Şimdi benim aslında süper organik bir anne, kadın olduğum söylenemez. Hiçbir açıdan. Elimden geleni yapıyorum ancak her zaman da en organiği yakalamam mümkün değil. (Bu zaten başka bir yazı konusu…) Hatta bazen organik anneler topa tutuyor, bazen de tam tersi.
Organik ürün kullandığım zaman başkaları “aman ne gerek var” diyor (mesela Irmak doğduduğunda organik tulumlar almıştım, oo yorumlar inanılmazdı), kullanmadığımda organik taraftan “ah bu da olur mu” yorumu geliyor. Kimseye yaranamıyorum… Neyse, konumuz bu değil. 🙂
Irmak bebekken granül sabun kullandım, öyle yıkadım çamaşırlarını. Büyüdü, bizim deterjana terfi etti. Zaten bundan 6.5 sene önce bunca çeşit de yoktu. Yani bence yoktu. Hiçbir yerde karşıma çıkmıyordu. Birkaç marka arasında dönüyordu her şey… Yine sözü uzatıyorum, sustum ve konuya geliyorum. Kısa süre önce “Türkiye’nin İlk ve Tek Bor içeren Organik Deterjanı Minoris Baby” adını duydum. E merak ettim. Denemek istedim. Tamam biz bu kısımları geçtik, evet ben de bir sürü konuda çok hassas olmayabilirim ancak iç çamaşırlarını ayrı yıkıyorum Irmak’ın. Onlarda denemek istedim. Hatta atletlerinde… Direkt tenine temas eden giysiler daha bir önemli benim için. Yazın da atletsiz giydiği tişörtler mesela…
Atletlerdeki lekelere önce deterjan döktüm beklettim, ardından da makinede yıkadım. O şekilde lekeler çıktı. Sonra hızımı alamadım, tişört denedim, onları da aynı şekilde çıkardım. (Tabii lekeler de bebek tişörtündeki gibi süt lekesi değil ki. 🙂 ) Sonuçta deneme nedenim, bana sorulması da. Ki ben aslında ürün tavsiye etmekten, akıl danışıldığında cevap vermekten pek hoşlanmam. Okula başlama aşı sorulduğunda konuşmak ne haddime. (Ama soruluyor! Hatta ne sorular geliyor… Ben de kesinlikle bir uzmanla görüşülmesi gerektiğini yazıyorum. Neticede ben de bunun eğitimini almamış bir anneyim…) Ya da bu gibi deterjanlar. Şimdi “ben kullandım, ne diyorsunuz” dendiğinde fikrim olacak işte. Yorum yapabileceğim denemiş biri olarak. Yine de kimseye kullan ya da kullanma demem, hiçbir şeyde demediğim gibi…
Ürün, burada satılıyor. Fiyatı da 29.90 TL. Asıl anlatmak istediğim, ürünün içeriği. Hakkında “bor” içerdiği için epey konuşuluyor çünkü. Benim aldığım bilgiler aynen şöyle:
- Yüzde 77,95 oranında organik olduğu uluslar arası akredite laboratuarlarda onaylanmış.
- İçeriğindeki doğal yumuşatıcılar sayesinde çamaşırlar yumuşak yapıyor. Kokusuz bir ürün. Ve özellikle kapalı ortamlarda çamaşır kurutanların fark edeceği gibi, kokmuyor. (Ben kurutmalı çamaşır makinesi kullandığım için buna bir şey söyleyemiyorum.)
- 1 litre ürün ile 50 yıkama yapılıyor. Kısacası bütçeyi zorlamıyor.
- Çamaşırlarınızın üzerinde bor kalıntısı bırakmıyor.
- Yeditepe Üniversitesi akredite laboratuvarlarında alerji, bakterisid olduğu ürün içeriğinde hiçbir bakteriye rastlanmadığı ve hassas ciltler için dermatolojik olarak test edilmiş ve onaylanmış. Ürün pH değeri 7,88 yani Nötr imiş. Bu sayede çamaşırlarınızı yıpratmadan hassasça ve kalıntı bırakmadan temizliyor.
- İçeriğinde günlük hayatta tükettiğimiz zeytinyağı, ayçiçekyağı, karbonat, limon tuzu gibi hazır gıdalarda ve evde günlük yaşantımızda kullandığımız hammaddeler kullanılmış.
- Antialerjik ürün belgesi de varmış.
Şimdi gelelim asıl konuya. Neden “bor”? Ona da aynen böyle bir açıklama yapılıyor.
“Bor bilindiği üzere lekeler üzerinde oldukça etkili bir etken ve çamaşır dokusuna zarar vermeden direkt lekeler üzerinde çalışan önemli bir temizlik ajanı. Bunun yanı sıra Bor’un bilinen günlük hayatta karşılaştığımız ve karşılaşabileceğimiz bakteri suşları üzerinde yüzde 70 oranında bakterisid etki gösterdiği Türk ve Amerikalı bilim adamları tarafından keşfedilmiş. Kısaca Bor iyi bir dezenfektan.”
Eğer diyorsanız ki “Bu bilgiler bana yetmiyor”, o halde bana yazın sorularınızı ben de tek tek ileteyim ve cevaplar gelsin. Bilmediği, merak ettiği her şeyi soran biri olarak, sizin sorularınızı da bekliyorum. Benim sorularım bunlardı çünkü. Ama eminim sizden daha çok soru gelecek. 🙂 Soruları bana e-posta ile gönderirseniz sevinirim. Adresim, manyakanne@gmail.com
