Biraz da sağlık... Biz

Süper kadın sendromu

“Facebook’ta sayfan varsa, eleştirilere açık olmalısın.” Tabii madem paylaşıyoruz, eleştiriye açığız ancak bazıları dozu kaçırıyor. Detaylara takılı kalıyor, can yakmak için uğraşıyor. İşte o zaman bende devreler yanıyor. Herkesle konuşurken “kırmama” derdinde olan ben, bu klavye kahramanlığına şaşıp kalıyorum. Dün de benzer bir olay yaşandı. Alıştım artık desem de alışamıyorum sanırım. Sinirlerim devre dışı kalıyor.

Sabah da bin tane olayın ardından oturdum bilgisayarın başına. Posta kutumda bu yazıyı buldum. Ve paylaşmak istedim. Psikolog, sosyolog olsam ne yorumlar yapardım da, yapamıyorum işte!

Modern Çağın Hastalığı; Hem işte hem de evde ve sosyal hayatta mükemmelliği yakalamak için çabalayan Kadınların “Süper Kadın Sendromu”

Uzm. Psikolog F. Işıl Yenikaynak, bir yandan iş yerinde da­ha iyi bir kariyere ulaşmak için yoğun çaba sarf eder­ken aynı za­manda evlerindeki tüm gereksinimleri eksiksiz karşı­layan, çok iyi bir eş ve anne olmak için de yoğun ça­ba sarf eden kadınların sendromu hakkında bilgi vermiş. Diyor ki:

“Geçmişten günümüze toplum yapılarının değişmesi, teknolojinin gelişmesi, hayatımıza gelen yeniliklerle beraber bireylerin yaşam şartlarını ve içerisinde bulunduğu sosyal çevresinden etkilenmesi aynı zamanda bulunduğu çevreyi de etkiliyor. Bu geçen süreçte kadının üstlendiği rollerde değişim yaşanmış, kadın farklı alanlarda farklı görevler üstlenerek aile içerisindeki sorumluluğunu iş hayatına da aktardı. Günümüz dünyasında birçok kadın kariyer hedeflerini gerçekleştirmek için çaba gösteriyor. Kadının kendine çalışma hayatında bir yer bularak ekonomik özgürlüğünü de yaşama arzusu ön plana çıkıyor. Kadın evinde ideal bir eş, çocuğuna iyi bir anne ve iş yerinde iyi bir kariyer için büyük çaba sarf ediyor. Bu tempo içerisinde koşuşturan, her şeyin üstesinden gelmeye çalışan kadının mükemmeliyetçi bir yapıya büründüğü görülüyor.

Kadının hayatı tamamen kontrol altına alıp sorgulaması, her bulunduğu ortama yetme çabası ve kusursuza ulaşma arzusu süper kadın sendromunu ortaya çıkardı.

Mükemmeliyetçi bir yapıya bürünen kadınlar zaman içerisinde aile ve sosyal çevreden gelen beklentileri karşılamaya çalışırken kendilerine olan sorumluluklarını yerine getiremiyor ve ruhsal problemlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Temelinde mükemmeliyetçiliğin olduğu bu sendromda kadının agresif davranışları, hırçınlık, güç, en iyiyi yapma isteği; çabuk öfkelenme, depresyon, anksiyete (kaygı) bozukluğu, panik atak, obsesif kompulsif (takıntı) gibi psikolojik sorunları da beraberinde getiriyor.

Sendromu yaşayan kadınlarda zaman içerisinde ailesi ve çevresindeki bireylerle olan iletişiminin zayıfladığı görülüyor.

Aile içerisindeki iletişim zayıflığının nedeni kadının eşine ve çoğuna olan duygusal baskısı. Bu sendromu yaşayan kadının çocuğunun da etkilendiği görülüyor. Çocuğunun sosyal alanda aktif olmasını, hedeflerinin hepsini gerçekleştirmesini, sınavlarda iyi dereceler getirmesini istemesi doğrultusunda annenin çocuğuna karşı sürekli denetleyici, baskıcı davranışları çocukta davranış problemlerini yaşamasına neden oluyor.

Süper kadın sendromu yaşayan annenin çocuğu da ilerleyen hayatında aynı sendromla karşı karşıya gelebiliyor. Çünkü kız çocuklarına küçük yaşlardan itibaren verilen telkinler, yetiştirilme tarzı, sosyal çevreden öğrendikleriyle beraber kız çocukları anneyi model alıyor ve gelecek yaşamında aynı sorunu yaşıyorlar.

Süper kadın sendromu belirtileri daha çok kadının evlenmesi, çocuğuna ve eşine davranışlarıyla ve kadının yaşının ilerleyen zamanlarında iş, kariyer, eğitim gibi alanlarla ortaya çıkıyor.

Sendromunu yaşayan kadınlara yönelik öneriler;

  • Aile içi ve sosyal çevredeki bireylerle olan iletişimi zorlaştıran ögelerin kaldırılması, doğru iletişimin kurulması.
  • Başkaları için yaşamaktan ziyade kadının kendine vakit ayırması.
  • Kadının kendi sınırlarının farkına varması ve ulaşabileceği hedefler önüne koyması.
  • Ailede ve içerisinde bulunduğu sosyal çevrede her bireyin onuru ve değeri anlayışını göz önünde tutarak bireyleri kusurlarıyla kabul etmeye çalışmak.
  • Sorumlulukları paylaşmak, gerektiğinde yardım istemeyi bilmek.
  • Fiziksel ve ruhsal yönden sağlığı etkileyecek olumsuzluklardan kaçınmak.

BENDEN DE BİR NOT

Şimdi ben de ekliyorum bir şey. “Hiçbir anne mükemmel değildir, kendimizi kandırmayalım” dedim, öyle çıktım yola. Hatalarımla, doğrularımla ben, benim. Böyle de kalacağım. Hata yapmamaya çalışırken nasıl çuvalladığını gördüm çünkü. İşte bu yüzden süper olmak gibi bir niyetim yok. Kızım kustuğunda temizlemeye üşenip, yorulduğumu görüp üzülmesin diye çarşafı da atarım (dünkü paylaşıma istinaden yazdım bunu), yorgunum diye yemek de yapmam, çocuğuma tek çeşit yemek de pişiririm, eşime hata da yaparım, moralim bozuksa işimi de yapamam. Çünkü ben insanım. Bilgisayar değilim. Süper olmayacağım. Bence siz de olmayın… Ama neye dikkat ederim biliyor musunuz? Bilerek, isteyerek canını yakmam kimsenin. Yanlışlıkla olursa da özrümü dilerim!

Bu fotoğrafta da ne kadar gençmişim. Yıl 2003. Yaş 25. Vatan Gazetesi Hafta Sonu Ekleri dönemi… Hey gidi, hey…

3 Yorum
  1. Emine 9 yıl ago
    Reply

    Farklı bi gorus olmuş ama kimse mükemmel olmaya çalışmıyor sadece samimiyet.

  2. Ebru bayrak 9 yıl ago
    Reply

    Bende anne oldum olalı yani 15 aydır kendi kendime soryp duruyorum eğri miyim doğru mu diye? Ama anlıyorum ki eğrisiyle doğrusuyla bu benim elinden gelen de bu ve bunun için düşünmeye hiç gerek yok. Rahat olmak lazım 🙂

  3. Senem 8 yıl ago
    Reply

    Kimse kendini kandırmasın hepimiz kendi evimizde süper anne olmaya çalışıyoruz. Ve bu gerçek ansızın küçücük sandığımız bir olayla suratımıza tokat gibiçarpıyor. Çuvalladı evet ben de mükemmel anne olmaya çabalarken çuvalladım.ve kızımı bogmaya başladığımı farkettim.aslında anne odunum andan beri kendimi bogmusum. Bu alışkanlıktan vazgeçmek elbet kolay değil ama kusurlarimin olmasına izin vereceğim artık. Harika bir yazı olmuş tüm duygularıma tercüman olmuşsunuz kaleminize sağlık

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı