Bu kez tatile gelirken kova kürek almadık yanımıza. Havuzda takılacağını biliyorduk. Nitekim öyle de oldu. Deniz dalgalı ve çok tuzlu olunca, istemedi.
Gelmeden bir gün önce yaptık bavulları. Kendi çantasını kendi hazırladı. Barbie, araba almadı yanına. Baktım kolye küpelerini koymuş bir çantaya.Şimdi elinde “mücevher çantam” dediği minik çantayla geziyor. Takıyor, çıkarıyor, takıyor, çıkarıyor…
Havuz kenarında dost kazığı ve pişti en sevdiklerimiz. Lonpos zaten olmazsa olmaz. Bir de İş Bankası Yayınları’nın Kolay Bilim Serisi ayrılmıyor yanımızdan. Arada bir sayfa açıp okutuyor. Çocuk havuzunda kendi kendine oynamıyor, çocuk kulübğne gitmiyor, kendi dediği şekliyle bizimle “takılıyor.” Karışmıyoruz. Aklıma pişti öğrettiğim için bana “kumara özendiriyorsunuz çocuğu” diyenler geldi birden. Demişlerdi cidden. Hâlâ sinirleniyorum hatırladıkça.!!!!
Bugün son gün. Yarın dönüyoruz. Bende bir bu bavul nasıl hazırlanacak telaşı. (Fena yayıldık da.) Sevgili mühendis kocadan “Alt tarafı 15 metrekareye yaydığın eşyaları 1,5 metrekareye sığdıracaksın işte.” yorumu geldi. Yutkundum. Sustum. Şeytan diyor bırak o hazırlası. Ama sonra boşaltırken kabus olur bana. 🙂 Her zaman olduğu gibi kesin bir şey unutacağım. Mesela Irmak’ın bikinilerinden biri şimdiden kayıp.
Bitti bu senenin tüm tatilleri. Mutluyum da… Bu son tatili erken rezervasyon ile indirimli almıştık. İyi ki almışız. Başbaşa kaldık üçümüz bir hafta. İyi geldi. Hem baba kız zaman geçirdiler, o yüzden iyi. Hem de Arkın’la son dönemlerde çok tartışıyorduk, bize de iyi geldi. Ayrıca çamaşır, bulaşık, yemek derdi olmadan da güzel oluyormuş, unutmuşum. 🙂
Tabii artık yeter. Gidelim. Evimize tam anlamıyla bir yerleşelim. Okul açılsın. Benim işlerim başlasın… Dönelim düzenimize. Çalışmak gerek, üretmek gerek…
Her ne kadar aklımızı kurcalayanları bir kenara bırakamasak da bazen kaçarak beynimizi kandırabiliriz. Ekim zorladı, Eylül sonu zorladı; kendimi arkadaşımın yanında buldum. Bakmayın arkadaş...
Offf cidden bazen kadın olmak yoruyor beni. Keşke Arkın gibi olsam. En ufak bir sorunda 10 sene önceyi hatırlatmaya başladım. Anneme söylüyordum, ben yapıyorum...
Gecenin bir yarısı, zaten zor uykuya dalıyorum; hoooppp “uyan”… Biliyorsunuz, geceleri uyumakla ilgili sıkıntılarım var. Ne kadar yorgun olsam da o gözleri kapatamıyorum. Sürekli...
Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...