Aslında kendime göre değişiklikler yapıyorum ne zamandır. Facebook sayfamın adı değişti, Instagram değişti… Bunlar görünenler. Peki diğerleri?
Çok uzun zaman yazdım terapiye gittiğimi ve faydalarımı. Bunun sonucunda mutlu bir insan, mutlu anne olabilmek için kendime zaman ayırmaya karar verdim. Ama o öyle “çocuğu okula gönder, al sana zaman” şeklinde değil. Kendim için faydalı bir şeyler yapmam lazım. Paten kaymak gibi de değil. Mesela, kendimi dinlemek, uzun zamandır planladıklarımı hayata geçirmek gibi.
Sonra, herkes için faydalı bir şey yapmaya karar verdim. Ankara’da çalışan ve belki birçoğunuzun tanıdığı Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, aynı zamanda cinsel terapi ve hipnoterapi alanlarında uzman Op. Dr. Gökçen Erdoğan ile görüştüm. Rica ettim, yoğunluğuna rağmen beni kırmadı. Kendisi her hafta sorularınızı yanıtlayacak. Sorunlarınızın ve sorularınızın özel olacağını tahmin ediyorum. Bu nedenle manyakanne@gmail.com adresine göndermenizi istiyorum. Böylece herkesin soru işaretleri gidecek. Bunun faydasının büyük olacağına inanıyorum. Her hafta sorularla beraber cevapları burada yazacağım.
Aslında her sonbahara kararlarla başlarım. Bu kez farkı, sözümü tutacak olmam. Takılmayacağım başkalarının yaptıklarına. Ben haksızlıklara, etik dışı hareketlere isyan ettikçe, herkes görsün istedikçe daha mutsuz oluyorum. Yapacağım şey, sadece “umursamamak.” Umursadığım sürece onlar önemli. Telefon defterimi, arkadaş listelerimi gözden geçireceğim. Temiz bir eleme yapacağım. E yaş 40’a yaklaştı. Artık bazı ilişkileri göz göre göre sürdürmenin, zorlamanın anlamı yok.
Bütün bunları ve daha fazlasını yapacağım zamanla. Ondan önce bir kişiye teşekkür etmek istiyorum. O da kızım. Bana sabretmeyi öğrettiği, beni şimdiki ben yaptığı, büyüttüğü için. İlkokul başlıyor ve inanılmaz duygusalım. Bir seneden uzun süren hamile kalma çalışmaları, düşük, ya bir daha kalamazsam endişeleri, yedi yemedi, emdi emmedi, yürüdü yürümedi derken zaman öyle bir geçmiş ki, baktığımda inanamıyorum. Bir ona bakıyorum, bir kendime. Bir ona, bir kendime. Ve daha farklı bir kadın görüyorum karşımda. Onca “işimi bıraktım, kazancım yok, yetersizim, değersizim” gel gitlerinden sağlam çıktım. Sağlam diyorum, çünkü biliyorum ki değerliyim. Çalışsam da çalışmasam da değerliyim. En çok, ben olduğum için değerliyim. Kendime yüklendiğim için eşeğim. Eski hırslarımı da göremiyorum baktığımda. Anne olduğumdan bu yana daha çok şükrediyorum, daha çok teşekkür ediyorum. Daha çok kıymet biliyorum. Daha az isyan ediyorum.
Şimdi uzun bir süre farklı şeyler denemiş, çalışmış ancak kulvar değiştirmemiş, çalışmadığı zaman kendini kahretmiş biri olarak durdum. Azıcık uzaktan bakacağım koşturan Şebnem’e. Boş oturmaya niyetim yok. “Başka neler yapabilirim” diye düşüneceğim. Aynı çalışmaları sürdürsem de daha farklı bir tutum sergileyeceğim. Bir zamanlar hayalim olan, şimdi bir proje olarak baktığım bir şey var, onu hayata geçirmek için çırpınacağım. Bir şey isterken çekinmeyeceğim. Bir zamanlar çok kıymetli sandıklarımı bırakıp, gerçek kıymetlilerle zaman geçireceğim. Kötü insanları da oldukları gibi kabul edeceğim. Bir şey yazdığım – söylediğim zaman herkesin anlamasını beklemeyeceğim. Kötüler, kötü kalacaklar. Bu kötülüklerini iyilere bulaştırmamaları için dua edeceğim.
Ama en çok ne yapacağım biliyor musunuz? Kızımla geçen zamanların her saniyesini değerlendireceğim. Çünkü gerginken, mutsuzken bunu ona yansıtıyordum zaman zaman, özellikle de son bir senedir “ne yapabilirim” sürecindeyken, işte onu yapmayacağım. O endişeli yüz ifademi bir kenara kaldıracağım. Zaten hayatının en büyük adımlarından birini atıyor, ilkokula başlıyor. Benim yapmam gereken de bu adımda ona her şekilde yardımcı olmak. Büyümesini izlemek.
Bu yüzden teşekkür ettim işte. Beni değiştiren, gözümü açan, büyüten cimcirik, birbirimizi büyütmeye devam edelim. Ve ben bunları yaparken yazmaya da devam edeceğim. Çünkü yazmayı seviyorum. Paylaşmayı seviyorum. Paylaşmanın her anlamda güzel bir şey olduğuna inanıyorum. İlaç gibi. Yalnız olmadığımı görmek de güzel, yalnız olmadıklarını hissettirmek de…
Öyle işte. Bir tatil günü aklımdan geçti bunlar. Benim de hemen yazasım geldi. Size bir tavsiye. Kendinizi değersiz hissetmeyin olur mu? Bence biz, sandığımızdan çok daha değerliyiz. Ve hayal ettiğimizden çok daha fazlasını yapabiliriz. Şimdi hayallerinizi, planlarınızı bir yere not edin ve küçük küçük adımlarla başlayın. Hep beraber başlayalım. Yok. Bunun sonu yok. Oturup şikayet etmenin, “ama bu haksızlık” demenin, etik olmayanları eleştirip bir kenarda durmanın, bir şey yapmadan her şeyin kusursuz olmasını beklemenin sonu yok. Bunların hepsini yaptım, ve argo olacak ama bir halta yaramadığını gördüm. Hadi o zaman, başlayalım. Yapalım. Yoksa söylene söylene yaşlanacağız. En azından ben öyle hissediyorum. Acilen durmam ve kendime gelmem lazım. (Yalnız ben böyle arada pes ettim falan dersem sakın tamam yazmayın. Bu yazıyı kafama kafama atın.)
Ben kimim ki bunları söylüyorum. Ne bir uzmanım, ne bu konuda bir eğitimim var. Ben kimim o halde? Yıllarca en saçma şeyler yüzünden kendini kahreden, hayatını kendine zehir eden, son bir senedir bunu fark edip bazı adımlar atan, bu adımlar sonucunda da diğerlerinin ne kadar büyük bir hata olduğunu gören bir kadınım işte.
Hayat yeteri kadar zor. Herkesi farklı kulvardan zorluyor. Bari kendi kendimize zorlaştırmayalım…
Bu yeni başlangıçların sana kocaman mutluluklar getirmesini diliyorum.Sana güveniyoruz. 🙂
❤️
Çok şahane kararlar, haydi enerji dolu başla umarım 🙂 Bu arada yorumcudan sonra şort gitmiş şalvar gelmiş, güldüm, ilahi 😀
Merhaba şuan yazınızı okuduktan sonra ağladım desem ?Hele ki bir cümleniz var ki takıldım 10 kere okudum kendimi işimi bıraktım kazancım yok değersizim kendime yüklendiğim için eşşeğim” heh işte ben o eşşeklerdenim kızıma hamilr kalabilmek tedavi görmek için işimi kariyerimi bıraktım 9 ay evde yattım şuan ben bakıyorum ona ama kendimi gerçekten şu satırlarda da yazdığınız değersiz hissediyorum kızımı çok sviyorum ama yıllarca okudum çalıştım nasıl baştan başlarım geç mi kaldım bilemiyorum ?
Şebnem hanım o kadar güzel paylaşımlarda bulunuyorsunuz ki evet tam ”herşey bitti umutsuz bir vaka oldum ben ,kimse bana değer vermiyor” derken bir bakıyorum yazılarınızı okurken buluyorum kendimi veeeeeeeeeeee yeniden hayata bağlanıyorum yeniden içimde bir umut yeşeriyor ,umutlarımı yeşerttiğiniz için çok teşekkür ederim .
asıl ben teşekkür ederim, hem de az önce 24 saatliğine pes ediyorum yazmış biri olarak…