Çikolata, şeker vermeyen bir anne değilim. Yiyor. Sürekli olmasa da yiyor. Ancak 29 Ekim tatilinde işin dozu kaçtı. Baba bunu okuyunca bana kızacaksın biliyorum ama… Babam, Irmak fıstıklı çikolata sevdiği için sık sık alıyordu. Ben de parça parça veriyordum. Bizim evde olaya hakimim. Ancak orada deplasmandayım. Arkamı bir dönüyorum, hoop çikolata ağızda. Kırmak istemiyorum. Üzmek istemiyorum. E ama o kadar yemesini de istemiyorum.
Geçen hafta, kaloriferlerin birden yanması ve evin fazla ısınması nedeniyle Irmak’ın cildi kurudu ve isilik gibi döküntüler oldu. Doktoruyla konuştum. Hatta fotoğraf çekip gönderdim. Nemlendirici önerdi. Bir de ne olur ne olmaz, alerjik bünyesi olduğu için alerji ilacını kullandı 3 gün. Telefonu kapatmadan önce dedim ki “Şimdi telefonu kapatacağım ancak sizinle konuşmaya devam ediyor gibi yapacağım. Diyeceğim ki, ‘aaa gerçekten çikolatadan mı olmuş, tamam söylerim yemez’. Güldü kadıncağız.” O söylüyor gibi yapacağım için anlatmak zorunda hissettim kendimi. Nitekim telefonu kapadım, ama konuşmaya devam:
“Aaa gerçekten mi? Tamam tamam, çikolata almayız bir süre…” Hatta biraz da abarttım. “Evet, tuzlu fıstık da çok yemişti. Tamam, onu da azaltırız…”
Tabii ben bunu söylerken Irmak’ın bütün yüz ifadesi değişti. Bozuldu. Daha ben yorum yapmadan “tamam, yemeyeceğim” dedi. Kendi de farkındaydı çünkü dozun kaçtığının. “Hani ben arkadaşımda çikolatalı kek yedim, üzerine de sen ‘hayır’ dediğin halde çikolata yedim ya, bir daha yapmam anne” dedi. Yapmadı da. Yemedi de. Arada kaçmadı mı? Kaçtı tabii. Kaçsın o kadar da… Ama başardım işte. Frenledim. Şimdi bir parça alıyor, “alerji olurum” diye devamını getirmiyor.
Yalansa yalan. Ancak bu şekilde başa çıkabildim. Ancak bu şekilde onu ağlatmadan durdurabildim.
Babam mı? O da artık mandalina alıyor, hurma alıyor… 🙂 Hatta bu akşam bize geldiler, annem arada bana laf soktu: “Artık ne alacağımızı da şaşırdık” diye.
Annecim, canım annecim. Ben çikolata sevmeyen çocukmuşum, şanslıymışsın frenlemek zorunda kalmadığın için. Ayrıca bizim zamanımızda bu kadar çikolata-şeker çeşidi yoktu. Ama benim bir şekilde bunun önüne geçmem gerek. Kusura bakma. Ayrıca zaten yiyor. Sadece dozunda… Biliyorsun ben hiçbir zaman “onu yedirmem, bunu yedirmem” demedim ki. Gayet de aldım. Yedirdim. Zaten iş kontrolden çıkıyor çocuk büyüdükçe. Sadece fazla olması beni rahatsız ediyor. Yemesin o kadar. Ne gerek var? İlişkinize de karışmıyorum. Her şeyin farkındayım. Kızma bana…
Irmakcığım, canım kızım, cimciriğim. Okuma yazma bilmediğin için bu kadar rahatım. Evet sana yalan söyledim, ama hak ettin be güzelim… Dinlemedin ki beni. Başka türlü durduramadım. Ağladın, kıyamadım. (Bu bir hata, büyüyünce anlatacağım sana.) Kimseyi kırmak istemedim, onlara da kıyamadım. Ben de bunu buldum! Mecbur ettiniz beni güzelim. 🙂
Bu arada, neden oldu o döküntüler, bir anlasam… Nemlendiriciyi ihmal etmiyorum artık. Eğer çikolata ya da fıstık yaptıysa da, yazdıklarımı geri alıyorum. 🙂
Neyse… Yine iş yapmak için bilgisayar başına oturup, ne yaptım? Aferin bana. Aferin!
Harikasınız ne diyeyim çok iyi bir anne harika bir yok gösteren sizi tanidigima o kadar çok seviniyorum ki .Gelecek için kararırken ensemi hop nı yazınıza denk geliyorum yüreğim ferahliyor.Annemler daha bu akşam 1 yaşında ki kızıma çikolata yedirmeye çalışırken yakaladım ki defalarca uyardım…Bende sizin yaptığınızı yapicam ufak yalanlar ve meyveye yönlendirme çok mantıklı geldi çünkü benim çocuğunda meyve severlerden annemler de ve kayinvalidem de vücudunun alerji oldunu soylicem ne kadar büyük olsalarda onlar benim çocuklarım baş edemiyorim artık ☺
Her ne kadar aklımızı kurcalayanları bir kenara bırakamasak da bazen kaçarak beynimizi kandırabiliriz. Ekim zorladı, Eylül sonu zorladı; kendimi arkadaşımın yanında buldum. Bakmayın arkadaş...
Offf cidden bazen kadın olmak yoruyor beni. Keşke Arkın gibi olsam. En ufak bir sorunda 10 sene önceyi hatırlatmaya başladım. Anneme söylüyordum, ben yapıyorum...
Gecenin bir yarısı, zaten zor uykuya dalıyorum; hoooppp “uyan”… Biliyorsunuz, geceleri uyumakla ilgili sıkıntılarım var. Ne kadar yorgun olsam da o gözleri kapatamıyorum. Sürekli...
Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
Harikasınız ne diyeyim çok iyi bir anne harika bir yok gösteren sizi tanidigima o kadar çok seviniyorum ki .Gelecek için kararırken ensemi hop nı yazınıza denk geliyorum yüreğim ferahliyor.Annemler daha bu akşam 1 yaşında ki kızıma çikolata yedirmeye çalışırken yakaladım ki defalarca uyardım…Bende sizin yaptığınızı yapicam ufak yalanlar ve meyveye yönlendirme çok mantıklı geldi çünkü benim çocuğunda meyve severlerden annemler de ve kayinvalidem de vücudunun alerji oldunu soylicem ne kadar büyük olsalarda onlar benim çocuklarım baş edemiyorim artık ☺
Dozunda bir yalan olmus 🙂 bazen buna mecbur ediyorlar yapacak bisey yok.