Biz Cimcirik & Ben

Üzüntüyle izliyorum

Ben ona resim yapsın, kessin biçsin diye resim kağıdı veriyorum, o parkur yapıyor.  İşte bunu çok seviyorum. Diye uzun uzun yazmak istiyorum. Ama şimdi içimizde bunca kaygı, korku varken bunu yazarken bile kendime şaşırıyorum.

Anne neden parka gitmiyoruz? Anne neden sahilde gitmedik? Anne neden Cadde’ye gitmedik? Söylemedim. Korkutmak istemedim onu. Soğuk dedim, kapalı yollar dedim. Dedim de dedim. Ne anlatacaktım çocuğa? Etek almaya söz vermiştim, “Ama sen sözünü tutardın eskiden, almaya giderdik” dedi. Kitlendim. “O mağazada çalışanlar tatildeymiş” diye yalan söyledim. Yalanı sevmeyen ben, muz sevmediği için krep yaparken içine muz katıp yedikten sonra bir sonrakinde ön yargılı yaklaşacağını bildiğim halde doğruyu söyleyen ben, çatır çatır yalan söylüyorum. Şu halde korku içindeyken, sevdiklerini-canlarını yitirenler, her gün işe gitmek zorunda olanlar, çocuklarını uzak yerlere okula yollayanlar varken, korkmaya hakkım olmadığını düşünüyorum.

Yani korktuğum için başkalarından utanıyorum demek en doğrusu. Hem de bu duygu en doğal hakkımdan. Bu kadar kin ve öfkenin hayatımıza hakim olması, üstüne bir de “sen bunu yapmıştın”, “yok efendim ne işin vardı dışarıda” diye birbirine saldırması, suçlamalar… Üzüntüyle izliyorum.

Çok yazı var biriken. Bilgilendirici, “ben öğrendim, tüm anneler faydalansın” dediğim, onları da aktaramıyorum. Ne zaman otursam bilgisayar başına, işte aynen bu yukarıdakiler çıkıyor. Kimsenin de zaten şu anda başka bir şey düşündüğünü sanmıyorum.

Bu yaşananlar bitsin, son olsun istiyorum, herkes gibi. Korku dolu senaryolar geride kalsın istiyorum.

Demiştim ya dün hani; “şaka olsun diye, ironi yapmak için seçmiştim bu adı, ama “manyak oldum” dedim az önce evde bir şey konuşurken” diye. İşte yine o ironiye devam etmek istiyorum. Her gönderinin altında başkalarını yaralayan cümleler görmek de istemiyorum. Bu öfke bitsin diyorum. Bitsin. Her türlüsü. Birbirimize olan da… Çünkü birbirimizi de çok yaralıyoruz. Hem de aynı şeyleri dilerken yapıyoruz bunu. İşte bu noktada devre dışı kalıyorum, anlamıyorum, anlayamıyorum.

Burada yine eskisi gibi “Irmak yine yalnız yatmıyor, onunla yatmazsam rüyasında ağlayacağını söylüyor, uyku meselesini çözemedik, tavsiyeleriniz var mı” yazmak istiyorum yeniden. Evde yaptıklarımızdan söz etmek, planlarımızı paylaşmak istiyorum. Gittiğim seminerleri, gelen bilgi dolu basın bültenlerini yazmak istiyorum. Ne kadar çok istiyorum değil mi? Ama yalan mı? İstemiyor muyum?  İstemiyor muyuz?

 

3 Yorum
  1. Eminekanakk 9 yıl ago
    Reply

    Hepimizin psikolojisi bozuldu sonunda ama bazı insanlar tahammülsüzler artık onu fark ettim keşke topluca gördüğümüz bir kabus olsa tüm bu yaşananlar bahar güzelliklerle birlikte umudumuzu da getirir inşallah

    • ManyakAnne 9 yıl ago
      Reply

      keşke…

      • Hava 9 yıl ago
        Reply

        Harika anlatmissin evet keainlikle cok ama cok dogru benimde su an 2yasinda bi kizim 9 aylik bir bebegim var hayat zaten zor dahada zorlasdirmayalim istiyorum istiyoruz hepimiz

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı