıveriyor ağzımdan) Benim koca bey de uykusuz ise selam bile vermeden yanından geçmek gerek. İlk yarım saat kendine gelemez. Irmak da öyle. Uyandıktan sonra hızlıca adapte olsun diye sevdiği şarkıyı açıyorum. Yoksa korkunç huysuz oluyor. Hafta sonları baba kızı sabah bir saat baş başa bırakmak gerek. J Evet gaz, kum dökme, 30 ay kusma gibi sorunlar yaşadık ama çok şiddetli gaz ya da diş sancıları dışında pek uykusuz kalmadım. Uyumayı seven, uykusu geldiğinde affetmeyen, nerede olursa olsun uyumak isteyen bir çocuğum var. (Dilimi ısırdım, popomu kaşıdım. Siz de tekrar ediniz…)
Amaç belli de bakalım uygulayabilecek miyiz?
Neyse… Irmak kuş, gece en geç 10,5-11 gibi uyuyor sabah da 9 civarı kalkıyor. Her gece 2’de uyanıp beni çağırma huyu da var. “Yanıma gel anne. Ben uyuyunca kalkıp kendi yatağına gitme, gözüm üstünde” deyip dalıyor tekrar. Başarabilirsem kalkıyorum, dalarsam orada uyuyakalıyorum. Yatağı kocaman olduğu için tutulmuyorum en azından… Bunun dışında öğlenleri en az 1,5 en çok 3 saat uyuyor. Evet 3 saat uyuduğu oluyor! Uyumadan kendine gelemiyor. Çaktırmadan son 20 gündür uyutmama denemeleri yapıyorum. Aktivitelere katılıyoruz, sokaklara dökülüyoruz, misafir çağırıyoruz. Ya pusette uyumak istiyor ya da bugünkü gibi arabada 5 dakikalık yolda sızıyor. Pusette eskisi kadar rahat edemediği için de uykusu kısa sürüyor. Amacım öğlen uykusunu kaldırıp gece yatma saatini erkene çekmek. Böylece sabah da erken uyanabilir, çok yorulmaz… Okulda uyumayacağına emin olduğum için de yapıyorum bunu. Ben, babası ve anneannesi hariç pek kimseyle uyumayı sevmiyor. Oldu ki uykusu geldi, o zaman ayakta sallanmak istiyor! (17,5 kiloyu sallamak fena) Okulda ayakta sallamayacaklarına göre, uyumayacak. Zaten uyusa o saate kadar okulda kalmasının bir anlamı olmayacak. Okuldan eve gelmesi 3 dakika, hadi diyelim 3,5’ta üstü başı değişti ve yattı. Eeee, o saatte uyursa sabaha kadar oturur. Öğretmeni, az uyutursam mutsuz olacağını ve bunun için zaten zor alıştığı okulu suçlayacağını söyledi. Ve bu da bana çok mantıklı geldi. Bu yüzden oyalayacağız. Ha oldu ki TV izlerken sızdı, o zaman yapacak bir şey yok. Zaten TV de eskisi kadar açılmıyor evde. Bekleyip göreceğiz durumu.
Aklım almıyor…
İlk başlarda zorlandı ama bugün, 29 Kasım, sadece 5 dakika uyumasına rağmen günü güzel kurtardı.  Bundan birkaç ay öncesine kadar uykusunu alamadığı zaman yemek bile yemiyordu. Ayrıca kendimi de düşünmem gerek. Öğlen çok uyuduğu için gece uyutmak çok zor oluyordu. Bazen 1 saat uğraşıyordum. Öğlen uykusunun olmadığı günlerde bu süre 15 dakikaya düşüyor. Böylece ben de sızmadan yanından kalkıp, kendi yatağıma gidebiliyorum. Cankız erken uyuduğu için kocayla baş başa oturabiliyoruz. Tabii Irmak geç yatsa da bunu yapabilirim ama dedim ya uykucu benim koca da. Hani yastığı uzaktan göstersem uyur. Ben, sürünürüm uyumak için. Dönerim, dönerim, dönerim… Yattıktan sonra en az yarım saat uyumaya çalışırım. O ise anında dalar. Uykusu olmasa bile “yarın yorucu bir gün olacak, en iyisi yatayım” deyip uyur. Bunu aklım almıyor. Bana, sabahın köründe “nasıl olsa akşam karnım acıkacak şimdiden akşam yemeğini de aradan çıkarayım demek”le aynı geliyor bu mantık. Uykusu olmamasına rağmen dalması 5 dakika sürüyor.

Evdeki zombi benim
Evde iki uykucu varken de geceleri çıt çıkaramıyorum. Hem uyurlar hem de çıta pıta uyanırlar çünkü. Kendi evimde hırsız gibi dolanıyorum. Onlar uyuduktan sonra duş bile yapamıyorum. Tam şu anda bu yazıyı yazarken saat 11 bile değil. Günlerden Cuma, karı koca oturabiliriz ama beyimiz ne dedi? “Yarın gece dışarı çıkacağız. Ben bir su içip yatıyorum.” (Yazı bitti, kontrolleri yaparken gitti uyudu.) Tatil günü yarın geceyi düşünüp erkenden yatıyor. 

Evdeki zombi benim. Zavallı tuvalete bile gidemeyen zombi. Yazı yazarken klavyenin sesinden uyanacaklar diye korkmuyorsam tavşanım! Lafı yine uzattım değil mi? Neyse, sanırım yine boşa plan yapıyorum. Yaşayıp görmek lazım. Irmak’ın neye nasıl tepki vereceğini hâlâ çözemeyen annesi olarak, okul saati uzadığında ailece yaşayacaklarımızı merakla bekliyorum… Yine sesli düşündüm, buna sizi de ortak ettim!

Şimdi uykum gelene kadar evde çıt çıkarmadan parmak ucunda dolanma zamanı… A bu arada sormayı unuttum, siz ne yaptınız öğlen uykusu meselesini? 

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı