Şimdi yazacaklarım yüzünden kızmayın bana… Bir şeyi merak ediyorum. Yanlışsam söyleyin lütfen, ben değiştireyim düşünce tarzımı…
Hepimiz çocuğumuzu parka götürüyoruz. Ya yanında duruyor ya da yakında bir yerden izliyoruz. Oyuncağı varsa “paylaş” diyoruz, yoksa diğer çocuklardan izin alarak yanlarında oynayabileceğini söylüyoruz. Gerekirse biz izin alıyoruz.
Hem arkadaş oluyorlar hem de bazen kavga ediyorlar. Bugün Irmak iki kızla arkadaş oldu mesela. Geçen sefer de bir kızla anlaşamamıştı, kız peşinden geldikçe kaçıyordu. Hatta konuşmuş yapmamasını söylemiştim. Yani birini üzdüğü zaman atmaca gibi devreye giriyorum. (Bu doğru demiyorum ama haksızlık yapıyorsa açıklamam gerekiyor. Neden göz göre göre böyle bir şeye izin vereyim ayrıca…)
Neyse. Peki neden parkta diğer çocukların oyuncaklarına tekme atan, onların başına kürekle kum atan çocukların anneleri deveye girmiyor? Neden uzaktan dahi izlemiyorlar? Neden izlediklerinde de “yapma çocuğum” demiyorlar diğer çocukların eşyalarına zarar verirken. İşte o zaman bende zaten yanık olan devreler hepten gidiyor. Eğer zaten arkadaş olsalar kendi kendilerine çözecekler belki de değiller ve sanki bana “yapma evladım” demek gerekiyormuş gibi geliyor.
Benim çocuğum uslu demiyorum, o da küçükken başkalarının oyuncaklarını almak isterdi, aldığı zaman verirken zorlanırdı ancak ben hep konuşur, anlatırdım. Yalnız bırakmazdım. Başka çocuğu ağlatacak konuma gelmesine izin vermezdim.
Bence park, “bırakayım çocuk oynasın” yeri değil. Park “Bırakayım çocuk özgürce oynasın, benim de gözüm üzerinde olsun hem zarar görme hem de zarar verme ihtimaline karşı” yeri..
Öyle işte. Ne zamandır aklımdaydı. Bugün de saçlarından kum ayıklarınca, yazayım istedim…
Ve tabii ki özel durumlardan, özel gereksinimli çocuklardan söz etmiyorum. Onları, ailelerini üzmeyi kesinlikle istemem…
Çünkü günümüz anneleri bu durumu “özgüven”olarak adlandırıyor ve bizim çocuk çok kendine güvenli diye yorumluyor.
Kesinlikle cok haklisiniz ayni duygulari yasiyorum her secerinse bende…