Her ne kadar hava güzel diye kendimizi bol bol dışarı atsak da, her gün bunu yapmak imkansız. Evde de aynı şeyleri yapınca sıkılmaya başlıyor...            
            
        Oyuncak & Aktivite
                İki yıldır Irmak’la ikimiz çok yolculuk yaptık. Arabayla. Bazen ikimiz yalnızdık, bazen Arkın ya da annem bizimleydi. Uzak mesafeler değildi. Ankara, Çanakkale, Lüleburgaz. Ama...            
            
        
                Evde oynadıklarımızı sık sık yazıyorum. Dün düşünürken baktım ki, birini unutmuşum. E onun da hatırı kalmasın. 🙂            
            
        
                Hep söylüyorum. Belki doğru belki yanlış bilmiyorum ama Irmak’ı hafta sonları da erken uyandırmamak için spora yazdırmadım. Bir yandan da ilkokul 1’i bekliyoruz açıkçası....            
            
        
                Yaşasın hava güzelleşiyor, oyunlar şekil değiştiriyor. Her ne kadar soğuk havada da bol bol dışarı çıksak da, sokak günleri başlıyor! Okuldan sonra parka gitmeden eve...            
            
        
                Çok soru geliyor, “Irmak okula gitmeden öğrendi okuma-yazmayı sıkılmayacak mı” diye. Yani öğrendi evet ama oturup kitap okuyamıyor henüz. Kelimeleri seçiyor, istediğini yazıyor. Yazma...            
            
        
                Evet, oyun oynuyoruz bolca. Kimi zaman Pişti, kimi zaman evcilik, kimi zaman bizim tavşan evi… Ancak işte bazen de benim hiç ama hiç halim...            
            
        
                Biz, çok uzun zamandır Sylvanians Families ile oynuyoruz. Ki zaten bilmeyen kalmadı. 🙂            
            
        
                Biz sürekli lego ile oynuyoruz. Elimizden geleni de yapıyoruz öğretebilmek, Irmak’a farklı bakış açıları kazandırabilmek için. Ancak legoyla ilgili hiç böyle “tatlı” bilgiler okumamış,...            
            
        
                Biz küçükken (ilkokulda), annem haritayı açardı, şehir bulmaca oynardık. Büyüdük, ülke bulmacaya geçtik.            
            
        
                Korkuları, oyunla yok etmeyi denediniz mi hiç? Biz Irmak’ın “gölge korkusunu” bu şekilde yenmiştik.            
            
         
                
            