Zaten hayatım onu anlamak ve bunu itiraf etmekle geçiyor ya.
Aileme çok düşkünüm. Balayında bile annemi özleyip ağlamışlığım var. Hiçbir zaman ayrı yaşamayı düşünmedim, sırf bu nedenle Avusturya’da okumak istemedim lisenin devamında. Neyse, uzatmak istemiyorum. Evlendim, annem “Artık bana bir şey olacak diye korkmuyorum, hayatında çok sevdiğin, sana güç veren bir adam var,” dedi. Dedim, “Anne, saçmalama!” Ardından doğum yaptım, annem bombayı patlattı: “Artık ölürsem gözüm arkada kalmaz, sende aklım kalmaz, seni hayata bağlayan bir evladın var.”
Böyle bir cümle kurduğu için çok üzüldüm. Çok sinirlendim. Derken… Derken Irmak 5 aylıkken babam bir kontrol sonrası apar topar bypass oldu. 5 damarı değişti. Haberi ilk aldığımda Irmak kucağımdaydı. Evde yalnızdım. Derin nefes aldım, onu yatağına koydum ve çöktüm. Bir yandan ağlıyordum, diğer yandan “sakin ol, sakin ol, emziriyorsun, sana ihtiyacın olan bir bebeğin var” diye kendi kendime konuşuyordum. Çok üzüldüm, çok korktum, ancak Irmak’ın varlığı soğukkanlı olmamı sağladı. Babam iyileşti, bir süre sonra dayım kalp krizi geçirdi. Öyle ki, kalbi durdu. (Beni tanıyanlar, 4 dayıma da nasıl düşkün olduğumu çok iyi bilir.) Acil bypass… Yine soğukkanlı olmaya çalıştım. Ancak bu bir yıl içinde kendimi nasıl kastıysam bir sabah kitlendim. Beni yataktan kaldıramadılar saatlerce. Sonuç, sinir sıkışması. Geçti… Sorun bile sayılmaz. Benim unutmama nedenim, kendimi fazla kasmam, dışa değil, içe doğru patlamam yüzünden olması…
Bugün ise, çok çok çok çok çok sevdiğim kayınpederim çok önemli bir beyin operasyonu geçirdi. Kaç gündür gerginiz. Heyecanlıyız. Korkuyoruz. Aslında 1.5 yıllık bir süreç, bu aşamaya gelmesin istemiştik, ancak başka çare kalmadı. Şimdi iyi olacak, inanıyorum. Ameliyat başarılı geçti. Bu gerginliği Irmak’a çaktırmamaya çalışıyoruz. Sabah onu okula bıraktım, sonra koştum hastaneye.
Ameliyat sırasında, bize söylenen süre uzadığında hep aynı şeyleri düşündüm. Annemin sözleri çınladı kulağımda. Artık ne demek istediğini çok iyi anlıyorum.
Ben güçlü durmalıyım. Güçlü olmalıyım. Beni hayata bağlayan bir canım var. Bana güç veren. Her bir kötü olayda “en kötüsü bu olsun lütfen”, “önce çocuğum sağlıklı olsun” dedirten.
Bu, kimseyi daha az sevdiğimi göstermiyor. Sadece her anne babanın hissedeceği gibi, önce çocuğum geliyor. Geldik, oyun oynadık, biraz sonra da uyuyacağız. Onu üzmeye ne hakkım var ki benim.
Art arda kötü kayıplar da yaşandı, kötü haberler de geldi. İnsan üzülmüyor mu, üzülüyor. Üzüntün değişmez ki. Azalmaz ki. Sadece “kendine hakim olarak” üzülüyor insan. Aradaki fark bu işte.
Evet anne itiraf ediyorum. Seni çok iyi anlıyorum. Ama rica ederim kendinize iyi bakın. Lütfen!
(Ve… Aslında biz bu ameliyattan sosyal medyada asla bahsetmeyecektik. Söylemeyecektik. Ancak kan ihtiyacı nedeniyle yazmak zorunda kaldım. İki gündür sıktıysam, kusura bakmayın lütfen.. Bir de, ben günlük koşturma hakkında yazarken “Oooo tek derdin bunlar, çocuğun yüzmesi, akşamın yemeği, bir elin yağda diğer balda” yorumları yapanlara da söylemek istediğim bir şey var: Kimseyi, üç beş yazdığına bakarak yargılamayın. insan her şeyi yazmak, paylaşmak istemiyor.)ç
Cok cok iyi anliyorum sizi… dogum yapali henuz 5 gun olmusken annem gozlerimin onunde fenalasti ve bilincini kaybetti.. kucagimda kizimla anne diye bagirmaktan ortaligi kaldirdigimi animsiyorum. Annem o bilinci yari kapali haliyle bana aglama sutun gidecek demisti ve beni benden etmisti.. o gun onu ben degil de gorumcem hastaneye goturunce anladim ki ben anneyim artik ve benim de onceligim her anne gibi kendi evladim.. aci tecrubelerle anlamasak keske annelerimizi.. kayinpederinize acil sifalar diliyorum Allah sevdiklerine bagislasin..
sevgiler
Her ne kadar aklımızı kurcalayanları bir kenara bırakamasak da bazen kaçarak beynimizi kandırabiliriz. Ekim zorladı, Eylül sonu zorladı; kendimi arkadaşımın yanında buldum. Bakmayın arkadaş...
Offf cidden bazen kadın olmak yoruyor beni. Keşke Arkın gibi olsam. En ufak bir sorunda 10 sene önceyi hatırlatmaya başladım. Anneme söylüyordum, ben yapıyorum...
Gecenin bir yarısı, zaten zor uykuya dalıyorum; hoooppp “uyan”… Biliyorsunuz, geceleri uyumakla ilgili sıkıntılarım var. Ne kadar yorgun olsam da o gözleri kapatamıyorum. Sürekli...
Yıl 1999, 21 yaşındayım. Sabah Gazetesi’nin Bayan Sabah ekinde köşe yazıyorum. Sunulan fırsata bakar mısınız? (Gerçi herkese sunulmuyordu, kendimi de ezmeyeyim şimdi burada…) Aylarca...
Cok cok iyi anliyorum sizi… dogum yapali henuz 5 gun olmusken annem gozlerimin onunde fenalasti ve bilincini kaybetti.. kucagimda kizimla anne diye bagirmaktan ortaligi kaldirdigimi animsiyorum. Annem o bilinci yari kapali haliyle bana aglama sutun gidecek demisti ve beni benden etmisti.. o gun onu ben degil de gorumcem hastaneye goturunce anladim ki ben anneyim artik ve benim de onceligim her anne gibi kendi evladim.. aci tecrubelerle anlamasak keske annelerimizi.. kayinpederinize acil sifalar diliyorum Allah sevdiklerine bagislasin..
sevgiler
evet anneler hep haklıdır katılıyorum ben de cok ıcımden soylerım.. annem ne haklıymış dıye