Çok büyük konuştum. “Asla” dedim, “çirkin” dedim, “itici” dedim… Dedim de dedim. Neler demedim ki? Kızıma asla sürmem dedim. Sürenlere hayret ettim.
Sonra bir gün, okul pedagoguyla konuluyorduk. “Yapmayın öyle. Çok ısrarcı olursa sürün” dedi. İstiyor mu diye sordu. “Hayır” dedim ama emin olamadım. Çünkü Irmak “sokakta bir kız gördüm ayağında bile oje vardı ne kötü” diyordu ama gözümün içine bakarak. İstiyor ama tepkiliyim diye söyleyemiyordu. Gazlı kalemlerle, sulu boyayla boyuyordu.
Bu sabah durum değişti. Yeni ojelerimi görünce istedi. Tamam dedim. İnanamadı kabul etmeme. “Emin misin?” dedi.
Haberleri yok ama kendi kendime yargıladığım annelerden özür dilerim. Sonra da kendimi kasıp yorduğum için kendimden. Ve en çok da bir oje için “hayır” dediğim Irmak’tan… Bu oje konusu herkese basit gelebilir ama benim için öyle değil. Mesela ben şu an büyük bir adım attım. Kendime ders verdim. Büyük konuşmamak gerek.
Yargılamamak gerek. Sus Şebnem sus.
Bir de not, bir saat sonra silmemi istedi. Gördü, rahatladı… Bakalım bir daha ne zaman isteyecek? 🙂
En doğrusunu yapmışşınız , yasakladığımız herşeyi daha cezbedici olarak gösteriyoruz çocuklarımıza … Sevgiler kocaman ..
ben de kızım için uzun süre hayır demiştim ve bir gün elinden tutup götürdüm. hadi seç kendine istedigin rengi dedim. tabi bunu yapmadan önce uzun uzun arastırdım, ve eczacımıza siparişle barielle marka ojeler getirttim. begendigi bir rengi seçti, pembeydi şüphesiz. sürdük. 10 dakika gecmedi cıkartmamı istedi. hala da istedigi zaman uzun sure tırnagında kalmamak kosuluyla sürerim 🙂