Hani yazmıştım babasız tatilde anne daha az yoruluyor diye. E nedeni malum, beklenti daha az. 5 gündür Arkın da bizimle. 26’sına kadar beraberiz. Bu...
Biz
Öyle özlemiş ki babasını. Aklıma babam geliyor, küçücükken kaybetmiş babasını. Anlattıkları çıkmıyor aklımdan. Pencerede gelecek diye beklediği dedemi… Daha yazmayayım…
Eskiden aynen yukarıdaki manzarayı görürdüm de “ay çocuklar ortalığı ne yaptı” derdim.
Ev alışverişinde bizde işin uzmanı Arkın. Bunu sık sık dile getiriyorum zaten.
Irmak bebekliğinden 4 yaşına kadar zayıf bir çocuktu. 6 ay önceye kadar da ortalamadaydı.
Çok eski arkadaşız… 17 senedir. Birlikte büyüdük, birlikte ağladık, birlikte güldük. Şans eseri 6 gün arayla doğmuşuz, şans eseri 3 ay arayla evlenip, yine...
Irmak’la tek başıma tatile çıktığımda “her şeyi ben yapacağım” psikolojisiyle, o uyuyana kadar kendime zaman ayırmayı aklımdan geçirmiyorum.
Yazlığın en güzel yanı, rahatlık. Irmak kuşla arkadaşımın yanına geldik Güzelyalı’ya. Çocukların arasında 6 ay var, pek mutlular…
Arabadan sarkan havlu ve bikiniler, çocuk çadırı, salda Özlem ile muhabbet eden Irmak, çadır önünde keyif yapan Gülay, Çanakkale Boğazı… Şahane bir yerdeyiz. Kimseler...
Eskiden, bir hafta yazlığa (Çanakkale, Seddülbahir) gelirdik, bir hafta da başka bir yere giderdik tatile. Bodrum, Kemer, Bozcaada, Çeşme… Irmak doğduğundan beri sadece yazlığa...
Facebook’un tadı bir başka da yaz aylarında Instagram daha eğlenceli oluyor sanki.
Bizim burada (#seddülbahir #canakkale) Mocamp diye bir yer var. Oraya her sene Irmak’ın “fıstıkçı amca” bizim “abi” dediğimiz bir bey geliyor. Hep fıstık...