Çok çocuk var çevremizde. Çoğu 4-6 yaş aralığında. Hepsinde aynı şey var. “Hayır” denince de yapmaya devam etmek. “Yapma” kelimesini duymamış gibi davranmak… Bir yandan kendi istekleri doğrultusunda ısrar etmeleri çok hoşuma gitse, bu onların kararlı olduğunu gösterse de diğer yandan insanı sinirlendirebiliyor.
Örneğin kalabalık havuzda “lütfen bağırma” uyarılarına rağmen dikkate almamak. “Oraya tırmanma düşersin”i dinlememek ve sonra düşmek. “Bir dakika bekle lütfen”i anlamak istememek… Örnekler çoğaltılabilir tabii…
Siz kızınca ne yapıyorsunuz?
Ben bazen içimden 10’a kadar değil, 50’ye kadar sayıyorum. 100 bile oluyor.
Bazen sakin sakin cevap vermeye devam ediyorum. Aynı ses tonuyla, aynı sakin tavırlarla…
Ne yazık ki bazen de, özellikle tehlikeli hareketler söz konusuysa sesim biraz yükseliyor. (Merdiven kenarında yürümek, arkaya bakarak koşmak gibi… Bu hareketlerde kalbim sıkışıyor gibi oluyorum. Fazla biliyorum ancak elimde değil.) Hemen ardından “Seni çok seviyorum. Sana değil, yaptığın şey kızdım” diyorum. Tabii kaygı seviyem üst düzey olduğu için sabaha kadar uyumuyorum, “ne yaptım ben” diye kendimi sorguluyorum. Bir yandan “Annem bize gerçekten bağırırdı, biz özgüvensiz çocuklar mı olduk? Bizim ses yükseltmemizle o kıyas kabul etmez” derken diğer yandan “ah ben ne yaptım” diye kendimi eleştirmeye devam ediyorum. Ses yükselmesi dediysem avazım çıktığı kadar ya da her gün değil tabii ki! Çok nadir, çok çok nadir. (Kaygı konusunda da acilen bir şey yapmam lazım, farkındayım. İstanbul’a dönünce bir uzmana gitmeye karar verdim.)
Bazen “Ama sen artık 5.5 yaşındasın. Beni anlıyor olman gerek” diyorum. “Ben nasıl senin istediklerini yapıyorsam, nasıl ortak çözüm buluyorsak, lütfen sen de beni anlamaya çalış” açıklaması yapıyorum. Yapıyorum da yapıyorum… Her şeyi mümkün olduğu kadar çok açıklıyorum. Neden öyle söylediğimi, neden uyardığımı…
Siz ne yapıyorsunuz?
Gerçekten kızdığınızda, gerçekten tehlikeli bir şey yapıyorsa ve söz dinlemediğinde ne yapıyorsunuz?
Merhaba Şebnem hanım.Aynı konudan muzdarip im, yazınızı biraz geç okudum ne yazık ki. oğlum şuan 28 aylık ve dün gece yapma dediğim şeyi yaptığı için uyku saatinde yatmak istemediği için babası ve ben sesimizi yükselttik. ama şuanda yaşadığım vicdan azabının tarifi yok. ne yapmam gerekiyor inanın bende bilmiyorum. anneannesi bakıyor Cana ve bizim kadar disiplinli olamıyor. her istediğini yapmaya çalışıyor. çocuk ikilemde kalıyor. ben istediğim oteriteyi üzerinde kurmakta zorlanıyorum. bu bir geçiş süreci midir? Bana bir yol gösterebilirseniz nasıl sevinirim. Irmağı ve sizi öpüyorum.
Beni tanıyanlar çok iyi bilirler ki, uçakla aram iyi değildir. Binerim, ama nasıl bindiğimi siz bir de bana sorun. Birden gelen korku, yıllarca uzak...
Eğitime bakış açımı, verdiğim önemi hepinizi biliyorsunuz. Çok eskiden beri takip edenler, blogumu okuyanlar beraber büyüttük çocukları. Birbirimizin deneyimlerinden faydalandık. Şu bir gerçek ki...
Bu o kadar soruluyor ki, ben de böyle yazarak anlatmak istedim. Zaman ayırıp okursanız çok sevinirim. Benim için değil, çocuğunuz – çocuklarınız için. Yine...
Nasıl anlatsam, nereden başlasam… Hangi birine dönsem. Bu nedene artık bu şekilde cevap vermek istedim. Sizin için de daha kolay olur. Artık düzenli olarak...
Komik yazmaya alışkınım , böylesine değil… Ben yazarken gülerdim, siz okurken. Yeniden eskisi gibi olacak. Ama şimdilik içimden de başkası gelmiyor. Az önce koltukta...
Merhaba Şebnem hanım.Aynı konudan muzdarip im, yazınızı biraz geç okudum ne yazık ki. oğlum şuan 28 aylık ve dün gece yapma dediğim şeyi yaptığı için uyku saatinde yatmak istemediği için babası ve ben sesimizi yükselttik. ama şuanda yaşadığım vicdan azabının tarifi yok. ne yapmam gerekiyor inanın bende bilmiyorum. anneannesi bakıyor Cana ve bizim kadar disiplinli olamıyor. her istediğini yapmaya çalışıyor. çocuk ikilemde kalıyor. ben istediğim oteriteyi üzerinde kurmakta zorlanıyorum. bu bir geçiş süreci midir? Bana bir yol gösterebilirseniz nasıl sevinirim. Irmağı ve sizi öpüyorum.