Biraz da sağlık... Biz

Stres hasta ediyor!

 
Özellikle ikinci çocuk yapmayacağımı konu alan nedenlerimi içeren yazıma gelen yorumlardan sonra aslında içimden “saygı” ile ilgili bir yazı yazmak geliyor. Mesela, bir fikri beğenmesek bile onu savunana hakaret etmemekle başlayan ve uzayıp giden bir yazı.
 
“İyi ki düşük yapmışsın, sen zaten bakamazdın”, “cenaze namazını kolejdeki hocalar değil imam kılacak” gibi yorumlara neden olan cümleleri bulamadım. Kendi yazımı baştan sona okudum okudum göremedim.
 
Bunlar neden oluyor biliyor musunuz? Herkes, her şeyi istediği gibi algılıyor. Birini yargılamak isterse başlıyor yerden yere vurmaya. Anlamaya çalışmıyor. Fikirlerini çok mantıksız bulsa da bunu adabına uygun yazmak yerine, hakaretle aktarıyor. İşte bu yüzden daha inanıyorum eğitimin şart olduğuna. Eğitimli insan, karşısındakine saygı duyar çünkü.
 
Uzatmıyorum. Bu konuyu sayfalarca yazabilirim çünkü. Tutuyorum kendimi. Eleştirdiğim insan gibi ağzımı açıp gözümü yummam! O kadar sert olmak istemiyorum. Öyle sert olunca hastalanıyorum. Mideme kramplar giriyor. 
 
Değer mi? Hayır. “Bana saygı duymayana ben de saygı duymam” deyip geçiyorum. ya da “geçmeye çalışıyorum” desem daha doğru. 
 
İlginç bulduğum bir basın bültenini koymak istiyorum buraya. Ataşehir’deki Memorial Hastanesi’nden. Birsel Kavaklı, duyguların organlar üzerindeki etkileri hakkında bilgi vermiş. Nasıl da konuya cuk diye oturuyor. “Şebnem, ne diye üzüyorsun kendini” mesajı gelmiş bana 🙂 
 
Kırgınlık ve karaciğer
Kronik hastalıkların temelinde öfke, üzüntü gibi olumsuz duygular yatabiliyor. Aşırı alkol kullanımı, bilinçsiz ilaç kullanımı nasıl karaciğeri tahrip edebiliyorsa aşırı öfke ve kızgınlık gibi duygular da karaciğere zarar verebiliyor. Aşırı öfke durumlarında mide bulantısı, kramplar, baş ağrıları görülüyor.
 
Aşırı panik, nefret, kırgınlık, neşe gibi duygular kalp ritmini etkiliyor. Kaygı ve stres anında kalp ritmi de artar ve vücuda daha fazla kan pompalanmaya başlanır.
 
Üzüntü ve keder gibi olumsuz duygular akciğerin işlevlerini olumsuz etkileyebilir. Yaşanan üzüntünün sürekliliği akciğeri etkileyerek göğüste baskı, ağırlık hissedilmesine yol açabilir, hatta depresyona kadar sürükleyebilir.
 
Derin derin nefes alın
Üzgün olduğunuz zamanlarda açık havaya çıkın ve birkaç kez derin nefes alın. Bu hem psikolojinizin hem de akciğerlerinizin rahatlamasını sağlar. Aşırı üzüntü ayrıca bağışıklık sistemini de zayıflatır.
 
Moralim bozuldukça gözlerimi kapatıp tam da burada,
Seddülbahir’de olduğumu hayal ediyorum.
Organlara olumsuz etki eden duygulardan biri de korku. Aşırı korku, böbrekler üzerinde büzülme etkisi yaratır ve işleyişini etkiler. Böbreklerin işleyişindeki bir olumsuzluk ise yine daha fazla korku duygusu olarak kişiye geri döner. Kişi organlarındaki zayıflama sonucunda daha çok korku hisseder.
 
Elveda stres
Bir şeyi dert etmek, takıntı yapmak ise en çok mide-bağırsak sistemini vuruyor. Dalgınlık, aşırı düşünce, zihinsel çalışma, kaygı, endişe gibi duygular da direkt dalağı etkiliyor.
 
Nasıl ki sağlıklı besleniyoruz, spor yapmaya çalışıyoruz, stresi de hayatımızdan uzaklaştırmamız gerek. Bunun imkansıza yakın olduğunu biliyorum. Ben bile her gün kendime “üzülmeyeceğim” sözü verip akşama mide kramplarıyla başlıyorum. Ancak denemekten yılmamak gerek.
 
Yine dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum. Beni hiç tanımayan, çok şükür benim de tanımadığım, bir yazıyla hatta “anlamak istemedikleri” bir yazıyla beni yere vuran insanları dikkate almam doğru mu? Asla! Peki neden alıyorum? Çünkü hâlâ akıllanmadım. Çünkü hâlâ bu kadar kötü niyetin var olduğuna inanmak istemiyorum! Çünkü hâlâ çuvaldızı kendime batırıyorum! Çünkü hâlâ “en önemlisi sağlık gerisi hikaye” diyorum.
 
Biraz kendi kendime konuşur gibi oldu. Affedin… 
 
1 Yorum
  1. rosehearted 10 yıl ago
    Reply

    eminim coğu ya anne değildir ya da hayatın tadını cıkaramayıp hıncını sizden almaya calışan insanlardır etrafımızda boyleleri cok aldırmamaya calısın

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı