Canımız ne kadar sıkkın olursa olsun, aklımıza binlerce soru işareti olsun, çocuklarımızın yanında –mış gibi yapmıyor muyuz? Oyun oynamaya devam ediyoruz, parka gidiyoruz. Biz de bir süre onların masum dünyalarına giriyoruz.

Yine böyle aklımda bin tane tilki varken kuyrukları birbirine değmesin diye uğraşırken çıktı geldi Pakolino Aralık kutusu. Keyifle yaptık. Hatta yalan yok. O, oraya ne çıkacak diye merakla yaparken ben de kendimi el işine verdim.

Her ay yazıyorum, bu ay da detayları anlatmak istiyorum. Kutunun teması: “Yeni Yıl Heyecanı.” İçinden çıkan paketlerden ilki, “Kristal Süsler”. İkincisi, “İyi Dilekler Defteri”, sonuncusu ise “Resimli Tombala.” Ah ben o iyi dilekler defterine neler yazmak istiyorum…

Irmak artık profesyonelleşti. Paketleri açıyor, malzemeleri ortaya koyuyor sonra da yapım aşamalarını okuyor. Ben de sabırla bekliyorum okumasını. O bana anlatsın istiyorum. Okumayı öğrenince böyle işte. Siz 100 kat hızlı okusanız da bekliyorsunuz, onun size anlatmaktan duyduğu keyfi izliyorsunuz. Hatta unutmuş gibi yapıp “nasıl oluyordu bir daha söyler misin” de diyorum.

Işık hızıyla yaptık üçünü de. Hatta bir ara defteri yaparken “sen şimdi bunu dik, ben de tombalayı hazırlayacağım” dedi. E çünkü onda yapıştırması gereken çok şey vardı ve o da onun sen sevdiğiydi. Dikiş dikmeyi sevmiyor, onu bana pasladı. 🙂 Ses etmedim. Yukarıda yazdığım gibi bana da iyi geldi bir şeylerle haşır neşir olmak.
Bu arada tombala çok keyifli. Evde başka tombala da vardı, ama Pakolino’nunki bir numaraya yerleşti. Resimleri çok tatlıymış, diğerindeki sayılardan sıkılmışmış…

Defterin kabı da çok güzel. Mor kısmı önde tutmak istedi. Evde ne kadar kalem olursa olsun, minik kalemi görünce de çok keyiflendi. Hatta ödevini de onunla yaptı. Bu çocukların ne zaman neyi sevecekleri kesinlikle anlaşılamıyor! En azından bizde öyle. 🙂

Kristal Süsler’de de eğlendi. Odasının kapısına asacakmış. Assın bakalım. Kendi kapısı, kendi kararı. 🙂

Aslında 3 paketi aynı anda açmak istemiyordum, günlere yayacaktım fakat işte başına oturunca dayanamadım. Böyle her şeyden uzak bir bir saat geçirmek ikimiz de iyi geldi. Yayıldık salonun ortasına, yaptık hepsini. Paketlerin kağıtlarını yaygı olarak kullanınca, ortalık da öyle sanıldığı gibi dağılmıyor. Gerçi dağılsa ne olur, toplaması beş dakika. Ev dağılacak diye düşünürsek, hiçbir şey oynayamayız ki…

img_9372

Yine sözü uzattım. Bir kez yazmaya başlayınca duramıyorum. Unutmadan, her ay ay bana ve size özel indirimi hatırlatıyorum, yine yazayım. Buraya tıklarsanız, bir kutu alana bir de sürpriz kutu hediyesi var. Yukarıdaki bağlantıya tıklarsanız sitede sol tarafta çıkacak “size özel fırsat” kulakçığından indirime ulaşabilirsiniz. Alın, deneyin, oynayın, eğer istemezseniz üyeliğinizi iptal etme şansınız var ertesi ayın ödemesini yapmadan. Bana öyle geliyor ki, 3-7 yaş aralığı için hazırlanmış olsa dahi aktivite kutuları, bence biz daha devam ederiz. Alışkanlık oldu her ay kutuyu beklemek, zaman geçirmek. Her ne kadar zaten kutu oyunu oynuyor olsak da Pakolino’nun tadı başka.

Hep böyle keyifli şeyler duysaj, okusak, izlesek, anlatsak, söylesek, paylaşsak… Güzel olmaz mı? Her zaman olduğu gibi bu yıl da yeni yıldan dileğim, “sağlık ve huzur” olacak. Önce sağlık olsun, gerisi geliyor sürekli tekrarladığım gibi…

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı