Ne diyor Dünya Kız Çocukları sitesinde?
“Türkiye, Kanada ve Peru tarafından yapılan girişimler sonucunda, kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi ve onların insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 11 Ekim, “Dünya Kız Çocukları Günü” olarak ilan edildi.”
Evet, bugün Dünya Kız Çocukları günü. Kızımın günü, benim günüm…
Sabah okula giderken “günün kutlu olsun” diyecektim, unuttum o hengamede. Bir yandan o giyinirken diğer yandan ben acelesi varmış gibi yatak yorgan değiştiriyordum, servisin de gelme saati yaklaşınca unuttum. Akşam söyleyeceğim. Kutlayacağım. Da…
Bence kız çocukları günü ne zaman anlamlı biliyor musunuz?
Çocuklar gelin olmadığında… Hatta bunu tartışmak bile zorunda kalmadığımızda.
Gece dışarı çıkarken “erkekler kadar” rahat olduğumuzda.
Giydiklerimizle değil, yaptıklarımızla ön planda olduğumuzda.
Kıyafetlerimiz nedeniyle kötü ya da iyi bir şeyi “hak etmediğimizde.”
Eşit haklara sahip olduğumuzda. Kağıt üstünde eşit olabiliriz, pratikte öyle mi?
Kızını dövmeyen, dizini döver sözü rafa kalktığında…
Kadın-erkek ayrımını geçtim, henüz anne karnındayken kız bebek – erkek bebek ayrımı yapılmadığında.
Kız doğurdu diye kadınlar aşağılanmadığında.
Evlenen bir kadına artık “kocasının ailesine ait” denmediğinde.
“Kadının yeri kocasının yanıdır” deyip kadın her türlü şiddeti görürken onun yaşadıklarına sessiz kalınmadığında.
“Aman kız çocuğu nasıl olsa, okusa ne olacak? Evlensin bir an önce yuvasını kursun” diye düşünülmediğinde.
“Bak ya, ne işin var orada kadın başına” cümlesini hiç ama hiç duymadığımızda.
Bir kadın iş görüşmesine giderken “Doğuracak mısınız? Çocuk varsa, ikinciyi yapacak mısınız?” sorularıyla karşılaşmayıp, o işi hakkıyla yapabileceği için işe alındığında. Doğurmayacağı için değil…
Pembe otobüsler tarihin tozlu sayfalarına kalktığında…
Kızların – kadınların fiziksel değil, zihinsel becerileri ön planda olduğunda.
Her sene kızımın günün kutlayacağım. Kutlarken söyleyeceklerim yaşına göre değişecek…
- Hayallerinin peşinden git. “Aman sen kızsın, kadınsın yapamazsın” diyenlerden uzak dur.
- Ben hep yanındayım ama… Çalış, ayaklarının üzerinde dur, kimseye muhtaç olma.
- Her zaman hakkını ara. Ve sakın susma. Susarak koruyamazsın kendini.
- Evlenmiş olmak için değil, eğer gerçekten aşıksan, gerçekten istiyorsan evlen. Mecbur olduğun, “kız başına yalnız yaşamaman gerektiği” için değil.
- Her açıdan eşit olduğun birinin sırf erkek olduğu için senin önüne geçmesine izin verme.
- Kadınlara da erkeklere de her zaman eşit mesafede dur, saygını koru. Sana saygı göstermeyenle senin de işin olmasın…
- Aslında daha çok şey söylemek istiyorum da, büyüdükçe artacak kuracağım cümleler.
Bundan çok değil, 10 sene önce gece yarısı, hatta sabah karşı dolmuştan inip evime korkmadan yürüyen ben, şimdi karanlıkta dört apartman mesafeyi koşarak, kalbim hızla çarparak, hatta telefonun ucunda biri olsun diye eşimi – annemi arayarak yürüyorsam,
Çocuğumun geleceği için annem-babamdan daha kaygılıysam,
Bu işte bir terslik yok mu?
Dünya Kız Çocukları Günü kutlu olsun evet ancak… Kız ve erkek çocuklar eşit şartlarda olsun, biz de toplumsla cinsiyet eşitliğini konuşmayalım artık. Kız çocukları için yapmamız gerekenleri değil, “tüm çocuklar” için olması gerekenlerden bahsedelim. Her zaman, her koşulda eşit şartlarda!
Bu arada, bu amaçla çok güzel şeyler de yapılıyor. Tabii ki görüyorum. Takdir ediyorum. Ama işte keşke ve keşke…
Biz kız anneleri nasıl güçlü kızlar – kadınlar yetiştirmeye çalışıyorsak, erkek annelerine de büyük iş düşüyor. O da kızlara – kadınlara “doğru gözle bakmayı” öğretmek…