Irmak doğmadan önce bazı şeyleri yeni almıştım, bazı şeyleri de arkadaşlarımızla kendi aramızda döndürüyorduk.
Mesela park yatak, beşik, yürüteç ve 3 yaşına kadar kullandığı oto koltuğu arkadaşımdan gelmişti bana. Bizim puset başka bir arkadaşımıza gitti. Irmak’ın hiç yatmadığı bebek karyolası bir başkasına gitti. Hatta sonradan aldığım baston puset de öyle. Mama iskemlesi, kuzenime gitti, bumbo da… Hatta şimdi o pak yatak da kuzenimde. Oğlu 2 yaşında, kullanıyor hâlâ. Öyle de sağlam ki, en az 3 çocuk daha kullanır. Oto koltuğu da benden bir arkadaşıma gitti.
Bizim cimcim 3 ay beşikte, birkaç ay da kendi yatağında uyuduktan sonra gece çok uyandığı için park yatakta bizim odada uyudu. Kalkıyordu, emzirip pışpışlayıp yatırıyordum yanımda. Fakat o kadar alıştı ki, 18 ay uyudu! Hep bizimle olmak istiyordu, yataktan düşer korkusuyla yanıma da alamıyordum. Çareyi atak yaptırmakta bulmuştum. Mis gibi karyolası vardı, hatta Arkın “evlenene kadar kullanır” diyordu. Neredeyse bir buçuk kişilikti, ben de koynuna girip uyuyordum. Tabii taşınınca sığmadı bu eve, o da başka bir kuzenime gitti.
Az önce bir fotoğrafta park yatağı görünce aklıma geldi. Oyun alanı yapmıştık onu. Topları, oyuncakları koyuyordum, oynuyordu. Zaman ne çabuk geçiyor. Sanki daha dün park yatakta oynuyordu, orada uyuyordu. İnanamıyorum bu hıza…
Şimdi de arkadaşlar, akrabalar arasında gidip geliyor her şey. Kıyafetten, oyuncağa kadar. Doğrusu da bu diye düşünüyorum. Irmak’ın eşyaları küçüldüğü an daha miniklere gidiyor, ona büyüklerden geliyor. Geçen sene mont almama gerek kalmamıştı mesela. Uzun süre de böyle devam eder herhalde.
Siz de yapıyor musunuz böyle? Eğer yapıyorsanız, Tutumlu Anne’ye de bakın. Hiç kullanılmamış veya az kullanılmış bebek ve çocuk eşyalarını güvenle satabilir ya da alabilirsiniz. Hazır bu konuya değinmişken, onu da yazmadan edemedim…
Her ne kadar aklımızı kurcalayanları bir kenara bırakamasak da bazen kaçarak beynimizi kandırabiliriz. Ekim zorladı, Eylül sonu zorladı; kendimi arkadaşımın yanında buldum. Bakmayın arkadaş...
Offf cidden bazen kadın olmak yoruyor beni. Keşke Arkın gibi olsam. En ufak bir sorunda 10 sene önceyi hatırlatmaya başladım. Anneme söylüyordum, ben yapıyorum...
Gecenin bir yarısı, zaten zor uykuya dalıyorum; hoooppp “uyan”… Biliyorsunuz, geceleri uyumakla ilgili sıkıntılarım var. Ne kadar yorgun olsam da o gözleri kapatamıyorum. Sürekli...
Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
Aynen… bende kuculenleri ve sonra buyudukce lazim olmayanlari hep ese dosta verdik. Vede esten dosttan aliyoruz ☺☺