Biz Cimcirik & Ben

Sonbahar gardırobumuz hazır!

Bilen bilir, alışveriş yapmayı sevmem. Daha doğrusu evden alışveriş amaçlı çıkmam, eğer dışarıdaysam, bir şeyi çok beğenmişsem de affetmem alırım. Her ne kadar kızıma alışveriş yaparken daha bir keyiflensem de bir saatten sonra o da işkence haline gelebiliyor benim için. Çünkü aldıklarımdan emin olamıyorum. Seçmesi zor, ama en zoru Irmak’a beğendirme kısmı. Her ne kadar görsün, alışsın, özensin diye ben de sık sık elbise giymeye çalışsam da başarılı olamıyorum. Çocuk hep spor giyinen bir anneyle olduğu için başka türlüsünü sevmiyor. Gerçi sporum fakat her türlü aksesuarı severim. Kolyesiz, küpesiz, bileziksiz, yüzüksüz sokağa adım atmam. Gittim ona da kolye, bilezik aldım. Paketlerini açmama bile izin vermedi ona takacağım korkusundan. Zar zor geçen sene nazar boncuklu bir bileklik taktım minicik bileğine, çıkaramıyorum kolundan bir daha takmak istemez diye.

Cumartesi günü büyük alışverişe çıktık. Onun sonbahar gardırobunu seçmem bedenlerini bulmam, ödemem toplam 1.5 saat sürdü. Bir alışveriş merkezi, onlarca dükkan ve 1.5 saat. Bence süper hızlı. Irmak Hanım babasıyla dışarıda oyalandı, ben dolandım durdum. Üzrine denemediği için yanıma almamın bir anlamı yoktu. Genel olarak aldıklarım kargo pantolonlar (“anneninkinden istiyorum“ dediği için), üzerine minimum desen olan uzun kollu tişörtler, düz renk hırkalar, birkaç renk eşofman takımı ve çoraplar… Aldığım tek pembe giysi, bir adet gömlek! Etek ve elbise almaya teşebbüs bile etmedim. Hatta yanlışlıkla alırım diye reyonlara bakmadım bile. 20 Ekim’de kuzenimin düğünü var, cadı da düğünleri çok seviyor. Düğüne gitmek uğruna elbise giymeye ikna edebilirim diye umut ediyorum. En son elbiseyi Mart ayında bir başka kuzenimin düğününde giymişti…

Adidas bize sponsor olsun

Bir de ayakkabı sorunumuz var ki… Adidas’tan başka ayakkabı sevmiyor kendisi. İlle kenarında 3 çizgiyi görecek. Evde ne Converse’ler var ayağına bile geçirmediği… Alışveriş sırasında daldı mağazalardan birine, siyah, çok şık rugan bir ayakkabı gördü. “Aaaa ne güzel” dedi.  Anında satış görevlisine dönüp “bunun 24 numarasına bakabilir miyiz” dedim. Irmak hemen “istemiyorum” diyerek mağazadan dışarı çıktı. Hatta “kaçtı” demek daha doğru olur. Hadi şimdi spor aykkabıyla idare edecek ama kışın ne yapacağız bilmiyorum. Yüksek ihtimal benim botlardan birinin küçüğünü alarak onu “bak aynısı bende de var” diyerek kandıracağım. Başka türlü imkan yok. Adidas’tan sponsorluk mu istesem acaba?

2,5 yaşında böyle yapıyorsa, ergenlik dönemine girdiğinde sakinleştirici içerek çıkacağım sanırım hanımefendiyle alışveriş yapmaya. Annemin, bana bir şey almaya çıktığımız öyle yaptığından şüpheleniyorum. Bu arada Irmak’a söylüyorum ama ben de denemezmişim. Kıyamet koparmış mağazada. Annem her şeyi toplar getirirmiş, evde denermişim, olmayanları geri götürürmüş. Ya da öyle çirkin elbiseler beğenirmişim ki annem bunalıma girermiş resmen. Abimin sünnet yemeği için bir elbise için tutturmuşum. Çirkin demek yetmez… Şimdi Irmak’a çıplak gzse giydirmeyeceğim cinsten. Annem almamak için çok mücadele etmiş fakat babam “yazık artık ağlamasın daha faza, alalım gitsin” deyince almışlar. O kadar felaket bir elbise ki o güne ait tüm fotoğrafları yok etmek istiyorum. Annem bana hep “senin gibi kızın” olsun derdi, nedenini şimdi çok iyi anlıyorum. Ben de aynısını Irmak’a söyleyeceğim günü iple çekiyorum!

SIrada beğendirmek var
Meselemize dönersek… Alma kısmını hallettik. Şimdi geriye sadece badi kısmı kaldı. En zor bulunan beden de 24-36. Onu da aramaya başlasam iyi olacak… Sıradaki görevim, aldıklarımızı beğendirip giydirmek. Kara kara düşünüyorum. Yeni olduğunu söylemeden giydirmem gerek. “Bak geçen sene bunu çok giydin, aaa ben sen sevdiğin tişört” diye diye alıştıracağım. “Yeni aldım” dersem, ilk tepkisi “beğenmedim” olacak. Merak ediyorum, büyüyünce de bunlara devam edecek mi? Yoksa alışveriş yapmayı sevecek mi? Cadde’de elinde marka çanta, ayağında herkesinkiyle aynı olan tek tip ayakkabı, saçlar röfleli, trip ata ata, dudaklarını şişire şişire dolanan kızlardan olmasını ben de tercih etmem ama bari azıcık sevsin alışverişi. Benim gibi olsun mesela J

Hepsini güle güle, sağlıklı, mutlu bir şekilde giysin de, eve geldiğimizde yaptığımız hesap dudak uçuklattı. Kendime o kadar çok şey alsam kesin daha ucuza çıkardım. Çocuk kıyafetleri iyi ya da kötü hangi marka olursa olsun, çok daha pahalı. Ayakkabılar zaten uçup gidiyor. Bir ayakkabının 45 numarası ile 24 numarası nasıl aynı fiyat olur, aklım almıyor, alamıyor.  

Bu akşam, hatta gece o uyuduktan sonra evde işim var. Dolaptaki her şeyi indirecek, küçülenleri ayıklayacak, bugün yıkanan yenileri yerleştireceğim. Elime aldığım her şeyi öpüp koklayacağım kesin. Ve bütün bunları küçük hanım hemen yanımda uyuyor olacağı için çok sessiz bir şekilde haletmem gerek.

Ne diyeyim? Tek derdim bunlar olsun…
 
(Ben mağazada alışveriş derdindeyken, cadı kızımız babasıyla oyun alanlarında takıldı.)

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı