Biz Cimcirik & Ben

Senden korkmuyorum yarıyıl tatili

Hatta tam tersi. Seni çok sevdim. Bize çok iyi geldin. Hadi tatmam itiraf edeyim, bana çok iyi geldin. Bir sürü şeye bahane oldun…

Sevgili anne. Korkma. Hani hep diyorlar ya “büyüdükçe göreceksin” diye, hani hep korkutuyorlar ya. Korkma. Güzelmiş çocukların büyümesi.

Oturup sohbet edebiliyorsun. Mesela eski fotoğraflara bakıyoruz, benim ilkokulda aldığım notları okuyoruz, anlatıyorum, dinliyor, eğleniyor. “Nasıl geçecek Şubat tatili, nasıl eğlendireceğim, nasıl oyalayacağım” diye endişeleniyordum, boşaymış. Arkadaş olmaya başlamışız, haberimiz yokmuş.

Tamam, her güne bir aktivite koymaya çalışıyorum da, hadi gitmesi gelmesi sürse 4 saat, yine evdesin. Tek sorun gibi görünen şey, benim bilgisayar başına oturamam. Kaldım bu saate. (Şu an 24 Ocak Salı, 23.48) Olsun. Oturmasam da olur. Hem neyi fark ettim? “Aman boş oturmamam lazım, koşturmam lazım,  uğraşmam lazım, ev kadını olmak için mi okudum, üretmem lazım” diye diye bitirmişim kendimi. Çaktırmadan beynimi, bünyemi çok yormuşum. İster inan, ister inanma ben de dinleniyorum. Gece çalışmaları koymuyor mesela. Gündüz e-posta’larımı kontrol etmediğimi fark ettim.

Tam zamanlı çalışsam belki böyle olmazdı. O zaman da başka çözüm bulurdum çalışan anneler gibi. Ben kendi hayatımıza uyanını buldum.

Hem tatil bahane, insanın kendini iyileştirmesi şahane. “Tatili kullanıyor muyum” diye vicdan azabı duymuyor da değilim. Ancak demek bu zamana kısmetmiş her şey. Kendimi bulmam da, dinlenmeye izin vermem de.

Arkadaşım söyledi geçen gün, “kendine çok kötü davranıyorsun” dedi. O gün bıraktım kendimi eleştirmeyi. Bir süre de yapmayacağım. Mesela nasıldım? “Ay blog okuma oranı ne olacak (Ne olacaksa? Kim bakıyorsa?), ay ben bugün bir işe yaramadım, ay ben bugün çocuğumla oynamadım, bugün onu aramadım, bugün şunu yapamadım…” Yaptıklarımı değil, yapmadıklarımı sayıyordum. Durdum. Zaten yazamıyorum ne zamandır. Bir şey var beni durduran. Onu bulsam kovacağım da. Bulamadığım için kovamıyorum. O yüzden de yazamıyorum. Ben ve yazamamak… Olmuyor işte birkaç haftadır, zorlamamak lazım.

Buyum. Şu anda elimden gelen bu. Farkındasınızdır, gerek Instagram’da, gerek Facebook’ta paylaşım sayılarım bile azaldı. E bunun nedeni de Irmak’la 7-24 beraber olmak. Oyun oynarken sürekli telefon elimde olsun istemiyorum. Uzakta dursun sevgili telefon, biz cimcirikle güzel zaman geçirelim. Bir fark ettim, fotoğraf çekmemişim. Fakat diyorum ya, çocuğun yanında sürekli fotoğraf-video çekerek dolaşasım yok, sevmiyorum da. Bana mola oldu yani bu durum.

Sizde durum nedir? Nasıl gidiyor tatil? Eğer benim gibi kendinizle sürekli uğraşan bir yapınız varsa, durun, dinlenin, mola verin, tatilde tamir edin, sonra daha güçlü başlarsınız her şeye… Ben ettim. Siz etmeyin. Gerçekten. Lütfen yapmayın. Kendinizi, zihninizi yormayın. O kadar unutkan, o kadar unutkanım ki, hepsi işte yüklenmekten. Neden iki gündür unutmuyorum da daha önce her şeyi unutuyordum? İşte tam da bu nedenden… Kendimize iyi davranmamız lazım. Bunu gördüm, bunu bilirim.

 

 

 

 

 

 

1 Yorum
  1. Husniye 8 yıl ago
    Reply

    Bu yazidan sonra butun anneler “yapamadiklariyla” kendini elestirmekten vazgecer, tum tatillerin keyfini cocuklariyla cikarir ; hayat bir tatli masal olur insallahhh umuduyla elinize saglik.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Devamı

post-image
Biz

Çok içimden geldi…

Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
devamı