Biz Cimcirik & Ben

Uçak korkumu nasıl yenerim?

ucak-436x304

Kendime yakıştıramadığım bazı korkularım var. Mesela uçak. Eskiden hiç yoktu. Korkmadan giderdim her yere. Hatta hava boşluğuna girince eğlenirdim! Sonra birden, binememeye başladım. Binerken de fenalaşmaya… Binmemek için 40 takla atmaya…

Dergideydim… Sürekli basın gezisi geliyordu, uçağa binmemek için reddediyordum. Eğer uçak korkum olmasa, şu anda dünyanın yarısından fazlasını gezmiş olurdum.

Arkın Güney Afrika’da balayı teklif etti, arabayla Bodruma’a gittik! O derece ilerlemişti korkum. İş için Paris’e gitmem gerekiyordu. İki kere istifa ettim. Kabul edilmedi. Eşek gibi gidecektim. Çıktım dergiden, Mecidiyeköy’den Nişantaşı’na doğru yürümeye başladım. Yürüdüm, yürüdüm… Arkadaşımın da önerdiği psikoloğun ofisinin önünde durdum. Girdim. Müsaitti.

Anlattım, anlattım. İki soru sordu:

  • Evde yalnızken yıkanabiliyor musun?

  • Hayır

  • Peki evde biri varken yıkandığında gözlerini kapatabiliyor musun?

  • Hayır

  • Depremde yalnız mıydın?

  • Arkadaşımlaydım, annem-babam-abim yoldaydı, 17 saat konuşamadım onlarla, otobüslerinden haber alınamadı.

Teşhis, “benim kontrolüm olmadan başıma gelecek felaketlere karşı kontrol mekanizmamın devreye girmesi”. İnsanın hayatını kitleyen kontrol manyaklığı değil de, uzaktan akrabası diyelim…

Önce, o sırada da başıma bir şey gelebileceğini, hiçbir zaman hiçbir şeyin tam olarak kontrol edilemeyeceğini anlattı, anlattı… Ödev verdi bana. Metro ve uçak benim için aynı şeydi. Ödev olarak haftada 3 kez metroya bindim. Uçak günü geldiğinde, bindim gittim. Hatta nasıl gaza geldiysem, döndükten iki ay sonra Amerika’ya da gittim. Tabii o yolculuk anlatılmaz yaşanır, ancak gittim ya, asıl mesela o 🙂

Amerika dönüşü yine kitlendim. Baktık ki 6,5 yıldır uçağa binmiyorum. Binmem gerektiğinde, planları iptal ediyorum. Ama mesela büyük gelişme, metroya biniyorum. (Her ne kadar birkaç hafta önce “sinyalizasyon sorunu var, birazdan hareket edeceğiz” anonsunun ardından Arkın’ı metroda bırakıp kaçmış olsam da… Ve o 5 dakika sonra Taksim’deydi, benim gitmem 45 dakika sürdü!) Deniz otobüsünde de eskisinden daha rahatım. Nedense “kolay kaçamayacağım araçlarda” eskisine oranla daha sakin kalmayı başarabiliyorum. Şimdi sıra yeniden uçakta. Irmak’a söz verdim. Bugüne kadar verdiğim tüm sözleri tuttum. Bunu da yapabilmeliyim.

Bazen “Uçağa bindiğimizde düşer mi?” diyor, “hayır canım uçak harika bir şey” derken buluyorum kendimi… Sevmiyorum, sevmeyeceğim uçağı. Ama kendime söz, bineceğim.

“Hayatta kontrolüm dışında başıma gelebilecekler”in korkusu çıkmış bir kere yüzeye. Şimdi aklıma geldikçe, geri itiyorum bu düşünceleri. Olumsuza yer vermiyorum, sadece olumlu düşünceleri tutuyorum…

Yazmak istedim. Çünkü…

Belki de korkuların üzerine gidilmesi gerekiyordur böyle.

Belki daha rahat olmak gerekiyordur…

Bir de, var mı bildiğiniz etkili bir yöntem. Mesela öyle bir yöntem olsun ki, uçağa binerken aklımdan felaket senaryoları geçmesin, kalbim pır pır etmesin, ayaklarımı yerden kessin… Bir de, ben rahat olayım ki, kızıma da korkum geçmesin.

1 Yorum
  1. Anonim 10 yıl ago
    Reply

    Kuantum tekniği ile bilinçaltı temizliği yöntemi sahiden korkular ile başa çıkmada inanılmaz ise yarıyor. Eşim de ben de çok faydalandik. Tavsiye ederim 🙂

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı