Biz Cimcirik & Ben

Rezil olmak ne demek?

Her çocuk gibi Irmak da konuşmaya başladığından bu yana soru soruyor. Yaşına göre de değişiyor bu sorular haliyle. Geçen gün “rezil olmak ne demek” dedi, açıklayamadım.

Çünkü yanlış etki eder diye korktum. Google’da araştırınca açıklamasını zaten biliyoruz. “Çok utanılacak konuma gelmek.” Ama neye göre utanma? O düştüğünde “rezil oldum” dediği, ben de olmadığını anlattığım için sordu zaten.

Düşünce rezil mi olunur?

Islanınca rezil mi olunur?

Kelimeyi yanlış söyleyince rezil mi olunur?

Bana göre hepsinin cevabı “hayır”. Bu durumlarda insanın bazen utandığını ve rezil olduğunu sandığını fakat bunu rezil olmak anlamına gelmediğini açıkladım. Şuradan girdim konuya: “Bir insan hırsızlık, haksızlık, yalan söylemek gibi yanlış bir şey yapınca ve bu ortaya çıkınca rezil olur. ” “Birinin hakkın yersen, bir başkasını kandırmaya çalışırsan rezil olursun” diye de devam ettim. Duramadım, “ya da mesela birini tanımadan onun hakkında kötü sözler söylemek, tanıdığında da aslında düşündüğün gibi olmadığını görmek pişman olmak” diye ekledim. Bu durumda özür dilemenin en doğrusu olduğunu da söyledim. Aslında daha çooook örnek verilir de o zaman da kafası karışır diye durdurdum kendimi.

Sonra beyin durur mu? Sabaha kadar oturdum her meslekte, her sektörde iş yaşamını geçtim hayatın her alanında var olan, olmaya devam da edecek hak yiyenleri, emek hırsızlarını düşündüm. Kendini yanlış tanıtıp, olmadığı bir seviyede gösterip başkasının hakkını yiyenleri geçirdim aklımdan bir bir. Elime ne geçti? Koca bir hiç. Düşündüm düşündüm, sinirlendim. Sonra da “salla gitsin, her koyun kendi bacağından asılır” dedim ama bir gecelik uykuyu heba ettim.

Zaten bazen her sorusunu cevaplayamıyorum. Özellikle bilim ile ilgili olan soruları “Bunu ben de bilmiyorum, araştıralım beraber” diye cevaplıyorum. Bakıyoruz da. Güzel de oluyor. Harika zaman geçiriyoruz. Her seferinde ben de bir şeyler öğreniyorum. (Zaten çocuk kitapları sayesinde kaç senedir neler neler öğrendik…)

Ancak böyle “rezil olmak ne demek” gibi soruları var öyle düşündüren. Cevaplarken zorlandığım, kendi kendime kaldığımda alıp beni başka yerlere götüren, kendimi sorgulatan, düşündükçe bazen güldüren bazen üzen, bazen de sinirlendiren.

Olsun da. Çok soru sorsun. Çok öğrensin. Bu aralar da takmış “adı neden İpek değil” diye. “O zaman ben sana İpek diyeyim sen sıkılana kadar” dedim, kabul etmedi. 🙂

Neyse. “Rezil olmak” bence yukarıda yazdığım gibi. Siz ne söylerdiniz çocuğunuz sorduğunda?

 

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı